Alışveriş için beklediğim bir tezgahın başında , geçici olarak oraya bırakılan kişiyle tanıştım .Muhabbet uzadığında "Köyde, hasat zamanı tek tük olan radyodan, büyüklerimiz haber dinlerken Ankara'da konuşan adamı bir kutu içinde biz burada göreceğiz derdiler " dedi.
Ankara'dan konuşan adamlar o kutunun içinde yıllarca görülmekte ,tek kanal , siyah beyaz dan radyo gibi bol kanallı, çeşitli amaçlara hizmet eden birbirinden üstün kutular içinde adamlar gördük.
Ankara'dan konuşanı da Amerika'dan gelip Ortadoğu’yu şekle sokanı da gördük .Görmemiz gerekenleri de gördük sadece görmekle kalmadık hayatımızı da şekillendirmesine ,evimize girmelerine de müsaade ettik .
Saddam'ı gördük, aylarca elindeki kimyasal silah ile İstanbul'u vuracağı tezlerini de ,ne kadar diktatör olduğunu da gördük .Sonra Irak'ın nasıl parçalandığını ,halkın perişanlığı da gördük.
Afganistan'ı Libya'yı, Yemeni, Filistin'i gördük. Gördük de ders almadık, ders almadık ama Amerika'nın büyüklüğünü, yenilmezliğini, demokrasisini ve demokrasi getirdiği yerleri gördük.
Modayı orada gördük, moda adında ne varsa aldık, geliştirdik . Müzik dünyalarını gördük onu geliştirdik, filmlerini gördük daha iyilerini yaptık O filmlerde aldatmayı, aldatılmayı gördük daha iyilerini biz yaptık. Yaptıklarımızla toplum şekillendi, artan ihanetleri, cinayetleri gördük.
O kutu bize dünyayı gösterdi. O kutu bizim beynimizi yıkadı formatları.
Sadece camilerde dinlediğimiz hocaları hocaların hocalarını ekranlarda gördük inançlarımızı şekillendirdiler. Kerem ile Aslı hikayelerinin modernleşmiş hallerini gördük ,kılıçlarla Bizanslıların dize getirilmesinden, Irak ve Filistin'i kurtaran adamlarımızı gördük.
Biz onları görürken harcadık, daha gelişmişini almak için uğraştık ,hep tükettik hiç üretmedik. Hep yeni ürünü denedik, gözümüzün içine baka baka bizi kandırdılar reklam ile.
Bizim olmayan malları sevdik ,yerli malı haftaları düzenledik ,yerli malının önemini öğrendik okullarda, ekranlarda Mc Donald's reklamı gördük onu sevdik. Sevdirdiler, benimsettiler, adına gelişmişlik dediler.
Yabancı okulları anlatan filmleri gördük daha gelişmişini biz yaptık ve öğretmene saygımız kalmadı ne de öğretmenlerin mesleğine sevgisi kaldı .Kısaca el ele verdik, geleneklerimizden koptuk El ele verdik özümüzden uzaklaştık .El ele verdik bize bu hapları yutturanları zengin ettik.
Adamlar Ankara'da konuştu biz evimizde dinledik ,seyrettik, zamanımızı onlara verdik, düşünmedik .
O kutuda futbolu sevdik, onun üzerinden kumar oynadık, her sene bir sonraki yılın hayalinin peşinden koştuk. Futbolumuz da sporumuz da yerlerde sürünüyor. Bir altın madalya alındığımızda, göklere çıkardı ülkemizi de aynı yarışmada 50- 60 altın alanların ardından 30 veya 40 ıncı olduk .
Hiçbir şeyi geliştirmeden sadece seyrettik ,seyrettik .Din adına ticaret yapanları, vatanını satanları seyrettik .Yıkılan İmparatorluğu, kurulan Cumhuriyeti yerden yere vurmaları gördük. Her düşünceye ait bir kanal oldu o kutunun içerisinde.
Adına demokrasi denildi, vatana ihanet edildi. Bir kanalda ihanet ,diğer kanalda Zafer’den bahsedil di arada kaldık aynı olay hakkında.
O kutu geldi toplum bozuldu, toplum yozlaştı ,gençlik kendi halkına, ailesine yabancılaştı . Ankara'da konuşanı seyrettik ama Zeki Müren'in bizi orada görüp görmediğini öğrenemedik onu öğrenmek için oraya doğal yollarla gitmemizi gerekiyor da, bu her şeyi gösteren kutu ülkemizi ayrıştırıp o gitmeyi hızlandırmazsa.