KURTLAR SOFRASININ KUZEY YAMACI 1

Adnan Bahadır

Çok Kıymetli Okurlarım, hani köşe yazarlarımız hikâye, masal yazıyorlar diyordum ya, dedim ki bende bir masal dizisi yazayım da eksik kalmayayım. Malum masal bulup yazmak zor iş. Masalımızın ismi Kurtlar Sofrasının Kuzey Yamacı… Evvel zaman(evvel de değil yakın zaman aslında) içinde, Kuzey Yamaç topluluğunda bir dedikodu yayılmış… Herkesten gizli bir sofra kurulduğu, bu sofraya türlü kişilerin dahil olduğu, ve sofradaki yemeğin isminin de Acılı Kuzey Yamacı olduğu kulaktan kulağa yayılmış… Bu heyetin ise nasıl oluştuğu hikâyesi şöyle yayılmış halk arasında… Heyetin yağlı bonkör siyasetçisi, çok derin düşüncelere dalmış durumda imiş… Ne yapsam ne etsem de, şu Acılıyı iyice yiyebilsem diyormuş. İmdadına diğer Selvi boylu büyük siyasetçi koşmuş. "Ah pirim, Üstadım ben sana bu konuda son gaz destek olurum, gereken tüm desteği sağlarım" demiş ve hatta bu girişime bir slogan dahi bulmuş " Her şey Acılıyı yemek için" miş sloganın adı... Ama bu iş böyle de olmaz, kendimizi bizzat ortaya koyarsak biz yanarız… Birilerini bu işte kullanmamız gerek, benim Sarı Çizmeli Bonkörüm demiş… Yağlı bonkör hemen çareyi yapıştırıvermiş, selviboylusuna. "Bundan kolay ne var?Yıllardır beslediğimiz leş kargalarımız ne güne duruyor,gözümüzü oysunlar diye beslemedik ya,göz oysunlar,millete sözümüzü dolaylı yoldan geçirtsinler diye besledik,dur hemen onları da çağırayım soframıza" demiş.Elini,kolunu sallaya sallaya gelmiş tabi bizim ceddi uzun leş kargaları…Hemen ne icap ediyorsa emrinizdeyiz,siz bonusdan haber verin demişler bir ağızdan…Selvi boyluyla,yağlı bonkör durur mu,açmışlar bonuslar saçan kredileri karga kardeşlerine…Bizim kargaların kafaları iyi tabi, ne de olsa yüksek dozda çekmişler, ne varsa içerilerine.."Kafa güzel her şey güzel de demişler,bize dur demeyecek, bir Bürokrat lazım bu memlekette"…"Eee" demiş Sarı Çizmeli Yağlı Bonkör, "onu sen bize bırak,ne güne duruyor Güzeller Güzeli kara yağız Bürokratımız.Ona en önemli görevi vereceğiz zaten". "Beraber iyi geçinmeye bakın" demiş kargalara, gerisini biz hallederiz… Tabi kargalar,"Hürmette, saygıda kusur etmeyelim" demişler, "Beraber yemeklere gidelim, boy boy resimler de çekinelim… Ki görevini iyi yapsın"…Gel zaman git zaman büyük siyasetçiler, Güzeller güzeli kara yağızı da çağırmışlar. "Gel" demişler "Sana bu sofrada en büyük görev düşüyor. O da SUSMAK…"  "Tamam" demiş kara yağız "bundan kolay ne var, tam benlik iş…"O da sofradaki yerine geçivermiş… "Ama" demiş leş kargaları, "bizim bir Sihirli Camımız ve Tılsımlı mikrofonumuz olmalı ki, halk bizleri yanlış tanımasın, bizlerin ne kadar has insanlar olduğunu bilsinler"Ondan kolayı mı var" demişler Selviboyluyla Leş kargaları, bir ağızdan… "Hemen İhlas sahibi takva eri bir kemale ermiş kul Tılsımlı Mikrofonumuz olsun".Çenesi durmak bilmeyen hayvan isminden esinlenerek de bir Sihirli camımız olsun, adı da KAZ TV olsun. Bunu da çok rahat bir şekilde hallettikten sonra, sömürme günleri onları bekliyormuş… Beraber yemedikleri yemek, içmedikleri zehiri zıkkım kalmamış… Halkı da zaten sihirli mikrofonla, Tılsımlı Camla uyutuyorlarmış… Günler güllük gülistanlık geçiverirken…(Devamı gelecek…)

 

Not: Yazdığım sadece bir hikâye, isteyen buradaki karakterleri üzerine alıp istediği yere şikâyet etmekte özgürdür, nasılsa hikâye dizimiz devam edecektir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.