LÂCİVERT

Ahmet Ufuk Erkan

lâcivert çocukluğumuz

kızıla çalan bazen, bazen işte

say, ne renk varsa aklında

 

melek yüzlerle cinayetlere teşne

teşne benzerini öldürmekte

 

pişmanlıkları perde yapamayacak

tövbesi ki kalır hep eksik

eldeki kandır, asla yıkanmayacak

 

o yüzden ölünüyor belki, öyle dağbaşlarında

o yüzden belki, eski günahları temizleyemeyen

tövbelerle ölünüyor, en korktuğun soğukta

eli kanlı çocuklarız

eli kana mütemayil çocuklar

ki büyüdük hem de yine aynı kan ormanında

 

vatan millet ve sınıflar…

ekmek kazanılırken hazır yiyici katillerdik

ve yine öyle, tevarüs ediyor ömrümüze bir miras

hasmımızı yiyoruz hâlâ

eski tövbelerle, biteviye

-kalın tel bir askıyla boğulabiliyordu çocuklar

ve sağolsundu vatan

yerden ekmek kırıntısı kurtaran çocuklardık

ve ne çok katildik, vatan, millet ve sınıflar-

aynı dili konuşan, anlaşamayan

kalbimizde yumuşacık pamuktan bir şilte

yine de ne çok katildik

vatan, millet ve sınıflar…

işte bu yüzden tepetaklak düşülebilir

karların tam orta yerine, göklerden

şiraze tutmaz, çünkü günahları

bazı tövbelerin

-mezar taşlarında yazmıyor

ortaokul kravatıyla ölen çocuklar

niye öldü

vatan, millet ve sınıflar-

tövbe tutmuyor bazı günahlar

ve yıkanmıyor eldeki kan

gözyaşlarıyla

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.