MHP BUNU HAKETTİ!
Pazar günü yaşanan seçimin Ülkemize, Milletimize ve Dünya Müslümanlarına hayırlı uğurlu olmasını diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Seçim sonuçları çok dengeli oldu. Şayet HDP barajı aşamasaydı, seçimin legalliği tartışılacaktı. Sadece seçimin legalliği tartışılmakla kalmayacak, PKK daha da azgınlaşacaktı. Ama bu sonuç hem onlara ders oldu, hem de AK Parti tek başına anayasayı değiştirme imkânı bulamadı. Diyeceksiniz ki AK Parti tek başına anayasayı değiştirme fırsatı bulsaydı kötü mü olurdu? Bazı konularda iyi olsa da özellikle Başkanlık konusunda hiç de iyi olmazdı kanaatindeyim. Zira Cumhurbaşkanı bu konuda çok istekli olduğundan, 7 Haziran seçimlerinde her fırsatta bu konuyı dile getirdiğinden seçmen tepki gösterdi. Ülkemizin gerek sosyal altyapısı, gerekse ekonomik altyapısının henüz Başkanlık sistemi için hazır olmadığı kanaatindeyim. O nedenle AK Parti'nin 367 yi bulmaması iyi oldu. Ama ülkenin istikrarı, ekonominin rahatlaması ve inancımız adına 13 yıllık kazanımların kaybolmaması için AK Parti'nin tek başına iktidar olması, çok ama çok lüzümluydu; o bakımdan fevkalade mutlu oldum. Bir arkadaşım mail atmiş, diyor ki "Allah müslümanlara acıdı, o yüzden bu zaferi bahşetti"... Doğru bir tespit. 7 Haziran sonrası CHP- AK Parti koalisyon görüşmelerinde, CHP'nin olmazsa olmazlarından birisinin, Milli Eğitim Bakanlığı'nı alıp, İmam Hatip okullarının orta kısmını kapatma isteği olduğunu çok iyi bildiğimizden, bu durum fevkalade üzüyordu beni; hamdolsun şimdi bu sıkıntı da ortadan kalkmış oldu.
AK Parti tek başına iktidar oldu ama seçmenin 7 Haziran'da verdiği mesajı iyi okumalı. Seçmen, durup dururken AK Parti'yi cezalandırmamıştı, AK Parti, şimdi büyük bir zafer kazandı ama Davutoğlu bu zaferin ne anlama geldiğini gayet iyi anlamış olmalı ki balkon konuşmasında bu mesajı verdi. Bu arada, bu seçimin en büyük kaybedenlerinden birisinin de Cemaat olduğunu hatırlatmakta yarar var. Zira adamlar, Müslümanlardan aldıkları Himmet paraları ile Amerikalı Senatörlere Türkiye aleyhinde faaliyetler yapmaları için hediyeler verdikleri yönündeki haberleri okuyunca, inanın şoke oldum. Bir de başörtülü yavrularımızın HDP seçim broşürlerini dağıtmaları var ya inanın içimi acıttı. Keşke bu kavgaya bir son verilse de alt tabakadaki insanlar sıkıntı çekmeseler. Gerçi seçim sonuçlarına bakıldığında Cemaat tabanı da AK Parti'ye oy verdi. Zira AK Parti, iki kişiden birinin oyunu aldığına göre, Cemaat mensupları da tavanı dinlemeden oy vermişlerdir.
Bu kadar detaydan sonra gelelim konu başlığımıza. Yazının başında da dediğim gibi seçim sonuçlarından memnun kaldığım hususları açıkladım ancak kaybedenlerle ilgili hoşuma giden konuları belirtmedim. Daha önceki yazılarımı okuyanlar da bilirler, 7 Haziran sonrası en tutarsız tavrı Devlet Bahçeli'nin sergilediğini yazmıştım. Adamcağız önce iktidar ortağı oluruz dedi, ardından olmayız dedi, ardından farklı tavırlar sergileyerek hepimizi şoke etmişti. En son bilboardlardaki reklamı ile ilgili yaptığımız haberi de görmüşsünüzdür kanaatindeyim. Bilboard reklamlarında "Biz Türkiye'den yanayız Sen Bilirsin Türkiye" benzeri bir slogan vardı. Sloganla ilgili kimisi, noktası şurdaydı, şu anlama gelir, kimisi, virgülü burdaydı bu anlama gelir, dese de onu benim külahıma anlatsınlar. Siz siyaset yapıyorsunuz ve okumuşundan okumamışına, kültürlüsünden cahiline herkesin anlayabileceği dilden sloganlar üretmek zorundasınız. Siz Türkiye'den yanasınız da diğer siyasi partiler değil mi? Ne yani böyle bir slogan mı olurmuş.
Gelelim olayın başka bir boyutuna. MHP'li vekil adayları her iki seçimde de yerel medyayı es geçtiler. Siz hiç bir yerel gazetede MHP'li vekillerin reklamlarını veya haberlerini görebildiniz mi? Ben göremedim. Sadece bir veya iki internet sitesinde haberleri vardı ki bunun hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Hadi diyelim ki bu arkadaşların 7 Haziran seçimlerinde harcamaya paraları yoktu. Peki, seçildikten sonra aldıkları paraları ne yaptılar. Ceplerine onca para girdi ama arkadaşlar paraları küplere doldurmayı tercih ettiklerinden yerel basına en ufak bir reklam vermeye gerek görmediler. Nasıl olsa halk bunlara mahkum ya, ondan para harcamaya gerek duymadılar. Hele şu Bafra bölgesinden 7 Haziran'da seçilen arkadaşın Samsunla hiç ilgisi olmamasına rağmen nasıl olmuş da ikinci sıraya konulmuş akıl sır erdiremiyorum. Kanaati acizem şu ki, MHP artık bir karar vermeli, ya ebedil ebed muhalefette kalmak için Devlet Bahçeli ile devam edecek, ya da başta Devlet Bahçeli olmak kaydı ile tüm ekibini yenileyecek... Karar onların. Kalın sağlıcakla.