MEKTUP MUAMMASI
Cumhurbaşkanımızın görevi;
Üst düzeyde;
Kamuoyu gerilimlerini yumuşatmak
Parlamentoda barışı sağlamaktır.
Pensilvanya'ya barış gönüllüsü;
Fehmi Koru'yu gönderdi.
İki A4 sayfalık ültimatomu;
kapalı mühürlü eline verdi.
Mektupta özetle;
En içten hürmetlerimi arz eder,
gönülden selamlarımla
sağlık ve afiyet üzere bulunmanızı dilerim.
'Hizmet' mi derler;
'Hareket' mi 'Cemaat' mi
veya 'Câmia' derler;
bilmem ama; bir şahs-ı maneviyiz
tevazuundan sonra;
hemen dershaneler konusu var.
sayın Başbakanımıza kapatılmamasını;
mevcut halleriyle misyonlarını ifa etmeyi
sürdürmesini arzulamışlar.
Bu hareketin gönüllülerinin;
genel ve sosyal medya aracılığıyla;
nezaket çerçevesinde;
kendilerini ifade etseler de;
ortaya atılan itham ve iftiralarla
karşılık bulması üzücüdür.
Özellikle bir kısım medya kuruluşlarında;
kara propaganda sürdürülüyor!
yayınları sona ererse;
dost ve arkadaşlarım da susacak.
Bu Fakir de;
elinden geleni yapacak.
Sürekli çirkin şeyler neşretmesinler.
Zât-ı aliniz, o kötü neşriyatı durdurun.
yeniden akl-ı selime dönelim.
Devletin adliye ve polis görevlilerine;
emir vermedim,
müdahale etmedim;
ya da memurları bir noktaya sürüklemedim.
sohbetlerimde tansiyonun düşürülmesini;
dost, muhip ve sevenlerimize;
itidalli olmalarını öğütledim bilesin.
görevliler kanunlar çerçevesinde;
vazifelerinin gereğini yerine getirdiler.
suçluları tespit etmeye
haklarında işlem yapmaya çalıştılar.
olan bazı kimseler hakkında;
belli bir itham olmadan işlem yapılıyor.
Memurin;
sırf belli bir yere yamanarak engelleniyor.
Odaklarına göre tasfiyeler
kıyımlar kırla gidiyor.
Devlet memurlarının üzerlerine gidiliyor.
vazifelerini yapmaları önleniyor.
Bu masum vatan evladının;
ocusun bucusun diyerek;
kıyımına biz sussak bile
zannederim maşeri vicdan susmayacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanım,
giriş mülakatlarında ciddi bir elemeler var.
eskiden beri olduğu gibi halen;
'Şu cemaatten misin?
bu tarikattan mışsın_
şu dershaneye gitmiş misin?
Falan fişmekan okuldan mı;
mezun olmuşsun!' gibi;
bilgi toplama ve engelleme yapılıyor.
Bu haksız uygulamalar;
genel müdür mü yetmez!
müdür mü emniyet amiri mi yetmez!
ta memurlara kadar inmişler.
mağduriyete uğramış pek çok insan;
yanımda gözyaşı döküyor;
Sadece sabır ve vifak tavsiye ettim.
Haşmetmeabımız;
yakın çevrelerine nazları geçen kimselere;
üzülerek hislerini içlerini dökmektedirler.
masum Anadolu insanları;
bir kısım kara listelere kaydedilmesin.
Dünyanın dört bir tarafına dağılmış;
sürekli genişleyen hizmet hareketi;
önünü kesiyorlar.
hareketin büyümesini genişlemesini;
eş zamanlı olarak engelliyorlar.
Süleyman Efendi'nin talebeleri
İlim Yayma Cemiyeti yavruları
Menzil mensupları
diğer meşrepler/meslekler kan ağlıyor!
Kıymetli efendim,
kıymetli misafiri dikkate alarak,
dün neredeysek;
şu yaklaşan seçim sürecinde de
aynı yerde ve çizgide duruyoruz.
Zât-ı âlilerinizle Başbakanınızla;
Diyaloğa her zaman açığız.
ortak tensiplerini tensibimiz sayacağız.
Dertlerimizin Başbakanla da paylaşılmasını;
arzu ederim.
Hayatını dinine, milletine ve insanlığa adamış;
kardeşiniz olarak,
hep sulh ve huzurun yanındayız.
ittihad ve ittifak uhuvvet ve hullet yanındayız.
Fakir'e sevgi duyanlar da .
Gözümde ahiretin tüllenmiş!
başka bir sevdam düşüncem . Emelim yok!
uzatılacak dostluk ellerinin;
her adımına on katıyla mukabelede bulunacağız.
İşte mektubun özeti!
Benim dikkatimi çeken husus;
Bir hocaefendi olarak;
Türkçe Olimpiyatlarına katkı istemiyor;
Dersanelerin okula dönüşümünü;
Asla istemiyor.
Paralel devletteki hesapları da yok!
Hizmetin hizmetindeki;
İman ve ibadet aşkıyla;
Dünyanın dört bir bucağına kucak açacak biçimde;
Yetiştirilen Boğaziçi vd üniversite mezunu;
Pırlanta gibi mankurtlaştırılmış genç insanların;
Yeniden istihdamı konusuna asla;
Yer verilmemiştir.
Dur yolcu! Heyhât;
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,.
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
Milli Şairimiz'den