“Memura YaSaK, Memur Olmayana Serbest!”

Hamit Seven

 

Malum yerel yönetimler seçimleri yaklaştı…

Adaylık vasıflarına uygun her Türk vatandaşı gönüllerindeki partilerine adaylık başvurularını yaparak en tabii demokratik haklarını kullanıyorlar…Her seçim öncesi olduğu gibi şu sıralar partiler merkezleri, “aday trafiğinin” yoğun yaşandığı en gözde mekanlar bugünlerde…

 

Lakin, sanki “yangından mal kaçırırcasına” “çarpıklığın ve çelişkinin” aynı anda yaşandığı bir gerçekte var ortada…

 

YSK, yani Yüksek Seçim Kurulu, memurlar ve TSK"da çalışanlar için mahalli seçimlerde aday olacakların kurumlarından ayrılma tarihini 1 Aralık 2008 olarak belirlemişti ya…

 

Gelin görün ki, 1 Aralık 2008 tarihine günler varken, sanki bu ülkede memurların siyaset yapma hakları yokmuş gibi davranan partiler, adeta “Memur arkadaşım, boşuna istifa etme, sonra üzülme. Bizim adayımız hazır” dercesine, memur olmayan adaylar üzerinde “ittifak” sağladılar ve daha şimdiden bırakın aday adayı olmayı adaylıklarını açıkladılar bile…Hayırlı, uğurlu olsun…

 

“Olsun” da, partilerin bu tavrı, kelimenin tam anlamıyla, “Memura YSK”, memur olmayana “buyur hoş geldin” demekten başka ne anlama gelir…Yani, açıkçası ”Seçme ve seçilme hakkı”, “demokrasi” hak getire… “Memur otursun oturduğu yerde”… “Ne işi var siyasette” durumu…

 

Memur Konfederasyonları"nın, her “toplu görüşme” öncesi “Memura siyaset yapma hakkı istiyoruz” diye sesi kısılıncaya kadar bağırdığı, talep dosyalarında da “değişmez madde” olarak bu konuya ayrı bir önem verdiklerini biliyoruz…

 

YSK"nın bu kararı, hukukçular tarafından, “Anayasa"da koruma altına alınan eşitlik ilkesine aykırı” olduğu gerekçesiyle tartışılıp eleştirilirken, bu aykırılığa “çanak tutan” partilere karşı kamu sendikalarının, memurun en azından kanun çerçevesinde siyaset yapma hakkını “savunma” ve “koruma” adına “Buradayız” demesi gerekirken, bu devrede sessiz kalmalarına bir anlam veremiyorum doğrusu…  

 

Partilerin, aday olma düşüncesiyle kurumundan istifa etmek için 1 Aralık tarihini bekleyen memurların demokratik haklarına saygıdan uzak, haksız “anti-demokrat” bir tutumla, aylar, günler öncesinden aday belirleme yarışına girmesini, “Böyle bir davranışta bulunan siyasi partilerin 29 Mart seçimleri öncesi ilk demokrasi sınavını kaybettiği anlamı çıkar. Bazı partiler bu tarih gelmeden ve memurlar hakkını kullanmadan adaylarının bir çoğunu açıkladılar. Memurun siyaset yapma hakkını hiçe sayarak hangi seçime gidiyorsunuz. Bu memurun aday olma ve vatandaşın seçme hakkını göz ardı etmek değil mi? Bu tutum siyasi etikle bağdaşır mı?” diye eleştirerek tepki gösteren Samsun Yazarlar Derneği Başkanı ve aynı zamanda Kültür Memur-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri Ahmet Seven" de olmasa, bu süreçte memur sendikalarının “sesini” duymayı bırakın, “ismini” bile hatırlamayacağız neredeyse…

 

Yazarlar Derneği Başkanı olmanın yanında “Sendikacı” kimliğiyle yapılan bu “çıkış”, memurların temsil görevini üstlenenlerin “görevlerini” bizlere tekrar hatırlatmada bir “hafıza yoklaması” yaptırdı adeta…

 

Durum açık ve net olarak şu: YSK"nın kararına göre, memur ve TSK çalışanları için belirlenen tarih öncesinde adaylığının açıklanması memura YaSaK! Memur olmayana serbest!..

 

 

“Memura siyaset yapma hakkı” tanınması için gösterilen çabaya karşılık partilerin sergilediği, memuru bu haliyle de “horlayan” tavrı karşısında genel merkezlerinden-yerel teşkilatlarına kadar tüm sendikaların topyekün, şimdi tam da sırasıyken tepki vermeyip de, bu sürece göz yumarlarsa, yarın “memurların haklarını savunuyorum” derken hangi “direnci” gösterebilirler ki…

 

Memurların siyasetten “dışlanması” anlamını taşıyan bu tutum karşısında “memurlara siyaset özgürlüğü tanınması” taleplerinin “haklılığını” yüksek “sesle” bir kez daha dile getirip, parti yöneticilerine karşı “uyarı” görevini yaparak “varlıklarını” hissettirmek yerine, “Yapacak bir şey yok” diye “kolaya kaçıp” “sıyrılmaya” kalkılırsa, memurda yarın toplu  görüşmelerde alamadığınız “hakları” ile ilgili size kalkıp, “Sendika değil, sizden olsa olsa yardımlaşma ve dayanışma derneği olur!” dediğinde de “alınganlık” göstermekte haklı olmazsınız!…

 

Sözümüz tüm kamu sendikalarına…

Memurun yanında olmak için bugün “buradayım” demenin tam zamanı değil mi?...

Bugün burada değilseniz, o zaman siz neredesiniz?...

 

 

 

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.