Umre nedeniye Medinedeyiz. 1 Kasım tarihinde Samsundan başlayan kutsal yolculuğumuzun ilk durağı Mekke'de 16 gün kaldıktan sonra, birlikte olduğmuz umreci grubumuzla münevver şehir Medine'ye geçtik. Medine ziyareti umre ibadetenin esaslarından değildir ama mutlak usulleri arasında yer almıştır. Peygamberimizin ziyaret edilmesi her müslümanın hâyâlidir.
Peygamberimizin, kabrinin başında ziyâret edilmesinin faziletiyle ilgili bir çok rivayet vardır. Medine ziyaretinin merkezinde; Peygamberimizi selâmlamak ve Ravza'da namaz kılmak gibi ameller vardır. On bin sahabe ile huccacın medfun bulunduğu Cennetül Baki mezarlığı da ziyaret edilen mekanlar arasında yer almaktadır. Uhud şehitliği, Mescid-i Nebevî çevresindeki küçük mescitler de bilgilendirme amaçlı ziyaret edilmektedir.
Dini değerlerle izah edilen söz konusu ziyaret yerlerinin dışında, ülkemiz hacı umrecileri Osmanlı yâdigarı "Osmanlı Tren istasyonu ve Anbariye" camiini de ziyaret ederler. Yaklaşık 400 yıl Osmanlı idaresinde bulunan kutsal topraklarda ceddimizin izleri vardır. Mekke'de, 2000 yıkılmış olan Osmanlı kalesi, metrük bir durumda olan Osmanlı kışlası ve Harem içindeki revaklar ilk göze çarpan yapısal eserlerdir.
Medine'de, Mescid-i Nebevî'nin Ravza bölümü Osmanlı eseridir. Ayrıca, Osmanlı Tren istasyonu ve Arbedeye camii de Medine'deki Osmanlı eserlerinin başında gelmektedir. Medine'ye gerek ibadet gerekse farklı amaçlarla gidenler fırsat bulurlarsa Osmanlı Tren istasyonuna da uğramaya gayret ederler.
İstanbul Harem Tren garından başlayan raylı sistem Medine Tren istasyonuna kadar uzanır. Bu raylı sistemin son durağı olan Medine Garı, Sultan II. Abdülhamit tarafından Medine’de yaptırılan anıt eserlerden biridir. Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) ruhaniyeti rahatsız olmasın diye gar binası Medine şehir girişine yapılmıştır ve trenden inenlerin yönü Ravza istikametidir. Böylece trenden inenler ilk önce Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) Kabr-i Şeriflerini görecekler ve onu selâmlayacaklardır. Ayrıca gürültü çıkarmasın diye Medine’ye giren raylara keçe döşenmiştir. Hicaz Demiryolu projesi Sultan II. Abdülhamid’in en büyük hayali olmuş ve bunu da başarmıştır. Medine'den; Mekke ve Ciddeye de bağlantı kurmak istemişse de bu hayâline ulaşamamıştır.
Söz konusu raylı sistem, kutsal topraklara giden hacıların, çöl yollarında aylarca süren yolculuklarının kolaylaşması ve hacıların daha güvenli bir şekilde hacca gidip gelebilmesi amacıyla yapılmıştır. Ciddiye bağlanması düşünülen bölümüyle de, Kızıldeniz ve Ak Deniz üzerinden Avrupaya bağlanmak hedeflenmiştir.
Ayrıca Osmanlının bu bölgelerdeki denetiminin sağlanması, bölgeye gidecek askerlerin ulaşımının kolaylaşması ve bu bölgenin ekonomik gücünün yükseltilmesi öncelikli hedeflerdir. Yapımına 1900 yılında başlanan ve toplam uzunluğu 1464 km olan bu yolun 1300 km’lik Şam-Medine arasına öncelik verilmiştir. Hicaz demiryolu inşaatında çalışan işçilerle teknik elemanlar yalnızca Müslümanlardan seçilmiştir.
Ayrıca ray ve benzeri malzemeler İstanbul tersanelerinde üretilmiş, traversler ise Toros ve Amanos dağlarındaki ağaçlardan yapılmıştır. Issız, çorak, susuz ve kumlu çöllerde iklim şartları ile mücadele eden askerlerimiz, aynı zamanda demiryolu yapılmasına karşı çıkan ve engellemeye çalışan eşkıya ile mücadele etmiş ve bu uğurda pek çok şehit vermişlerdi.
Hicaz Demiryolunda 1903 yılında Amman’a, 1904 yılında Maan’a, 1905 yılında Hayfa’ya, 1906 yılında Medayin Salih’e ve 1908 yılında Medine İstasyonuna ulaşmıştır. II. Abdülhamid Han, demiryolu hattı mukaddes belde Medine’ye ulaşınca, Rasûlullah’ın rûhaniyeti gürültüden rahatsız olmasın diye raylara keçe döşetmiştir. Osmanlının dağılmasıyla elden çıkan son kalelerden birisi Medine olmuştur. Fahrettin Paşa'nın, komutasındaki askerlere Çekirge yedirerek küffara karşı direnmesine rağmen, sonunda esir alınarak, bu kutsal belde de elden çıkmıştır. Böylece tren yolu da tarihe tanıklık etmekten başka bir fonksiyonu kalmayacak şekinde kapatılmıştır.
Şimdilerde tarihi bir müze olarak günün belli saatlerinde ziyarete açılan tren istasyonunu biz de Medineye her gelişimizde ziyaret eder, söz konusu bilgileri mahallinde hacı ve umrecilerimizle paylaşırız. Dün de bu vesileyle, umreci grubumuzla tren istasyonuna giderek, hem istasyon hem de Anbariye camii hakkında bilgilendirmeler yaptık. Böylece; kutsal topraklara hizmet eden ceddemizi yâd ederek, ruhlarına fatihalar okuduk.