Ankara'da gerçekleştirilen bombalı saldırıyı lanetliyor ve kınıyorum. Basından takip ettiğimize göre, yazımızı yazdığımız saatlerde kırk'a yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiğini öğrendik.
Bir insanın hayatına son vermek bütün insanların hayatına son vermek gibidir. Bir insanı yaşatmak da bütün insanları yaşatmak gibidir.
Mal ve can doğuştan, yaratılış gereği var olan kutsallardır. Bu kutsallara zarar verilemez, hak ihlali olur. Vatanın, aklın, ırzın korunması da kutsaldır. Bu kutsalların korunması için insan malını ve canını ortaya koyar. Bu yolda can verenler şehittir. Zira, korumakla ve korunmakla yükümlü olunan kutsallar için can verilmiştir.
Ahirette yargılanmak için bu dünyanın imtihan yeri olduğunu bilmeye gerek yoktur.
Bu hain saldırıyı gerçekleştiren zalimlerin ahiret hayatlarını, ölümüne sebep oldukları vatandaşlarımız bulundukları ahiret makamından seyredeceklerdir.
Ebedi olarak cehennemi bir hayatı hak eden bu zalimler, o cehennemi hayattan kurtulmak için, yaşamlarına son verdikleri insanların şefaatlerine ihtiyaç duyacaklardır.
Peygamberimizin, Bedir'de, ölen müşriklerin başlarına gelerek, "hak ettiğinizi gördünüz mü, buldunuz mu" dediği gibi, saldırılarda hayatını kaybedenler de ölümlerine sebep olanların cehennemi makamlarına bakarak aynı şeyi sorup, söyleyeceklerdir.
Ülkemizde otuz yıldır devam eden terör nedeniyle kırk bine yakın vatan avladımız şehit olmuştur. Şehit olan evlatlarımız, şahadetleri nedeniyle ebedi cenneti kazanmışlar, Allah c.c tarafından övülen ahiret makamına ulaşmışlardır. Kaybetmeyip, kazanmışlardır. Hain ve zalimler ise hem dünyada hem de ahirette kaybedenlerden olmuşlardır.
Görünen mücadelenin, görünmeyen plan ve programının adı; hak ve batıl mücadelesidir. Tarihi süreçdeki tanım ve tarifi de, haclı hareketinin İslam âlemini yok etme çabasıdır.
Haclı zihniyetinin, İslam âlemini yok etme düşüncesiyle ilgili plan ve programının merkezinde, hem coğrafi, hem siyasi, hem politik, hem stratejik, hem dini açıdan merkez üssü Türkiye'dir, Anadolu'nun merkezi olan ülkemizdir.
Osmanlının gerileme döneminden itibaren yaklaşık iki-üç yüz yıldır bu sinsi ve hain plan yürütülmektedir. Zihenlerin işgal edilmesi, ticaretin belirlenmesi, siyasetin şekillenmesi, idarenin tayin edilmesi gibi temel mevziler üzerinden yürütülen bu haçlı hareketi, bu mevzilere paralel olarak karasal hareketini de terör üzerinden yürütmektedir.
Seksen öncesi, sağ sol kavgaları da, onu takip eden merkez üssü güneydoğu olan terör mücadelesi de, haclı mücadelesinin kara harekatıdır.
Ülkemiz ticari, siyasi, idari açıdan güçlü oluncaya kadar bu olumsuzlukların biri biter, biri başlar. Önemli olan, ülke insanımızın bu oyunu fark etmesi, gücünü birleştirip, tek yumruk halinde Çanakkale'de ve kurtuluş savaşında olduğu gibi dini ve milli merkezli mücadele için duruş sergilemesidir.
Seksen milyona yakın nüfusa sahip ülkemiz insanının her birisi dini ve vatanı için canını ve malını ortaya koymaya hazırdır ve bunun örneklerini göstermektedir. Ancak, bu mücadele, günü kurtarma mücadelesi değildir. Kur’ani hakikatle, hak ve batıl mücadelesi, tarihi tanımıyla haclı ile mücadaledir. Yaşanılan olayları ve karşılaşılan terör hadiselerini böyle okumadıkça, sağlıklı sonuçlara ulaşmak zor olacaktır.
Ankara'da gerçekleştirilen terör olayını da bu kapsamda görmekteyiz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyorum. Ruhları Şad, kabirleri nur, makamları cennet olsun.
Allah c.c milletimize her zaman yardım etmiştir. Bu Necip Millet, her zaman kendini ve vatanını koruyacak imani, idari, siyasi ve askeri güce sahiptir. İnşaallah, bu hainlerin kökü kazınacak, arkalarındaki zalim güçlerin nefesi en kısa zamanda kesilecektir.