Ekonomik piyasalarda ciddi sıkıntıların olduğu şu günlerde bu fakir çok keyifli. Neden keyifli parası mı bol, ekonomik sıkıntılar ona yansımadı mı derseniz elbette hayır. Ama bu fakir bu sıkıntıları 10-15 yıldan beri aynı ölçekte yaşayıp kendi imkânları ile ayakta dururken havada bulup karada yiyen, belediyeleri söğüşleyerek altlarına Jeepler, X5’ler, Audiler alanlar şimdi paralar kesilince ciyak, ciyak bağırınca emin olun keyfimden dört köşe oluyorum. Biz bir yandan Lâdik’teki tavuk çiftlikleriyle boğuşup üç kuruş kazanacağız diye haftanın 3-5 gününü orada geçirirken, bir yandan yurtta olan eksiklikleri gideriyoruz. Diğer yandan inşaat yapıp oradan üç beş kuruş kazanabilir miyiz diye yırtınıyoruz. Bu arada matbaanın, gazetenin teknik işleriyle ilgilenmenin yanında tüm ekonomik yükünü sırtlanmışız. Gecemizi gündüzümüze katıp alnımızın teriyle para kazanmaya uğraşırken, bu havada bulup karada yiyen ahlak fukaraları altlarında en lüks arabalarla geziyorlar biz de mütevazı araçlarımızla yetinmek zorunda kalıyoruz. Ama asla ve kat’a halimizden şikâyetçi değiliz. Onlar yıllardır alıştıkları düzen bozulunca kafayı yiyecek duruma geldiler. Biz ise dün ne idiysek bugün de o minvalde yolumuza devam ediyoruz.
Bu haramzadeler şimdi Büyükşehir’in yaptığı su zammını ağızlarına dolayıp, perde arkasından marjinal grupların hareketlendirmek suretiyle işi gündemde tutmaya uğraşıyorlar. Büyükşehir meclisinde su zammıyla ilgili eylem yapanlar belli, halk evleri ile DİSK. Onlar zaten hiçbir şey olmasa bile eylem yapmak için bahane arayan gruplar. Sürekli olarak bu işi kurcalayanlar belli, amaçları da milletin ödediği su parası falan değil. Kendi alamayacakları haksız ve fuzuli paraları su zammıyla almaya çalışmaktır. Keşke milleti düşünselerdi de millet de onlara inansaydı ama nerdee? Toplum bunları çok iyi tanıyor ve bu palavralara asla prim vermiyor. Birisi çıkmış ‘benim kimseyle en ufak problemim yok’ demiş ama mahkeme tutanakları dediklerinin tamamını yalanlamıştır. Bir diğeri Büyükşehir meclisinde yaşananları yazmış, SAMULAŞ’ın borçlarını yazmış ama Canik Belediyesi’nde maaşların ödenmediği dönemlerde neler olup bitmiş, eski Başkan Osman Genç döneminde neler olmuş onlardan en ufak bahsetme gereği duymamış. Oysaki Canik Belediyesi ilçe belediyeleri içerisinde en kötü durumda olan ve nüfus başına en yüksek miktar olan bir 1,5 borç düşen bir belediye haline getirilmiş bir belediye. Diğer ilçelerde vatandaşa düşen borç miktarı 1 milyon lira iken Canik’te neden ve nasıl bu duruma düşürülmüş onu yazmayan bu arkadaşlar sırf o kötü icraatlarını göstermemek için başka taraflara yönelmeleri çok komik.
Atakum’daki et tüketimine, imar inşaat şirketinin yedi milyon lira açığına ve Cemil Deveci’nin tavrına gelince bu konuyla ilgili ciddi bir araştırma yaptım. O şirketin başında olan arkadaş daha önce tavuk şarküteri dükkânı olan ve işinde başarılı olmadığı için işini kaybetmiş bir arkadaş. İshak başkan o arkadaşı oranın başına getirmekle en büyük hatayı yapmış zaten. Maalesef İshak başkanın şu hemşericilik huyu yok mu onu mahvetti. Kaç sefer uyarmama rağmen dinlemedi. Bakın o belediyede kaç Rizeli var. Rize niree Atakum nire, bu işin temel hatalı noktası. Gelelim 7 milyonluk açık konusuna, o konuda çok detaylı bir araştırma yaptım hatta şirketin yeminli mali müşavirlerinden de bir arkadaşım vasıtası ile bilgi aldım. Olay şu: şirketin 31/12/2018 tarihine kadarki açığı 3.5 milyon civarında. Cemil Deveci’nin belediyeyi devraldığı 08/04/2019 tarihindeki açığı ise 7.2 milyon lira. Bu para ortada yok, nerede derseniz onu şirket müdürü ile eski başkan bilecek, ben bilemem. 37 Ton et konusuna gelince öyle bir etin alındığını sanmıyorum, kanaatimce gider faturalarındaki açığı kapatmak için başvurulan bir yöntem olabilir ki fevkalade yanlış bir durum. Orası özel bir şirket değil ki açıklarını farklı faturalarla kapatasın. Özel şirketlerde de eskiden bu işler oluyordu, şimdi maliye ona da müsaade etmiyor. Böyle bir et tüketimi değil Atakum’un tesislerinde, şehirdeki tüm tesislerde dahi o kadar kısa zamanda tüketilemez. Cemil Deveci Başkanın bu konudaki tavrı da gayet güzel, siyasi değil çözüm odaklı bir yaklaşım göstermekte.
Hâsılı kelam toplum basındaki gelişmeleri ve tavır değişikliklerinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Kimsenin bu palavralara inandığı yok, milletin bu işlere karnı tok. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.