Kuşun Seçtiği Kral?

  Eski bir zamanda, İnsanlarının mutluluk içinde yaşadığı, Bolluk ve bereket içinde olan, bir Krallık vardı, Hastalanarak uzun zaman tedavi gören, ancak bir türlü iyileşemeyen Kral ölür. Buranın geleneğinde ise, Yeni Kralın seçilebilmesi için, Bütün ülkeye tellallar çıkartılarak buraya aday olanların, tespit edilen günde, Sarayın bulunduğu şehir meydanında hazır bulunmaları istenir.

  Aynı kasabadan iki kişi, Birisi genç ve güzel yüzlü, fiziği gibi huyu ve düşüncelerinde güzel olan, Digeri çok çirkin ve korkunç görünüşlü olduğu kadar düşünceleri de kötü olan kişiler yola koyulmuşlardı. Şehre yakın bir yere vardıklarında çantalarında bulunan yiyeceklerinden yemek, birazda dinlenmek için, bir ağaç altında, oturdular, Başladılar konuşmaya, Genç ve yakışıklı olanı, Eğer ben seçilirsem, Ülkeyi çok iyi idare etmek istediğini, İnsanlara güzel davranacağını, Huzur-zenginlik- getirmek için projelerinin olduğunu söyler, Çirkin adam ise, benim seçilmem mümkün değil ama Şayet seçilirsem, milleti anasından doğduğuna pişman edeceğini, Ölülerini evlerinin bacalarından çıkartacağını, vergi üstüne vergi vurarak canlarından bezdireceğini, Herkese günde on değnek sopası vurduracağını söyler. Genç adam bu konuşmaya gülerek karşılık verir, Yola koyulurlar, Seçimin yapılacağı meydana varırlar.

  Millet toplanmıştır. Seçim heyeti ortaya kafeste bir kuş getirir, Bu kuş kafesten salınıp, kimin başına konarsa o Kral olacaktır. Nitekim kuş salınır, havada birkaç tur atar, döner dolaşır ÇİRKİN ADAMIN başına konar, Saray erkânı ve ahali adamı görünce, bundan kral olmaz diyerek, Kuşun bir daha salınmasını karar verir, Adamıda yerinden kaldırarak, meydanın kenarında bir dam altına yollarlar. Kuş yine salınır, Döner dolaşır, yine aynı çirkin adamın başına konar. Yetkililer ve halk yine bu adamdan Kral olmaz derler, Kuşun bir daha salınmasını isterler. Bu sefer "de adamı meydanın yanında boş bir binanın içine sokarlar. Kuş yine salınır, Döner-dolaşır, Köşe bucak her tarafa dalar, en sonunda adamın bulunduğu binanın bir deliğinden içeri girerek, yine çirkin adamın KUŞBAŞINA KONAR. Üçüncü sınama dada kuşun bu adamın başına konmasında bir hikmet var kanaatine varan, heyet adamı KRAL ilan ederler.

  Göreve getirilen Çirkin Kral, Bütün ahaliye günde on değnek vurdurmaya, Ölüleri evlerin bacalarından çıkarttırmaya, Vergileri en ağır şekilde almayı emrederek, hayli bir zaman ülkeyi bu şekilde yönetir. Hiçbir kimse Kral"a söz söylemek cesaretini gösteremez, Canı yananlar ne yapsak etsek diye aralarında istişare yaparlarken, Bu adamla birlikte şehre gelen arkadaşını bulalım, Durumumuzu ona arz edelim. O na söyletelim derler, Şehir dışındaki o genci getirmek için, Elçi gönderirler. Genç bulunarak şehre gizlice getirilir. Ahalinin ileri gelenleri durumlarını anlatır, O da ben o adamı pek o kadar yakından tanımam, Ancak seçim için yola çıktığımda karşılaştım ve onunla tanıştım. Beni kabul eder"mi bilmiyorum, Ama bir deneyim der.

  Sarayın kapısına giderek, Nöbetçilere Kral"ın arkadaşı olduğunu, Uzun zamandır buradan uzaktaki kasabasında ikamet ettiğini, Kral"ı ziyaret etmek istediğini söyleyerek, dileğinin Kral"a iletilmesini ister. Görevliler durumu Kral"a iletir. Kral hemen o kişiyi yanına getirilmesini emreder. Misafir, Kral"ın huzuruna çıkartılır. Kral gelen arkadaşını ayakta karşılayarak tahtının yanına oturtur, birçok yiyecek ve içecekle ikramda bulunarak,   sohbete başlarlar. Kral arkadaşını çok merak ettiğini, hatta gizliden arattığını, geldiği için çok sevindiğini söyler. Genç ise Kral seçiminde yolda gelirken, aralarında geçen konuşmayı dile getirerek, Ben senin o insanlara eziyet olacak, söylediklerini saka olarak söylüyorsun gibi algılamıştım, Ne var ki sen o dediklerini tatbik etmişsin ve halen de ediyormuşsun der. Kral ise; Bende o konuşmayı laf olsun diye söylemiştim, Benim gibi bir adamın, Kral olması hiçbir şekilde mümkün olmayacakken,, Kuşun benim kafama meydanda iki kere konması, Beni kapalı bir yere sokmalarına rağmen o kuşun bir delikten girerek gene benim başıma konmasında. Yetkililerin ve halkın bir hikmet görmesi gibi. Bende, sana söylediğim, Halka edeceğim eziyet sözlerinin bu seçilme ile ilişkili olduğu kanaatine vardım. Demek ki bu millet böyle bir işkenceye müstahakkı beni başlarına getirdiler. Ben"de gerçekten istemememe rağmen, bu sözlerimi uygulamak mecburiyetinde kaldım der.

  Genç durumu anlatır, Kral ise ve uygulamadan bir anda vaz geçmenin doğru olmayacağını, Ölüleri bacadan değil, evlerin penceresinden çıkartabileceklerini, günlük 10 değnek cezasının 5 e indirilmesine karar verir, Genci kendisine Vezir yapar. Diğer iyileştirmelerin zaman içinde yaparız diyerek mutabakat sağlarlar.
   Hikâye bu ya, Napolyon un dediği gibi, “Bana tevil edilmeyen bir söz söyleyin? “ demesi gibi, Hikâyeyi Samsun"a uyarlayarak anlatan bazı siyasetçilerimizin tespitleride ilgi çekicidir. 
  
  "
 .
  l-Dere Bahçe mahallesinde oturan, ROMAN kardeşlerimizin oturdukları evlerin ellerinden alınarak, borçlandırılmak suretiyle Toki binalarına tahliyeleri ilgili uygulama.
  2-Kaza minibüsçülerinin geçtiğimiz günlerde Şehre SOKULMAMALARI konusundaki yaşanan olaylar.
  3-Büyük şehir Belediyesinin su fiyatlarına yaptığı gizi zamlar.
  4-Emlak vergisi uygulanmasında mükelleflerin isyanına sebep olan artışlar.
  5-İlk adım Belediyesinin Kaldırım işgalleri konuşunda Esnafın İSYANI" NI  yansıtan görüntüleri..
  6-İşsizliğin boyutları ortada iken, Seyyar satıcıların üzerine giden belediyenin BASKILARI.
  
  Şimdilik Kralların hışmına uğrayan bu 6 sınıfa daha kimlerin ekleneceğini ileriki zamanlarda duyacak ve listemizi uzatacağız.