“Milletin vicdanı ne diyor…”

Hamit Seven

Türkiye, yoğun ve ağır gündemlerin esiri…
Ne ki, adeta “eşleştirilerek” devam eden “Ergenekon davası” ile eşit şiddette at başı giden Ak Parti kapatma davası gündemini hafif şekilde atlattı da Türkiye derin bir “oh” çekti…
 
Ülke ve toplum açısından “Kapatılsaydı ne olurdu?”yu düşünmek bile istemiyoruz…
Umarız bir daha da hiç düşünmeyiz…

Elbette ki bu karar, ülkenin üzerindeki dumanlı havayı kısmen dağıtan, rahatlatan bir karardır…
Lakin kararı derinlemesine ele alan hukuk çevrelerince; karar eksiktir ve mahkemenin kararı tartışmaya açıktır hatta ileri mülahazalarla aslında dava devam ediyor deniyor…

Peki milletin vicdanı ne diyor :

Terör ve şiddete karışmamış siyasi partilerin hiçbir bir şekilde mahkeme kararıyla cezalandırılmasını doğru bulmuyor...  Çünkü partilerin  icraatlarını değerlendirecek olanlar sandıkta oy kullanan biziz diyor...

Bu çercevede Anayasa Mahkemesi"nin  davayı reddetmesini beklediğini, ancak Mahkeme"nin vermiş olduğu bu kararı bile demokrasinin gelişimi açısından memnuniyet verici olduğunu, millet adına iş yapmanın önüne kulak çekme yaklaşımıyla set konulduğunu söylüyor...

Milletin iradesinin önüne vesayet anlayışıyla çıkmak demokratik bir hukuk devleti olma yolunda ciddi mesafeler kateden ülkemiz adına büyük bir kayıptır diyor... Türkiye bu süreçte enerjisini, heyecanını, dinamizmini ve zamanını kaybetmiştir diyor…

Bu durumdan iktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasi partilerin, sivil toplumun, başta yargı olmak üzere bürokrasinin dersler çıkarması ve önümüzdeki süreçte makul bir zeminde buluşarak, Türkiye"nin  aydınlık geleceği için kutuplaşmadan uzak, huzur temin edici, toplumsal güveni sağlayıcı bir yol izlenmesi gerekmektedir diyor...

Türkiye  kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak her alanda acımasızca süren küresel yarışta yerini almalıdır… Türkiye dün-bugün kavgası yaparak yarınlarını karartmamalıdır… Zaman geleceği yeniden inşa etme zamanıdır...  367, başörtüsü ve parti kapatma davaları ile sarsılan ve dengesi bozulan ekonomide, yeni önlemler alınarak, kötü gidiş durdurulmalıdır… Bu süreçte ihmal edilen yoksul kesimlerin sosyal resterasyon projesiyle  sosya-ekonomik durumları iyileştirilmelidir diyor…

En önemlisi işleyen, yöneten, buna paralel olarak sorun çözebilen bir sistem geliştirilmelidir. ..Bunun yolu ise Türkiye"nin önünü tıkayan, demokratik sistem üzerinde bürokratik vesayete zemin hazırlayan 12 Eylül Anayasası"ndan topyekün kurtularak; toplumu kucaklayan, özgürlükçü, katılımcı, evrensel değerlerle  donatılmış,  yeni bir  sivil anayasanın  yapılmasıdır diyor… Anayasa yapım sürecinde mutlaka tüm kesimlerin fikirleri alınarak, farklı görüşler yeni anayasaya yansıtılmalıdır… Özellikle yeni anayasayla bireysel hak ve özgürlükler teminat altına alınmalı, siyasi partilerin aldıkları oy çoğunluğunun rahatlığı ve  “güç bende” mantığıyla sürekli olarak öteledikleri Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu değiştirilerek siyaset alanına nefes aldırılmalı, behemahal demokratikleştirilmesi sağlanmalıdır diyor…

Toplum, ülkemizde yaşatılmaya çalışılan bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye"nin geleceğinin aydınlık olduğunu düşünüyor ve 70 milyon el ele, omuz omuza, gönüle gönüle verdiği taktirde Türkiye"nin kalkınmış ve demokratik bir hukuk devleti olmasının önünde hiçbir  engel kalmayacaktır diyor…Yetmez mi?...

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.