İnsanoğlunun dünya serüveninde yaşamış olduğu güçlükler veyahut uyum problemlerini aşmada çeşitli unsurlar etkili olabilmektedir. Bunlar arasında en büyük etken din yani maneviyat, diğeri ise bu dinsel olgunun getirmiş olduğu psikolojik dinginliktir. Bu bakımdan belki de en sonra söylenilmesi gerekli olan ifadeyi en başta söylemek icap eder: insanoğlu inançsız yaşayamaz. Tolstoy’un İnsan Ne İle Yaşar? Adlı eserinde de üzerinde durduğu temel unsur budur.
Din ve psikoloji arasındaki bağlam incelendiğinde karşımıza William James çıkmaktadır. Birçok çalışma yapılmış bir konudan söz etmekteyiz. İnsan- Maneviyat- Psikoloji üçgeninde yeni bir çalışma yapmak ise eğitimcilerin ve toplum bilimcilerin her daim üzerinde durdukları bir konudur. Bu alanda gündelik hayatımızda ve sosyal hayatımızda birçok kavramın tasvirini yaparak psikolojik analizler yapılmakta, bu durum da alanın gittikçe genişleyen bir yanını göstermektedir.
Maneviyat denilince akla öncelikle din kavramı gelmektedir. Peki din ve maneviyat bağlamı nedir? Bu konuda bizlere Manevi Etik ve Dini Değerler Derneği maneviyatın genel çerçevesini belirlerken çok sayıda kavramı maneviyat bağlamında ele alır. Doğuştan var olan dinamiklerimiz arasında maneviyatta yer almaktadır. Maneviyatın kendine özgü bir kapasitesi olduğu kadar bir eğilimi de bulunmaktadır. Peki, maneviyat denildiğinde bizlere içeriği konusunda ne sunulur?
Maneviyat; kişinin yaratıcılığa, büyümeye ve bir değer sisteminin gelişmesine yönelik kapasitesini içerir. Yani bireyin doğumundan ölümüne kadar geçen süreçte var olma çabasıdır. Bazen inanç sistemine bazen de gelen toplumsal ritüel ve geleneklere katılım süreci olarak analiz ederiz.
Hayatımız boyunca maneviyat ifade edilince dini bir eğilim akla gelmektedir. Lakin aynı kavramlar değildir sadece bir tuvalde bulunan renklerin birleşimidir. Hatta bir tablo olarak da sunulabilinir. Aslında maneviyat bazen bireysel farklılıklar olarak ifade edilebilir. Maneviyat ve din konusunda 4 yaklaşım türü vardır:
1) Birinci yaklaşım dindar maneviyatlı.
2) İkinci yaklaşım dindar maneviyatsız.
3) Üçüncü yaklaşım maneviyatlı –dini mensubiyeti yok.
4) Dördüncü yaklaşım manevi mensubiyeti yok –dini mensubiyeti yok.
Yukarıda ifade edildiği gibi hem bir bağlam hem de bir bağımsızlık görülmektedir. Maneviyat kısacası hem sosyal yaşamı hem de dinsel yaşamı kapsayan şemsiye metaforu olarak ifade edilir. Demek oluyor ki insan hayatının her aşamasında bir maneviyat vardır. Biraz literatür taraması yapılınca Halil EKŞİ hocamızın makalesinde de aktarıldığı Warthington ve Aten‘ın çalışmaları bizlere maneviyat türlerini görmek için bir ışık görevindedir. Bizler de biraz maneviyat türlerinden bahsedebiliriz.
1) DİNSEL MANEVİYAT: Bir dine dayalı olarak tanımlanır kutsallıkla ilişki kurmaya bağlıdır.
2) İNSANCIL MANEVİYAT: Daha geniş kitlelerle hareket etme hissi ve faydalı olma hissi.
3) DOĞA MANEVİYATI: Doğayı gözlemlemeye dayalıdır.
4) EVREN ODAKLI MANEVİYAT: Varlığın genişliği ve bilinmezliğine duyulan ilgi ve hayranlık bağlamıdır.
Belki insan yaşamında bu dört basamaktan veya dört farklı türden daha fazladır çeşitleri. İnsandan, toplumsal yaşam ve doğal düzenden söz ediyorsak mutlaka psikolojik bir alt yapıdan da söz etmeliyiz. Maneviyat – Psikolojik gelişimde zaman zaman bir ayna yansıması zaman zaman bir anahtar kilit uyumu kadar sistematik ilişki mevcuttur.
Birey toplumda her zaman varlığını sorgulamıştır çünkü bireylerin doğasında bulunan merak duygusu varlığı ve var oluş aşamalarını sorgulatmıştır. Gelişen teknolojik ve geniş çaplı araştırmalar insanların arayışlarına da hız kazandırmıştır. Peki, arayışta olan bireyin psikolojik sürecini veya bir psikolojik sürecin çözümlenmesinde manevi yönünü nasıl tasvir edebiliriz.
Bu bağlamda psikoloji- maneviyat yeni yeni bir çözüm odağı noktasına gelmiştir. Hatta 2018-2019 eğitim –öğretim yılında Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) lisans eğitiminde yani psikolojik danışma ve rehberlik alanında lisans eğitiminde zorunlu olarak ‘Manevi Danışmanlık’ dersi koymuştur. Demek oluyor ki manevi danışmanlık psikolojik danışmanlıkta kendinden söz ettirmektedir.
Şimdi sorumuzun cevabına gelirsek görülüyor ki manevi danışma kültürel farklılıkların harmanlanıp psikoterapide bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Hem danışma sürecini hem de danışan ve danışman arasında kurulacak olan bağın sağlam temellerle atılmasını sağlamaktadır. ‘Maneviyat ve din, psikolojik danışma da göz ardı edilmeyecek kadar önemli gerçeklerdir . Sonuç olarak gelişim ve değişim var olduğu süreçte birey bir psikolojik desteğe mutlaka ihtiyaç duymaktadır.
Kimi zaman bilinçli danışma kimi zaman kendi yöntem ve teknikleriyle ( resim yapmak, müzik aleti çalmak, yeni arkadaşlıklar edinmek) bu ihtiyacı karşılamaktadır. Uzman danışmanlık süreçlerinde maneviyat ve psikoloji arasında bulunan bağlamı bizlere kurumsal olarak sunan Carl G. Jung’u görmezden gelemeyiz.
Jung, psikolojik yaklaşımın maneviyatı ve dini reddeden bakış açısından koparak dinin ve maneviyatın iyileştirici gücüne odaklandı . Yani yıllarca dışlanan bir kavramın birleştirici ve çözümleyici gücü keşfedildi. Bazen insanların derinliklerine inmenin bir yöntemidir maneviyat. Belki de günümüz gençliğiyle çalışan ellerin maneviyat kavramını ve zihinsel tasvirini kavrayarak hareket etmesi gelecek nesillerin her yönüyle çözüm odaklı gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Eğitimci kimliğimle akademik danışma süreçlerinde maneviyatın başarıya katkısını sunmaya gayret göstereceğim. Toplum bilimci kimliğimle ise yaşanan toplumsal değişim süreçlerinde maneviyatın toplumsal sahadaki yerini inceleyeceğim. Üstat Mehmet Akif’in hayalinde bulunan ASIMIN NESLİ hem manevi hem de akademik yönüyle güçlü nesillerdir. Bir mısra belki de bu yolda olan yürekli öğretmenlere ışık olabilir...
"KİM BİLİR BELKİ YARIN BELKİ YARINDAN DA YAKIN..."