Kalkavan,'' Sağlıkta dönüşüm diye 10 yıldır anlatılan masalın, bu ülkeye kurulan acı tiyatronun maskesi her geçen gün biraz daha düşüyor.''dedi.
Doktorların ve sağlık çalışanlarının problemlerininher geçen gün katlanarak arttığını belirten CHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, TBMM Başkanlığına Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Kalkavan Mehmet Müezzinoğlu'na şu soruları yöneltti:
1) Bakanlığınızın özel sektörü de içine alan bir kadro planlamasından söz edildiği, hekim kadrolarının taksi plakası gibi karaborsadan satıldığı, bu düzenleme ile özel sağlık kuruluşu sahiplerine bir gecede milyonlarca lira aktarıldığı, düzenleme öncesi her merkezin ihtiyacı kadar, yani hasta talebine uygun sayıda hekim istihdam edebiliyor iken, kuruluşların düzenleme anındaki kadrolarının bakanlık tarafından başka kuruluşlara devrine izin verildiği, şimdi ise açıktan veya el altından alınıp verilen paralarla bu kadroların satıldığı ve bir kadronun 50.000 ila 300.000 liraya alıcı bulduğu iddiaları doğru mudur?
2) Bilindiği üzere 17 ocak 2012'de atama ve nakil yönetmeliği'nde bir değişiklik yapılarak eğitim ve araştırma hastanelerindeki uzman hekimlerin gönderilmesinin önü açıldı. Önceki yargı kararlarına rağmen bu değişikliklerin tekrar tekrar yapılıp uzman hekimlerin bir anlamda tedirgin edilmesi ve sürekli diken üstünde çalışıyor olmaları sizce de sağlık çalışanlarımızın performanslarını olumsuz yönde etkilemez mi? Bu düzenlemeyle ilgili sağlıklı bir değişiklik düşünüyor musunuz?
3) Asistan hekimler çok zor şartlarda, bazen 36 saat uykusuz çalışıyor, polikliniklerde hasta yükü altında eziliyor, bazen günde 120 hasta "bakıyor", eğitim faaliyetleri ise arta kalan zamanlarda adeta korsan faaliyet olarak yapılıyor. Gerek üniversite gerekse eğitim ve araştırma hastanelerinde asistan hekimler eğitim almak için gelmiş öğrenciler değil, iş yükünü kaldıracak kişiler olarak görülüyor. Kimi yerde yeterli eğitim görevlisi olmadan uzmanlık eğitimi veriliyor, alanındaki en temel ameliyatları yapmadan uzman hekimler, cerrahlar yetişiyor. Performans sistemi ise asistan eğitimini tümden zora sokuyor. Asistan hekimlere ait olan "Uykusuz asistan ölüm demektir!" ifadesine katılıyor musunuz? Göreve geldikten sonra asistan hekimlerin şartlarının iyileştirilmesi konusunda ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
4) Sağlıkta dönüşüm diye 10 yıldır anlatılan masalın, bu ülkeye kurulan acı tiyatronun maskesi her geçen gün biraz daha düşüyor. Bu akıl dışı ticaret oyunu bu ülkenin yurttaşlarını doktor doktor gezdirmiştir. 2002'de ortalama olarak bir yurttaş iki kez doktora başvururken bugün bu oran 8'e çıkmıştır. Bu ülkenin insanları 10 yılda 4 kat daha mı fazla hastalanmaya başlamıştır? Bu ülkede insanlar sağlık alışverişi yapmak için kışkırtılmış, artan iş yükünün altında ezilen doktorlarla 3-5 dakika görüşerek dertlerine derman aramıştır. Bugün bu ülkenin kamu hastanelerinde bir hekim günde ortalama 90 ila 200 küsur arasında hastaya bakmaya çalışmaktadır. Dünyanın neresine giderseniz gidin, aklı olan kime sorarsanız sorun bu olacak bir şey değildir! Bir doktorun 100., 150. hastası olmak ister misiniz? Hekimlerin hastalarına yeterli süreyi ayırabilmelerine ilişkin ne gibi düzenlemeler yapmayı düşünüyorsunuz?
5) Hekimlerimizin mesleki yeterliliğini ölçen, ömür boyu meslekten men cezası dahi verebilen sağlık meslekleri kurulu 10'unu bizzat Sağlık Bakanı'nın belirlediği ve tıp doktoru olmaları zorunlu olmayan 15 kişilik bir heyetin elinde. Bu heyette meslek örgütünden ise sadece bir kişi var. Bu durumda sizce mesleki bağımsızlıktan söz etmenin bir imkanı var mıdır? Zelfi VURAL
6) 14 Mart Tıp Bayramını kutladığımız bu günlerde vatandaşı çaresiz bırakan, eşitsizlikleri inanılmaz derecede artıran, sağlık çalışanlarını sağlığından eden; sermaye sahiplerinden, ilaç ve tıbbi teknoloji tekellerinden başka kimseye yaramayan bu sağlık politikalarından vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?