Metal Yorgunluğu

Bayram Ocak

 G-3 Piyade tüfeği 2. Dünya savaşı sonrasında gelişen silah teknolojileri ile 1950 yılında Almanlar tarafından üretilen bir silahtır. Türk ordusunun ağırlıklı kullandığı bu silahın 1973-1983 yılları arasında ki modelleridir. 2016 yılında kullanılan bir silahın yaşı ortalama 30 üzeridir. 30 yıldır silahın askerden askere bakım sayesinde geçtiğini unutmamak gerekiyor. Sürekli bakım ile kullanılır durumda bulunan silahların, kullanımdan dolayı karşılaştığı sorunlar, yıllar ilerledikçe daha da fazlalaşır.

Sürekli olarak çalışan veya belirli bir miktar yükün sürekli uygulanması sonucu metal malzemelerin istenilen dayanım özelliğini yitirmesine metal  yorgunluğu adı verilir. Metal yorgunluğu nedenlerinden bir tanesi de sürekli kullanılan malzemelere uygulanan titreşim ve güçtür. Silahların uzun yıllar kullanımından dolayı sürekli kurma kollarının çekilip sertçe vurulmaları nedeniyle oluşan güç ve titreşim, belirli malzemelerin sık arızalanmasına neden olur.  Küçük parçalar silah kademelerinin gözetiminde tamir edilirken namlu gibi bir malzemenin iç bölgesinde oluşan  genişleme veya bozulma, silah ile  hedefe yapılan atışlarda sapmalara neden olur.

Namlu içi standartları kullanım esnasında belirlenemediği için yapılan atışlarda istikrar sağlamanız mümkün olmaz. Siz bir nişancıyı veya askeri atış için hazırlarken, yapacak olduğunuz ayarlama her seferinde bozuk olacağından istikrarlı bir sonuç alınamayacağı için, asıl sorunu atıcı hataları olarak belirlersiniz. Silah başka kişilerde atış ile denendiğinde aynı olumsuz sonuç çıkar veya kademe kontrollerinde fark edilirse üst bakım birliklerine yollanılarak tamiri yapılır. Tamirden dönen silahın görüntüsü yeni olsa da metal olarak ömrünü tamamlamaya başlamıştır.

Orduda kullanılan silahların büyük bir çoğunluğunun patenti bize ait olmayıp ikinci bir ülkenin üretimidir.  Doğal olarak yüz yıla yaklaşan geçmişi olan bir ülkenin kendine ait bir silah modelinin oluşturulması gerekirken, ne yazık ki savunma sanayine verilen önem çok yakın tarihte başlamış ve kendimize ait silahların üretimine geçilmiştir.

Silah üretilirken genelde, kabiliyeti, arazi şartlarında ki kullanımı , personelin kullanım şekli,taşınması vs vs gibi durumlarının mutlak suretle test edilmesi ve bu testler sonucunda üretime başlanması gerekir ki buda hatırı sayılır bir kaç yılı işaret eder.

Ülke bir silah modeli üzerinde çalışıyor ve testler sonucunda üretilecek silaha karar veriliyor.  İlk yerli silahımız diye sevinirken  üretimi yapan firmanın müdürü o silaha ait bilgileri başka bir ülkeye satarken yakalanıyor.

Kurtuluş savaşından itibaren başlayan bağımsızlık mücadelesi  sürekli baltalanarak başkalarına bağımlı olmamız için  vatan hainleri perde arkasında çalışmıştır. Eğer bu ülke bir adım ileriye gidememiş ise bunun sorumlusu doymak bilmeyen  nefis sahipleridir.

Eğer silah sanayi cumhuriyet tarihi boyunca  gerekli ilgiyi görmemiş ise bunun sorumlusu da ülkenin idarecileridir. Yıllardır terörle mücadele ederken ,başkalarına ait silahla savaşıyor ve  hiç kimse bundan rahatsız olmuyor,üretimi  değil de  dış alımı destekliyorsa bu  insanların vatan sevgisinin  sorgulanması gerekmektedir.

2. Dünya savaşına katılmadığımız halde, savaşa girip de yerle bir olan Japonya  ve Almanya teknolojik olarak bir güç haline gelebiliyorsa, ülkemiz adına ,eğitiminden ahlak anlayışına kadar toplumuna bir ruh veremeyen yöneticilerin hepsinin bu suçta payı vardır.

Metal yorgunluğu üretilen cismin  özelliklerini bozarken, ahlaki çöküntü, vatan, bayrak,millet sevgisizliği de insanların ruhlarını bozar. Ülkenin öncelikli görevlerinden bir tanesi de birlik ve beraberlik adına bir ruh oluşturma mücadelesi olmalıdır. Vatana ihanet edenler için mutlaka idam seçeneğinin düşünülmesi gerekmektedir.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.