Türkiye son haftalarda ödüle doymuyor. Dünya arenasında, bir garp cehhesinden, bir de şark cephesinden olmak üzere iki tane siyasi ödülümüz oldu. Hayırlı uğurlu olsun diyelim.
Yukarıdaki ifadeleri kullandığım için AKP, ilgilileri üzülmesinler, kusuruma da bakmasınlar. Vatanseverlik duyguları içerisinde, her güzelliği her başarıyı ödül çerçevesinde yapılanları, Türkiye Cumhuriyeti yapmış kabul ettiğim için alışkanlıktan olacaktır. Bazı AKP'li komşu ve tanıdıklarımın dediği gibi alınan bu ödüllerin gerçek sahibi tabii ki birisi eski AKP'li olan cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, bir diğeri ise AKP Genel Başkanı Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Unutmadan bir de ABD'ye ve NATO'ya bağlılığımızın göstergesi olan İncirlik üssünden sonra bağlılığımızı daha da pekiştirmesi beklenen adı NATO olan fakat ABD patentli füze kalkanı üssümüzün olacağı anlaşılıyor. Şimdilik yakamıza füze ve kalkan rozeti takıp gittiler. Bakalım?
Unutmadığımız 1 Mart Tezkeresi vardı. 1 Mart Tezkeresi'ni "Recep Tayyip Erdoğan'ın istemesine rağmen" Türkiye Cumhuriyeti halkı meclis iradesi ile bu tezkereyi kabul etmemiştir. Eğer oldu bittiye getirilmezde halk iradesine veya referanduma füze kalkanı projesi sunulursa reddedileceğine inanıyorum. İktidara verilen bu ödüllerin neticesi olduğu söylenen Türkiye'yi hedef haline getirecek ve ABD'nin çıkarlarına hizmet edecek bu askeri projeyi halkın kabul etmeyeceği açıktır.
***
Ödüllere gelirsek dikkatimizi çeken aklımıza gelen şeyler var. Birisi İngiltere Krallığı'nın kraliçesi tarafından Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'e, ikincisi Ürdün Krallığı tarafından Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a verilen ödüller çerçevesinde Ürdün halkına hitap eden Tayyip Erdoğan'ın kendisine sultan yakıştırması yapılmıştır. Ne kadar da sultan tezahüratları yapılsada Ürdün halkı tarafından "O TABİ Kİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ LAİK VE SOSYAL HUKUK DEVLETİNİN BAŞBAKANIDIR"
Ne yazık ki bu çağdan sultanlıkların, padişahlıkların hilafet özlemlerinin sık sık dile gelmesi "İnsanoğlunun kula kulluğunun hala devam ettiğinin göstergesidir"
Tayyip Erdoğan'a SULTAN diyen Ürdün halkı dünya harbinde İngilizlerle birlikte olup liderleri Şerif Hüseyin ile Osmanlıyı arkasından vurmuşlardır. Ne yazık ki 58 yıl Filistin davasına kendini adamış Yaser Arafat unutulmuştur. Mısır'ın Abdul Naasır'ı, Enver Sedat'ı nerede? Nerede bu bir zamanların Kaddafi hayranlığı!
Görünen o ki şimdi de Tayyip Erdoğan'a "SULTAN" deniyor.
"Şaka mı bu?" "İlahi Arap alemi ve ödül törenleri". Fethullah Gülen'in malum Kurban Bayramı'nda bulunduğu malum yerden verdiği bayram mesajında "Nesillerimizin tarih şuuruyla mana üzerine yetiştirelim" boşuna dememiş fakat bu arada Türkiye Cumhuriyeti devrim tarihini unutmuştur. Fakat bizlere göre Türkler için Türkiye Cumhuriyeti devrim tarihi kadar önemli bir tarih şuuru yoktur. Kahramanıda Mustafa Kemal'dir. Bunu herkes böyle bilmelidir. Ve unutmamalıdır. Saygılarımla.