MESELE İNANÇ MESELESİ

Adnan Bahadır

Ayasofya'nın ibadete açılması ile başlayan tartışmalara İstanbul Sözleşmesi de ilave edilerek 'çağdaşlık' adı altında 'din düşmanlığı ve aileyi yok etme' mücadelesi yapıldığı bir gerçek. 

Ayasofya konusunda sadece şunu söyleyip geçmek istiyorum; ortada kimseye hakaret falan yok. Sadece Fatih Sultan Mehmet Han'ın yaptığı bedduanın okunması var ki bu da iddia edildiği gibi değil. 

'Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk'e hakaret etti' diyenler Ayasofya'nın tapusunu camii olarak tescil ettirdiğini söylüyorlar ki doğrudur. Bu şartlarda Atatürk Ayasofya'nın tapusunu aslına uygun olarak tescil ettirmiş, ama günün şartları müze olarak açılmasına karar vermiş ve şimdi de camiye çevrilmiş. Bana göre ortada sorun yok, sadece siyasi mücadelenin verdiği sıkıntılar var. 

İstanbul Sözleşmesine gelince; orada çok farklı bir durum var. 2004 yılında zinanın suç olması için çıkarılacak kanunla ilgili batılıların ve bizdeki yandaşlarının verdikleri mücadeleyi ve sonunda AB müzakereleri çerçevesinde zinanın suç sayılmasını öngören kanundan nasıl vazgeçildiğini 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanlarından olan Ahmet Sever'in “Abdullah Gül ile 12 yıl” adlı kitabındaki ilgili sahifeleri sizlere sunarak gerçekleri görmenizi istiyorum. Gerek Ayasofya konusunu gerekse de İstanbul Sözleşmesinin bir inanç meselesi olduğunun altını çizerek sizleri kitapla baş başa bırakıyorum:

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.