Dün MHP'nin önemli isimlerinden biri olan tecrübeli bir siyasetçi ile uzun süre sohbet etme imkanı buldum...
70 yaşındaki ihtiyar Kurt, MHP'nin Türkiye'deki siyaset stratejilerini son derece beğendiğini ancak tabanda bu gelişmelere ayak uydurabilecek isimlerin aynı başarılı gösteremediklerini söyledi.
Samsun ayağındaki konuşmalarımızda ise özellikle MHP'nin şehirde fazlasıyla bölündüğünü ve ayrımcılık yaşandığını dile getirdi.
Bu kamplaşmaların ve ayrımcılığın MHP'ye Samsun'da yerel seçimler öncesinde büyük yara vereceğini söyleyen değerli ağabeymiz siyasi birliktelik olmadığı takdirde MHP'nin elindeki belediye başkanlıklarının çoğunu da kaybedeceğini dile getirdi.
Benden farklı düşünmüyordu aslında...
Fikir birliğimizde, gönül birliğimizde aynıydı...
Bunu tabiki taraflara anlatmak bizlerin işi değil...
Birimiz gazeteci, diğerimiz ise eski bir akademisyen...
Bunu yapacak olan partinin Samsun'daki ileri gelenleridir.
1999 yılından sonra her genel seçimde sadece bir milletvekili ile yetinen MHP'de genç kuşaklara fırsat verilmesinin ve büyük ağabeylerinde bu gençlere sahip çıkmasının zamanı artık gelmiştir...
Parti de son dönemde siyasette yetişen genç isimlerin MHP'ye çıta atlatacak ve kalitelerini ortaya koyacak gücü ve birikimleri var.
Önemli olan bu gençlerin önünü açabilecek olan ağabeylerin bunu anlayabilmesi ve uygulamaya koyabilmesidir.
Siyaset değişiyor, zaman ilerliyor ve ilerleyen ve değişen siyasete ayak uyduramayanlar tükenip gidiyorlar.
Bugün her iki kişiden birinin AK Parti'yle oy verdiği bir dönemde gerekli stratejileri geliştiremezseniz, siyasetin kurallarını yerine getiremezsiniz başarılı olma şansınız da o denli azalır.
Dürüstlük bir meziyet ancak yeterli bir done değildir...
İnsan olmanın fıtratında dürüst olmak zaten vardır...
Önemli olan dürüstlüğün yanına liyakati, bilgiyi ve beceriyi koyduğunuz takdirde o zaman her alanda başarılı olursunuz.
Bunları başaramadığınız takdirde ise yok olup gidersiniz zaman içinde...
Artık MHP'de kavga zamanı değildir.
Partinin ileri gelenleri biraraya gelerek MHP'deki bu dağılmışlığı engellemeli ve kardeşi kardeşe düşman eden bu tabloyu ortadan kaldırmalıdır.
Bütün bu anlattıklarıma bir örnek vererek yazımı bitirmek isitiyorum.
Bafra'da 2 ya da 3 dönem belediye başkanlığı yapan Sayın Hasan Arslan benim de değer verdiğim bir şahsiyettir.
Ancak, bir dönem seçimleri kaybettikten sonra, tekrar milletvekili adaylığı, peşinden belediye başkan adaylığı ve seçimlerin kaybedilmesi ve bu dönem tekrar belediye başkan adaylığının düşünülmesi...
Sayın Arslan ölene kadar siyaset yapacaksa bu gençlerin önünü kim açacak?
Sevgili başkan kendine bir dur desede genç adayları ortaya çıkartıp destek verse MHP daha başarılı bir ivme yakalamaz mı?
Fazlasıyla yakalar...
Bu yapılmıyor...
"İlla ki ben olacağım" demek partiye zarar veriyor.
İşte bütün bunlar seçimlerde başarısızlığı meydana getiriyor.
Bir başka değişle diğer siyasi partilerin ekmeğine yağ sürülüyor.
Önümüzdeki yerel seçimlerin Türkiye siyasetininin bundan sonraki vizyonunu belirleyeceği bir dönemde MHP'de siyaset yapanların yastığa başını koyup çok iyi düşünmeleri gerektiğini tavsiye ediyorum.
Bunu partinin içerisindeki genç kuşak siyasetçiler saygı ve sevgilerinden ötürü fazla dillendiremezler.
Biz gazeteciler bunları söyleyerek belki gelecek kuşaklara kapı aralayabiliriz diye düşünüyorum.
Unutulmamalıdır ki, önümüzdeki yerel seçimlerde ciddi bir mağlubiyetin alınması durumunda bundan sonraki Türkiye'nin siyasi konjektüründe söz sahibinin kim olduğunu belirlenecektir.
Şimdi düşünme zamanı...