Mevlana'nın büyüklüğünü anlatmak haddimize düşmez. Zira aşağıda olanların yukarıda olanlardan haberdar olması onu keşfetmesi oldukça zordur. Aşağıda olanlara göre Mevlananın şemsle dostluğu da Şemsi kaybedince sema yapması da anlaşılır bir durum değildir. Ne yapsın Mevlana dönmesinde ne yapsın, kimse yok gönlünü kalbini açacak, ne yapsın o da başlamış kendi ekseni etrafında dönmeye ama tıpkı dünya gibi oda büyük bir varlığın tanrıya ellerini ve gönlünü açarak onun etrafında dönmeye. Peki biz ne yapalım. Mevlana'nın ülkesinde bedeni bu topraklarda yaşayan bu büyük insanı hala bırakın anlamayı, bilmeyen, eserlerinden lütfedip de bir iki satır okumayan insanımıza ne diyelim. Gizemli, mistik ya da aşk, tasavvuf kırıntılarına kitaplarda yer verenlerin çok sattığı ülkemizde onlara kaynak olan onları yazdırmaya iten esası, aslı niye görmezden gelirler. Ne diyelim bizde dön baba dön, dön ki kendini bulasın, dön ki aslını bulasın. Bakın aslı bulmak için herkes kendi çap ve markasına göre Mevlana'nın şu sözlerine dikkat buyursun:
Ömrümden elde ettiğimi anlatırsam söz şu üç kelimeyi aşmaz. Yandım, yandım, yandım.
Testinin içinde ne varsa dışına o sızar, öyle mi değil mi?
Gelde birbirimizin kadrini bilelim. Çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden.
Kapları kırıp döktünmü su bir olur gider.
Dostum ben senim, sende bensin kendini bırakıp gitme.
Kendine gel yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin. Sözün öylesine bir söz olmalı ki dünyanın sınırını bile aşmalı. Sınır ne? Ölçü ne? Bilmemeli.
Aşk koparan sevda tozutan ruhun öldüğünü kim söyledi. Kim dedi Cibril-i Emin keskin hançerle öldürüldü.
İblis gibi inadından kıvranıp geberen Tebrizli Şems öldü sanır.
Ey dünya dileyen sen bir tacirsin. Ey cennete aşık olan sende gerçekten uzaktasın.
Can konağını aramadaysan cansın. Bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin.
Şu nükteyi biliyorsan işi biliyorsun demektir. Neyi arıyorsan osun sen.
Alemde ne varsa sende var, senden dışarda değil. Ne istiyorsan kendinden iste kendinden ara.
Son söz bizden gelsin aramak lazım. Hiç bir şey yeni değildir. Ancak bulana yenidir. Bulmak önemli değildir. Değerli olan aramaktır, arayış içinde olmaktır. Neyin eksik olduğunu bilmeyen neyi aradığını da bilemez.