Lütfen Kemerlerinizi Bağlayınız...!

LÜTFEN KEMERLERİNİZİ BAĞLAYINIZ...!
Bugüne kadar birçok yolculuk yaptım; ama en ilginci uçak yolculukları oldu. Binlerce kilometre havada, bulutların üstünde bir yerlerdesiniz. Aslında her yerdesiniz...

Amsterdam'dan Ankara'ya veya İstanbul'a yapılan seferleri ilginç buluyorum. Işınlanmak gibi değil, anlık da olsa siz birkaç ülkeden geçmek zorunda kalıyor, hatta o ülkelerde bulunuyorsunuz! Fakat uçağın içinde olduğunuz için o ülkelerde bir an da olsa bulunduğunuzu düşünmüyorsunuz.  Almanya, Yunanistan gibi ülkelerin üstünden geçiyorsunuz. Yani bir nevi masal gibi... Tek fark, ayağınız o geçtiğiniz ülkelerin toprağına basmıyor. Belki bundan dolayı kendimizin o ülkelerde bulunduğumuzu düşünemiyoruz. Binilen ve inilen yerlerde bulunduklarına inanmış olabilir insanlar.

Belki de bir bakış açısıdır bu. Bulutların üzerinde bir yerlerde pilot uçağın kaptanlığını yapmakta bulunuyor. Hosteslerse sabırlı ve güven veren nazik işbilir kişilerdir. Zaten bu yazımın asıl sebebi de onları desteklemek isteyişim. Uçağa binmek ve inmek her şeyin yolunda olduğunu anlatır gibi. Hatta her şey tıkırında işler ve yürür gibi prosedür açısından. Ama yolcuları? Bencilce kendi hayatlarımızı düşünürüz aslında farkında olmadan. Kadının "Aman başımıza bir şey gelmesin Selahattin!" sorusuna eşi "Bir şey olmaz, bu uçakta ben bulunuyorum Füsun'cum" gibi saçma bir cevap verebiliyor. O an her yolcu yanındaki annesi dahi olsa, kendisinden başka kimseyi düşünmez. "Benim hayatım, ben önemliyim" egoistliği var. Korku ve bencilliğin el ele tutuşmuş hali bu. Yani iki kelimenin tek bir hamurda yoğrulması gibi... Ama lezzeti iğrenç ya da uyumsuzdur! İnsanlar uçakta yolcu olarak kendi hayatlarını düşünürken ben hosteslere üzülüyorum.
Onların da sevdikleri vardır mutlaka. Adam hergün üzülüp korkmuyor mudur eşi hosteslik yapıyor ve sabah akşam bir o yana bir bu yana gökyüzünde çalışıyor diye? Hostesler insanlar rahat olsun düşüncesiyle o mesleği en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar ama bizim insanımız onları düşünmüyor bile.
"Aman ben uçağa para vermişim, zaten çok pahalı, bana ne başkasından" gibi düşüncelerle hareket edenleri ve buna benzeyen cümlelerle konuştuklarını ve dedikodu yaptıklarını biliyorum. Çünkü aynı uçakta bu milletin ağız kokusunu ben çekiyorum! Yolda dinlenmek yerine onların saçmalıklarından yoruluyorum. Bir de hosteslerin eşlerini düşünün! Belki eşleri o işi yapmalarını istemiyorlar ama onlar yolculuğu ve yolcuları sevdikleri için kendi aralarında tartışıyor olabilirler. Yolcular insan da hostesler ne oluyor bu durumda? Yolcu olarak ücret ödersiniz biletinize ama her riski, sigortanız veya cebinizdekiler karşılayamaz.
Para 'icat edildim' diye utanmaya ve yerin dibine girmeye başlar bir hayatı ödemek zorunda kalsa. Annemin bir sözü vardır:  "ne zaman uçağa binmekten korksam, hosteslerin o sakin ve emin yüzlerine bakarım. Onlar sayesinde ben de rahatlarım." Onlar olmasa yolcunun yolculuk rahatlığı olmazdı.  Dünya'da bulunan bütün hava yollarının/uçakların hosteslerini sevgiyle destekliyor ve selamlıyorum.

Barış ve Sevgi dileklerimle