LİDERLİKLE GENEL BAŞKANLIK FARKLI ŞEYLERDİR
Liderlik kişinin karakter yapısı, karizması, duruşu ve yaşantısı ile ilgili bir olaydır. Genel Başkanlık ise bir görevdir, yapan kişinin karakteri doğrultusunda yönetim biçimi sergilemesi ile başarı oranı da orantılıdır.
İsterseniz bu dediklerimizi biraz müşahhas örneklerle açıklamaya çalışalım; Türk Siyasi hayatında parti genel başkanlığı ve Reisi Cumhurluk yapmış kişileri tek tek ele aldığımızda hangisinin lider, hangisinin Genel Başkan olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz. Cumhuriyet döneminde riskini ve liderliğini ispat etmiş kişilerin aklına şüphesiz Atatürk geliyor. Zira duruşu ve misyonu, davranış ve uygulaması ile ciddi bir lider olduğu ortada. İsmet İnönü"de kendi çapında lider olma mücadelesi vermiş, ancak bu noktada çok başarılı olduğu söylenemez. İyi bir Devlet adamı asker ve iyi bir Demokrat olduğu söylenebilir ama liderlik çok farklıdır. Örneğin bir Partinin Genel Başkanının önünde bir memur gibi durup devletini düğmelemesi bir nezaket gereği olabilir ancak bir lider bunu asla yapmaz. Bilakis herkes onun karşısında esas duruşa geçer. Merhum Adnan Menderes Lider değildi, zira bir misyonu yoktu, tek Parti zihniyetinin uygulandığı istibdat Politikalarından bıkan insanların iradesi olmuş demokrat kişiliği ile insanların gönlünü titretmiş iyi bir Genel Başkandı. Merhum Celal Bayar Hilal Mahkemesinde gösterdiği dik duruşu ile lider olma noktasında iyi bir imtihan verdi diyebiliriz. Süleyman Demirel çok iyi bir liderdir zira misyonu, duruşu, mücadeleleri onun için iyi bir lider olduğunu gösteriyor. Hala daha dimdik ayakta duruşu bunun bir göstergesidir. Merhum Turgut Özal bürokrasiden gelmiş olmasına rağmen Lider olma yolunda çok iyi sınavlar verdi ancak Politik geçmişi olmadığından Partisinin başına Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz gibi değil liderlik Genel Başkanlık vasfı dahi bulunmayan birilerinin gelmesi sonucu Anap diye bir Parti kalmamış, tarihin kirli sayfalarında yerini almıştır. Merhum Alparslan Türkeş çok iyi bir liderdi belki de bu ülkede en kalıcı gençlik teşkilatlarını bırakan lider o"dur, koltuğunu doldurmaya çalışan Devlet Bahçeli henüz gerçek bir lider olamamıştır. Alparslan Türkeş"in yanında yetişmiş olmanın ve teşkilatın içerisinden gelmiş olmanın avantajı ile Genel Başkan olmuştur. Yaptığı bir takım olumlu çalışmaları liderlik noktasında iyi gelişmelerdir. Ancak iktidar olduktan sonraki seçimde Meclise girecek oyu bulamayıp Meclis dışı kalırsa Genel Başkanlıktan istifa edeceğini açıklayıp, daha sonra devam etmesi onun için liderlik noktasındaki en kötü puanlardan birisidir. Necmettin Erbakan"da bu ülkede yetişmiş en ciddi liderlerden birisidir. O hiçbir zaman pes etmez, yüzde ikilik oy oranlarından istifini bozmaz ve bir şey olmamış gibi yoluna devam eder. Hiçbir başarı, başarısızlık olmadan elde edilemez. Başarısızlık olmadan elde edilen başarıların tamamının sonu hezimettir. Tarih bunu böyle göstermiştir. Deniz Baykal"a gelince iyi bir politikacı olduğunu söyleyebilirim ama yıllardır Parti Genel Başkanı olmasına rağmen hala daha koltuğundan endişe duyuyorsa ona iyi bir lider denmez. İyi lider korkmaz, çekinmez her türlü mücadeleden kaçmaz. Tayyip Erdoğan"a gelince iyi bir lider olduğunu söyleyebiliriz, zira Erbakan Hoca gibi müthiş bir lidere kafa kaldırıp, karşısına aday çıkabilmiş, düşe kalka bu noktaya gelmişse liderliği fazlasıyla hak etmiş demektir diyerek sözlerimi noktalıyorum. Kalın Sağlıcakla