Samsun... Karadeniz"deki en büyük kent(!).
Çok bilindik ve göreceli olan bir sözcük şu kent.
Öyleyse, sözlük anlamına bir bakalım evvela; kent*:"Büyük yerleşim merkezi,"şehir.
Hazır sözlüğü açmışken bir şeye daha bakalım; kentli*: Kent hakkında olan."Kent gerekleri"ne uyumlu olan...
Şimdi de tanımların dahilindeki tırnak içine alınmış sözcükleri biraz irdeleyelim;"Büyük yerleşim merkezi"ndeki "BÜYÜK" sözcüğü ne anlama geliyor acaba!?.. Büyük dağlar, büyük göller ya da BÜYÜK yüzölçümü?.. Bu cenahtan baktığımızda İstanbul, Türkiye"nin en küçük kentlerinden biri olurdu...
Peki"Kent gerekleri"nedir?.. Caddeler,sokaklar,boyalı parklar, cilalı banklar,desenli kaldırım taşları, sokak lambaları... Elbette bunlar da bir gerekliliktir... Ama yanlızca bunlarla bir kent olmak mümkün müdür? Düşünün, bir tiyatro kuruyorsunuz bol bol dekorunuz var; ama ortada ne oyun ne de oyuncu var. Başka bir benzetme daha yapabiliriz. Bol "makyajlı bir kadın"!..
Oldukça ilgi çekici... Bir süre sonra bu ilgi çekici ve bol makyajlı kandınla tanışıyorsunuz. Aman Allahım, olamaz! Anlıyorsunuz ki, bu güzeller güzeli kadın konuşmaktan dahi yoksun bir kültür fukarası, bir cehalet abidesi...
Denizden Samsun"a panoramik bir bakış atın ve kafanızın içindeki Samsun"da hızla bir tura çıkın...Bol makyajlı, ama içerik ve nitelik olarak yoksulluk/yoksunluk örneği, Samsun"a hoş geldiniz.
BÜYÜK KENT olmak, park, bahçe düzenlemekten öte bir şey olsa gerek! Yani, içerikte de bir şeylere ihtiyaç var. Örneğin, kültürel etkinlik adına hemen hemen hiçbir girişim yok "Hemen hemen" ibaresi halktan bağımsız şekilde sadece belirli bir elit(!) kesime, AKM"de konserler veren İl Kültür Müdürlüğü dahilindeki korolar ve tamamen işlevsiz olarak şehrin göbeğinde konuşlanmış olan belediye Konservatuarı için kullanılmıştır.
O konservatuar ki, geçtiğimiz yaz ilanlarında DEVLET TİYATROLARINA OYUNCU hazırladıklarını duyurmuştur! Ne hazin bir boşvermişliktir ki; DEVLET TİYATROLARINA yalnızca "üniversiteler" oyuncu hazırlayabilir(!).
Samsun"da yolda birini çevirip en son ne zaman sosyal bir oluşum dahilinde olduğunu sorarsanız, herhalde gittiği iftar çadırından öte bir şeyden bahsedemeyecektir. Nasıl bahsetsin ki... Olmayan bir şeyden nasıl bahsedilir?..
Bugün Erzurum"da, Van"da dahi her yıl perdelerini açan Devlet Tiyatroları var. Birçok ilde nitelikli tiyatro yapan BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNE ait ŞEHİR TİYATROLARI var. Bu şehrin insanları, kaliteli ve işlevsel kültür ürünlerinden yıllardır mahrum bırakıldı ve bırakılmakta...
Samsun insanı, yıllar önce Samsun için hazırlanmış Devlet Tiyatrosu dosyasını Trabzon vekillerine kaptıran milletvekillerine soruyor; Kültür anlamında sokakları boşluktan yankılanan Samsun için hala mı birşeyler yapmayacaksınız ?..Yoksa Samsun halkının cahil kalması ve böylelikle bir şeyleri görememesi, birilerinin çıkarlarına mı?!..
Bir şeyler oluyor olmasına. Yiğitlere biraz da haklarını verelim. Örneğin bu pazar günü DEVLET OPERA BALESİ"nin (DOP) açılışı ve dolayısıyla galası var. Ümid ediyorum perdelerini sonsuza dek açarlar. On beş yıllık saçma sapan bir öyküyle nihayet açılışa nail olabildik. Alışıldık Türk bürokrasisi, rüşvet talan, vs. gibi her sağlam kurumda olması gereken süreçleri atlatarak nihayet (Binadan bahsediyorum) perde diyebilecekler. Benim takıldığım şu; tiyatro kültürünün oluş(a)madığı bir kentte OPERA ve BALE"nin yetkin bir seyirci kitlesi yakalaması mümkün mü! Öğrenciler, bir miktar alkış efekti yaratacaktır. (Sağolsunlar) Peki bu kafi midir? Tiyatro bil(e)meyen bir kitleyle Mozartlar, Verdiler sunmak... Önümüzdeki kış Samsun DOP müdürü seyirci bulamamaktan yakınırsa bu vebal cumhuriyetin ilanından bugüne Samsun sanatı için çivi çakmayı lüzümsuz görenlerin ruhuna el-fatiha anlamı taşır mı!
Samsunlu, artık kültürel oluşumların bu şehre bina edilmesini istiyor. En başta da Cumhuriyetin aydınlık yüzü olan TİYATRO"sunu istiyor. Aksi takdirde bu güzel kadının makyajı yakında akar ve tüm foyası ortaya çıkar...
"İLGİLİLERE DUYRULUR"...İlgilenen varsa...