MEĞER BİZİM MÜDÜR NE MAHARETLİ MÜDÜRMÜŞ DE BİZİM HABERİMİZ YOKMUŞ
Hamdolsun dün yine savcılıktaydık, yaklaşık iki saat ifade verme işiyle uğraştık, dikkat ederseniz uğraştık diyoruz, zira mahkemeye veren zatı muhteremler o kadar çok kişiyi vermiş ki aklınız şaşar. Sevgili kayınçom kamyon şoförü, beni, haber müdürümüzü, muhabirimizi birde kızımı mahkemeye vermiş. Adam o kadar delikanlı bir adam ki önce İstanbul'daki oğlumu mahkemeye verdi, ardından kızımı mahkemeye vermiş. Beni mahkemeye vermesi çok doğal ve memnun olduğum bir olay ancak yeğenleri hükmünde olan ve kendi kanlarını taşıyan çocuklarımı hem de birisi bayan olan kızımı mahkemeye vermiş olması ondaki asaletin ve herifliğin delili değil de nedir?
Geçtiğimiz hafta AK Parti SKM'sinde yapılan toplantıda kendisine sahip çıkmadığı için Suat Kılıç'a serzenişte bulunan Terme Belediye Başkanı A. Hamdi Yirmibeşoğlu'na Suat Kılıç demiş ki Ağabey ben o gazeteyi muhatap almıyorum onun için tekzip talebinde de bulunmadım. Bu sözlerin sahibi olan Sayın Suat Kılıç gazetemiz muhabirini mahkemeye verip bana hakaret etti diye dava açıyor. Adama sormazlar mı ki bu ne perhiz, ne lahana turşusu diye? Madem bu gazeteyi ciddiye alıyordun o zaman neden tekzip talep etmedin, yok ciddiye almıyor isen o zaman bir muhabiri muhatap alarak ona hakaret davası açmak sana yakıştı mı? Peki il başkanlığı sürecinde atanmaması için elinden gelen her şeyi yapan Suat Kılıç olduğunu bilmesine rağmen onun avukatlığını yapan Hüseyin Dereli'ye ne demeli?
Önümüzdeki yerel seçimlerde Atakum Belediye Başkanlığı'nı düşünen Hüseyin Dereli bu işi kendisine o kadar çok vazife etmiş ki ta Terme'yi arayıp, haberi kimin sızdırdığını sorgulamış. Bu durumu kendisine sorduğumda doğrulaması da çok ilginç geldi bana. Madem bu haber yalandı o zaman birilerini arayıp kimden çıktığını sorgulamanın nedenini bana izah eder misiniz? Bu işte Hüseyin Dereli'nin seçilmesinin iki nedeni var, birinci nedeni daha önce de yazdığım gibi onu bana harcatmak, ikinci nedeni ise Hüseyin Dereli'nin çerkez, Terme Belediye Başkanı A. Hamdi Yirmibeşoğlu'nun da çerkez olması nedeniyle olayın iç yüzünü daha rahat öğrenip, haberi kimin sızdırdığını tespit etmekti.
Bu arkadaşların unuttuğu ne biliyor musunuz onların gittiği yerden benim gelmiş olduğumu unutmuş gözüküyorlar. AK Parti'nin Grup Başkan Vekili olmakla her şeyi bildiklerini zannediyorlar ama onların gittiği yerden bizim geldiğimizi unutuyorlar. Bu arkadaşlarımıza tavsiyemiz aman ha adliyeden çıkmasınlar her gün, her saat bizi şikayet etsinler ki bizim yaptığımız haberlerin ne kadar etkili olduğu belgeleriyle kanıtlansın. Mahkemeye gitmenin bizim için onur kaynağı olduğunu da unutmasınlar.
Gelelim asıl konumuza dün yazdığımız yazıdan sonra Milli Emlak Müdürü ile ilgili belgeler yağmaya başladı, meğer adam ne kadar maharetli bir adammış da bizim haberimiz yokmuş. Kafasına göre uygulamalar, işine gelene özel muameleler, oğlunun pazarladığı malzemeleri almayanlara farklı muameleler, sürüsüne bereket evraklar, iddialar. Biz bu iddiaların evraklı olanlarını bu köşede sizlerle paylaşacağız. Dün yazdığım yazının devamına gelince eski adliye binası ve bitişiğindeki otopark ile ilgili yasal durum şu; arsanın mülkiyeti hazinede, intifa hakkı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü'nde, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü İlkadım Belediyesi ile yaptığı anlaşma gereği İlkadım Belediyesi burayı Sevgi Evleri yapıp Sosyal Hizmetler'e verecek. Karşılığında arsanın intifa hakkını kullanacak. İlkadım Belediyesi intifa hakkına karşılık Vahap Çelik ile kat karşılığı sözleşme yapıyor ancak Vahap Çelik'in Hazine'yi mahkemeye vermesi sonucu bu anlaşma da otomatik olarak askıya alınmış durumda. İlkadım Belediyesi'nin, Vahap Çelik'in kullanmakta olduğu otoparkı derhal elinden alıp kendisinin çalıştırması gerekiyor, bu konuyu belediyenin avukatı ile görüştüm o da aynı görüşte.
Bizim uyanık müdür ve müteahhit kafa kafaya vermişler bu otoparkı Vahap Çelik'in çalıştırabilmesi için formül arayışındalar, aslında formulü bulmuşlar fakat Defterdar okeylemedi, onu ikna edebilirlerse işleri tıkırında gidecek, yok edemezlerse gelen Defterdar ile çözmenin yollarını arayacaklar.
Düşüne biliyor musunuz Hazine'yi mahkemeye veren bir kişi ile Hazine'yi kollamakla mükellef bir müdür bir olup, Hazine arazisini peşkeş çekmenin yollarını arıyorlar!.. Bakalım yetkililer bu gidişe dur diyebilecekler mi? Şayet demezlerse biz buradayız. Şimdilik bu kadar yeter kalın sağlıcakla