Devlet halkını ortak bir paydada birleştiremezse, başkaları eksikleri bulur, bir takım unsurların farklılıklarını ortaya çıkartır, devletin birleştiremediklerini onlar çok iyi ayrıştırır ve bunun nedeni olarakta devleti göstertir.
Son yıllarda yaşanan gelişmelere bakıldığında sürekli ayrışma, sürekli çatışma ortamı oluşmaktadır. Cumhuriyet öncesi ve sonrasından günümüze kadar iktidara kim gelmişse mutlak suretle muhalefeti her yapılan faaliyete olumsuz bakmış ,iktidar ve muhalefetin izledikleri politikalar gruplaşmanın zeminini oluşturmuştur.
Bir yerde birileri '' dur'' diyebilseydiler bu çekişmeye ilerisi için daha olumlu gelişmelere sahip olunacaktı. Olaylar bu gelişmelerin tam tersi yönde hareket ettiği için, sürekli çatışma ve sorun yumağı oluşturulmakta ve çözümsüzlük katlanarak artmaktadır.
Ülkenin kurucusu M.Kemal Atatürk'ün hedefi '' Muassır Medeniyetler Seviyesine '' ülkenin yükselmesi idi. Sonrasında yerine geçen İsmet İnönü'nün hedefide Atatürk'ün göstermiş olduğu çizgide ülkeyi çağdaş bir ülke haline getirmekti. Ardından gelen Menderes hükümetininde, sonrakilerinden hedefi bu olmasına karşın şimdi geçmişimizle kavga etmekteyiz.
İkinci dünya savaşından ağır bir yenilgiyle çıkan Almanya ve Japonya ülkelerinin durumlarını çok iyi analiz ederek yükselişe geçmişken biz ikinci dünya savaşının üzerinden 70 yıl geçmesine karşın aynı noktada saymaktayız. Daha yeni başladık silahımızı üretmeye, dışarıya karşı bağımlıyken büyümekten ziyade hayali verilerle, hayali destanlarla çok büyük ulus olduğumuz tezi üzerinde mutlu olurken, gerçek hayatta ise sadece başkalarının kuklası olduk.
76 milyonluk büyük bir ülke olmamıza karşın, 5-6 milyonluk bir İsrail kadar bölgede ve teknolojik alanda etkili olamıyoruz. 1990 lı yıllara kadar Amerika Birleşik devletlerinin envanterinde bulunan M48 tipi tankların imal yılı 1950 olmasına karşın ülkemize verilen 1000 adet tank ile bu tankların en büyük kullanıcısı konumundaki ülke durumuna getiriliyoruz, ardından M60 serisi tanklar körfez savaşı sonrasında ülkemize hibe edilirken bu tankların modernizasyonunu ne yazık ki İsrail devletine yaptırıyoruz. Sonra muasır devlet olmak idealinden bahsedip Atatürk'çüyüz diyoruz ve ne yazık ki bu söylem abesle iştigalden başka bir şey değildir.
İsrail devletinin önüne bir ideal konuldu, vaat edilmiş topraklar,halkının bu ideal peşinden gitmesi adına her şeyi yaptı bu küçük ülke. Yahudiyim diyen herkes dünyanın diğer ucunda da olsa ülkesi halkı için mücadele etti, sonuçta çölün ortasında bizim gibi tarım ile uğraşan bir devlete domates , kavun tohumu yolladı ve ertesi sene aynı üründen tohum alamadığında yine kapısına gitmeni sağladı.
Peki aramızdaki fark ne olabilirdi ? bizim nüfus açısından en büyük olan ilimizin yarısı nüfusa sahip olan bu devletin bu başarısı nereden kaynaklanıyordu? Bir çok neden ortaya konabilir, aramızdaki fark olarak da yine bir çok neden öne sürülebilir. Fakat bunların en önemlilerinden bir tanesi halkının bizim ülkemiz kadar birbirinden ayrışmamış olması ve bir ideal uğrunda çalışmasıdır.
Olumlu görülür veya görülmez, bu hükümet olmasaydı ve yerine geçen hangi yönetim olursa olsun, ülkesine bir ideal gösteripte onun peşinde halkını organize edebilirse, vatan için bir adım atmış olacaktır ki tüm şükranlarımız ve desteğimiz onlardan yana olacaktır. Şimdi önümüze konulan 2023 yani cumhuriyetin 100. Yılı, tüm halkın bu doğrultuda çalışarak ülkemizi bağımlılıktan kurtarması ve muasır medeniyetler seviyesine çıkmamız için birlikte hareket etmemiz gerekmektedir.
Musul ve Kerkük Misaki Milli sınırlarımız içinde iken İngiliz oyunuyla sınırlarımızın dışında kalırken, Irak'ta bulunan Türkmenlerin bayrağımız altında yaşamaları için,Ortadoğunun bu karmaşasında ön plana çıkacak bir ülke için birlik olmamız ve Musul ile Kerkük'ün bizim olması idealinin peşinde koşmamızın ve 2023'te büyük devlet olma hayalimizin bize nasıl bir zararı olacaktır.