Destur sağım, destur azim bu yerlerin hepsi bizim, diyerek söze başlayayım. Efendim şehrin muhtelif semtlerinde fatura tahsilat büroları var. İlgili kurumların tahsilat gişeleri önündeki bitmez tükenmez kuyruklarda çile çekip, ömür törpülemektense bu tahsilat bürolarında fatura başına 1YTL hizmet bedeli ödeyip işkenceden kurtulabiliyorsunuz.
Fatura ödemeleri konusunda banka alışkanlığı olmayan halkımızın bir kısmı kurum gişeleri önünde çile çekip anasından emdiği süt burnundan gelirken, rahatına düşkün ve 1YTL"yi önemsemeyen halkımızın diğer kısmı da bu tahsilat bürolarının rahatlık ve kuyruksuz"luk tercihi ile hareket etmektedirler
Abone halkımızın hatırı sayılır büyük bir bölümü her ay eline tutuşturulan Elektrik, Su, Doğalgaz, Telefon vs. faturalarını aldıklarında sadece alt kısma bakıp ödenecek miktarla ilgilendiğinden diğer teferruatı önemli görmemektedir.
Ve fakat, elimize tutuşturulan faturalar sadece ödenecek rakamdan ibaret değildir, şöyle ki; TEDAŞ faturalarında büyük harflerle yazılı tahsilat bürolarına yapılan ödemelerden kurumumuz sorumlu değildir mealli biraz tuzlu,biraz acılı, azıcıkta şekerli uyarı çoğumuzun dikkatinde değildir. Bu uyarının öz Türkçesi, kurumla özel tahsilat bürosu arasında sorun çıkarsa abonenin çırası yanacaktır şeklindedir.
Şimdi; TEDAŞ"ı tedirgin eden kafasını kurcalayan sorun yaşandığında abonenin canının yanacağı belli olan olumsuzluk nedir? Veya TEDAŞ şöyle mi demelidir sayın abonem bana yapacağın ödemelerde benim gişelerimi kullan, ya da anlaşma yaptığım bankalara öde gerisi risklidir karışmam
Tahsilat bürosuyla, TEDAŞ arasında sorun çıkmazsa mesele yok, çıkarsa yandı abonenin keten helvası
Biz bize benzeriz,ateş ocağa düştü mü tencere kaynatırız mantığı ile nereye kadar?