Hamdolsun bizler iyiyiz. Küresel kriz etkilerini iyice hissettirdi. Her ne kadar gündem seçim ile dopdolu olsa da, insanlar küresel işsizliklerle, tıkanıklıklarla mücadele etmeye devam ediyor. I.L.O"nun [DÜNYA EKONOMİK FORMU] Araştırmasına göre, dünyada işsizlik oranı 2009 yılında %7.1 seviyelerine ulaşmış. Seçim havası dağılınca, gerçekler daha su yüzüne çıkacaktır. Değerli okurlar bugün bu konuda yazacaktım ama sözü burada bırakıyorum. Sizlere başka şeyler söylemek istiyorum:
Değerli okurlar iki ayrı üniversitede eğitim aldıktan sonra, malum engellerle karşılaşınca demiştim ki: Bu engel beni engellemeyecek, bilgi birikimimi, haksızlığa uğramış mazlumların yanında yer alarak, toplumsal problemleri çözmek için kullanacağım.
Yıllardır süre gelen yazım hayatımda, yazılarımda hiçbir kişi yada kurum adı vermeyerek, şahsi konuları değil, toplumsal konuları ilgilendiren problemleri çözmeye çalıştım. Mesela; tarım ilaçları dengesiz kullanıldığı için, Rusya"dan geri gönderilen domatesleri fukara halkın da nasıl tükettiğini görmezden gelemezdim. Öğrenci potansiyelini fırsat bilen ev sahiplerinin nasıl kiraları tırmandırıp insanları zor durumda bıraktığını bilmiyor gibi davranamazdım. Ya şu doktoru hiç unutmadım; sırf para için kürtaj ettiği genç kadının ölümüne sebep olarak, dört çocuğu nasıl yetim bıraktığına "bana ne" diyemezdim. sağlık sektöründe olan skandalları daha çok takip ediyorum çünkü; yine para için bazı paragöz hekimlerin hastalarına, muayenehanelerinde nasıl farklı davrandıklarını çok iyi biliyorum. BIÇAK PARASI adı altında, bazı doktorların hastalarından hem hastane aletlerini kullanarak nasıl para kopardığını çok iyi biliyorum.
Tabi şunu her zaman söylüyorum; merhametli ev sahiplerine, hastasını paradan çok hesap eden doktorlara, yani vicdan sahiplerine daima müteşekkirim. Benim üzerimde durduğum, toplumsal problemleri meydana getiren kişi ve kişileredir. Yarası olan gocunur. Ben işini iyi yapana her daim duacıyım.
Değerli okurlar, bunu böyle defalarca bas-bas bağırdığım halde, her yazımda da belirttiğim halde, geçen gün sağlık çalışanları ile ilgili bir yazıma bir bayandan yorum gelmiş. İlk defa böyle bir yorumla karşılaştım. Bayan yorum yapmaktan ziyade aşırı dozda hakaret etmiş. Asıl üzüldüğüm, yazının vermek istediği mesajı anlamaya çalışmadan, eğitimli bir insana hiç yakışmayacak bir tarzda bendenize hakaret etmiş. Ona ve onun gibilerine şu mesajı veriyorum. Kendisi eğer benim belirttiğim hataları yapmayan birisi ise, yani hastalarını maddiyattan daha önce düşünebiliyorsa zaten sorun yok. Ben o günkü yazımda da zaten fedakâr doktorlarımıza ne kadar teşekkür ettiğimi belirtmiştim. Yıllardır yazım hayatımda, İLK DEFA böyle bir yorumla karşılaştım. Aynı yazıya çok olumlu yorumlarda gelmişti. O bayanın mesajımı iyi anlayamadığını düşünüyorum ve önemsemiyorum. Ben acizane amacıma yeterince ulaşabiliyorum. İnşallah bundan sonrada böyle olacak.
Değerli okurlar, inanın her gün o kadar toplumsal sorunlarla karşılaşıyorum ki; hangisini yazacağımı bazen şaşırıyorum. Çünkü günümüzde nerede ise her şey sahte.
Sahte baldan tutun da, yediğimiz içtiğimiz her şey sahteliklerle dolu. Diyorum ki; Bu adamlar bu sahte maddeleri üretmeye çalışacaklarına, temiz temiz her şeyi helalinden yapsalar daha kestirme olmaz mı? En son ete enjekte edilen kanserojen bir madde ile tanıştık. Tavuklar zaten hormonlu. İşte bize düşen toplumun her ferdi olarak çalışmak, çalışmak yine çalışmaktır. Her zaman söylüyorum, eğitim çok önemlidir ama herkes üniversite bitirmek zorunda değildir. Mutlaka her insanın bir bilgi birikimi vardır. İşte onu toplum yararına harcayabilir. Şu örnek hemen aklıma geldi. Pet şişelerini eritip tekstilde kullanan ÇİN ülkesinin yaptığı mont ve kabanları hiç tereddüt etmeden giyiniyoruz. Halbuki; plastik maddesi sağlığa son derece zararlıdır. Bu durum bilim adamları tarafından kanıtlanmıştır, zaten sıradan herkes bunu bilir. Değerli okurlar sayfam yine bitti. Sizlerle konuşmaya inşallah devam edeceğim. İlk defa aldığım o yorum beni çok kırdı ama mücadele azmimden hiçbir şey eksiltmedim. Selamlarımı gönderiyorum efendim.