Değerli dostlarım,
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlayarak bu haftaki yazımıza başlıyorum. Uzun yıllardır hep özlemini duyduğum, ancak bu günlerde nasip olan bir sevinci yaşamaktayım ve bunu sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Bu yazıyı bugün sizlere Hz. Peygamber"in şehrinden, Medine"den yazıyorum. Çocuklarımla beraber 15 günlük bir umre programı vesilesiyle kutsal topraklarda bulunuyorum. Önce Medine"ye geldik, hafta başında da inşallah Mekke"ye geçeceğiz.
Hz. Peygamber"in, İslâm dininin hayata bakan bir din olduğunu ve insanlığa bir hayat projesi sunduğu gerçeğini ispatlamak üzere çıktığı Hicret yolculuğunda geldiği yer Yesrib adıyla bilinen bu topraklardı. Daha sonra adı Medine olan ve halkının büyük bir coşkuyla Hz. Peygamber"i bağrına bastığı bu şehrin ismi, medeniyetin kaynağı, dinin nuruyla aydınlanmış ve hukukun uygulandığı yer anlamına gelmektedir. Hz. Peygamber"den sonra bu şehrin diğer bir adı da Medînetü"n-Nebî olarak kullanılır olmuştur.
Burada hemen hemen her yer adeta Hz. Peygamber"ın ve ilk Müslümanlardan olan Muhâcir ve Ensârın izlerini taşıyor. Medineli yerlilere ensâr denilmesi onların yardım severliğinin bir ifadesidir. Mekke"den gelen Muhâcir kardeşlerine yüreklerini açan, her şeylerini onlarla paylaşmayı canlarına minnet sayan bu yiğit ve fedakâr insanların torunları olan bugünkü Medinelilerde de benzer misafirperverlik duyguları hissedilmektedir.
Meselenin bu yönü bir tarafa her namazı Rasûlüllâh"ın mübarek kabirlerinin yanı başında ve onun manevi hazzıyla kılmanın ne kadar büyük bir haz verdiğini elbette kelimelerle anlatmak mümkün değildir. Her namazdan sonra onun kabrini selamlayarak ona rahmet okumak, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer"i hatırlamak, biraz ötedeki diğer sahâbîlerin medfun bulunduğu Bakî mezarlığındaki Müslümanları yâd etmek büyük bir huzur kaynağı olmaktadır.
Değerli kardeşlerim,
Dün (01.07.2009) sabah namazından sonra Uhud"a çıktık. Orada yaşanan derin trajediyi hatırladık ve Hz. Hamza"yı, Mus"ab b. Umeyr"i, Abdullah b. Cübeyr"ı, Abdullah b. Cahş"ı ve diğer yiğitleri rahmetle andık. Ardından Kıbleteyn Mescidi"ni ziyaret ettik ki orada Müslümanlar ilk defa kıble olarak Kâbe"ye yönelmekle emr olunmuşlardı. Biz de o emri hayatımızda uygulamaktayız. Daha sonra Yedi Mescitler diye bilinen ve Hendek (Ahzâb) Savaşının yaşandığı mekanı ziyaret ettik. En sonunda Kubâ Mescidi"ni ziyaret ettik ki bu mescit de Müslümanların Hz. Peygamber önderliğinde yapılmış ilk mescit olarak bilinmektedir. Elbette ilk cumanın kılındığı Cum"a Mescidi"ni de ziyaret ettikten sonra öğle namazı için yeniden Mescid-i Nebevî"ye geldik.
Şimdilerde vakit namazlarını mescitte kılarak ve ibadet yaparak zamanı değerlendirmeye çalışıyoruz. Yüce Allah"tan niyazımın, bütün Müslüman kardeşlerimizin bu güzel ve anlamlı duyguyu hayatlarında yaşamaları ve hayatlarını şenlik tutmalarıdır.
Bu yazıyı yazarken öğle ezanı okunmaya başladı ve namaza gitmek üzere ayrılmak durumundayız.
Değerli kardeşlerim,
Haftaya yazımızı inşallah Mekke"den yazmaya çalışacağız. Bu imkanı veren ve umrecilere güzel hizmetlerde bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerine de buradan teşekkürlerimizi arz ediyoruz.
Hepiniz Yüce Allah"a emanet olunuz.