MİLLİ EĞİTİM MÜDİREMİZ HANGİ ÇAĞDA YAŞIYOR
Doğrusunu ararsanız bugün Sayın Valimizin gitmeden önce, son kez yaptığı güzel uygulamalardan bahsetmeyi düşünüyordum. Örneğin kaç tane makam arabası var, memurlarına nasıl davranır, çeteleri ne kadar sever, emrindeki personeli ne kadar savunur, kendi çıkarları söz konusu olduğunda Roma"yı da yakar mı, yoksa devletin yüksek menfaatlerini kendi menfaatlerinin üzerinde mi tutar, gibi önemli konularda detaylı bilgi sunmak istiyordum. Zira Çarşamba günü şehrimizi terk edeceğinden, gittikten sonra aleyhinde yazmak doğru olmadığından son bir kez güzel icraatlarını sizlerle paylaşmak istiyordum, ancak daha acil bir konu devreye girince onu ertelemek zorunda kaldım.
Milli Eğitim Müdiremiz şehrimize atandığında, ilk ziyaretine gidenlerden birisi de benim. Bana verdiği ilk intiba gayet olumlu bir intiba olmakla birlikte Hak"tan, adaletten ve doğruluktan yana tavır koyacak bir yapıya sahip olduğunu düşündüm. Belki de düşüncem doğru idi, ancak şehrimize tayin olan bazı bürokratlar gibi, onun da kısa sürede dejenerasyona uğradığını esefle müşahede ettim. Bu tespiti sadece bir olay sonucu yapmış değilim, birçok gözlemleme imkanım olunca bu yazıyı yazmanın aciliyet kesbettiğini anladım. Öncelikle belirtmem gereken husus on yıla yakın bir süre, Milli Eğitim Bakanlığı"na bağlı özel öğrenci yurdu işlettiğimden, yılda üç kez rutin teftiş, bir kez baskın teftiş, üç yılda bir de Bakanlık müfettişlerine teftiş verdiğimden, gerek özel öğrenci yurtlarının, gerekse kısa adıyla MTSK, uzun adı ile motorlu taşıt sürücü kurslarının hangi esaslara göre teftiş edildiğini, müfettişlerin yetkilerinin ne olduğunu, milli eğitim müdürlüğünün yaptırımlarının ne olduğunu enine boyuna bilirim. Keşke bilmeseydim de bu yazıyı da yazma fırsatım olmasaydı, insanın çok şey bilmesinin bazen başına bela olduğunu unutmamak gerek, ama ne yazık ki Yüce Yaradan böyle yarattığından yapacak bir şey yok. Gelelim olayın ne olduğuna, malumunuz ilimizde toplam 44 adet MTSK bulunmaktadır ve tamamı yasa gereği Milli Eğitim Bakanlığı"na bağlıdır. Teftişlerini de Bakanlık adına periyodik olarak İlköğretim Müfettişleri yapar. Bundan yaklaşık olarak yirmi beş yıl önce kurulmuş olan bir sürücü kursumuz, projesine mescit koymuş ve bunu da Bakanlığa onaylatmıştır. Hatta 28 Şubat sürecinde dahi bu mescit problem olmamıştır, ancak bundan yaklaşık iki ay önce bu kursa denetime gelen ilköğretim müfettişleri mescidi görünce hayli bozulup, ruhsatının olup, olmadığını sormuşlar. Ardından ise çalışan personelin kılık kıyafetinden, oturup kalkmasına kadar, her şeyi en ince detayına kadar inceledikten sonra herkesin hazır ol vaziyetine gelmesini istemişlerdir. Sürücü kursunun sahibi yıllarını sivil toplum örgütlerinde ve siyasette yöneticilik yaparak geçiren bir arkadaşımız olunca olayı ciddiye almamış. Bizim müfettişler bu durumdan ziyadesiyle rahatsız olunca, oturup, kendi aralarında güzel bir plan yapmışlar, bu planı uygulamaya soktuklarında kursu kapatacaklarını hesap eden 68 kuşağının günümüz temsilcisi arkadaşlar, raporlarına mescidi koyamayacaklarını anlayınca, bu kez kursun eğitim pisti olarak kullandığı alanın yönetmeliğe uymadığını gerekçe göstermek sureti ile kursu kapatmaya kalkmışlar. Arkadaşlarımızın atladığı ne biliyor musunuz? Karşılarına aldıkları arkadaşın Adnan Bahadır"dan farksız bir arkadaş olması. Nedenine gelince haklı olduğu davasında asla boyun bükmez, geriye adım atmaz ve yanlış işi olmayan şehirdeki ender insanlardan bir tanesidir. Müfettiş arkadaşlarımızın bilerek atladığı veya atlatmaya çalıştıkları iki önemli konu var, birincisi bir kursu teftiş ettiğinizde, önce ona eksiklerini bildirirsiniz, ardından yeniden müfettiş gönderip, bu eksikleri tamamlayıp, tamamlamadıklarını temin edersiniz. Yine eksikleri varsa yeniden müfettiş gönderirsiniz, üçüncü kez eksiklerini tamamlamamakta ısrar ederlerse kursu kapatırsınız. Aksi halde kapatamazsınız. Bu arkadaşlarımız tek bir teftiş sonucu kendilerine göre buldukları eksiklerle kursa kapatma verdiler. İkinci ve daha önemli husus yönetmeliğe uymuyor dedikleri eğitim pisti yönetmelik gereği 10.000 metre kare olması gerekirken, bu arkadaşlarımız pistin 7500 metre kare olduğunu raporlarına yazmışlar. Ne gariptir ki Tapu ve Kadastro Müdürlüğü"nün tespitine göre bu alan 10 000 metre kareden fazla bir alan. İşin daha da önemlisi o pisti başka sürücü kursları da kullanmasına rağmen onlara en ufak bir ihtar dahi gitmemiş. Daha da vahim olan durum ise, kapattık dedikleri kursa kendilerinden sonra gelen müfettişin eksiği yoktur raporu vermesidir. Peki bu olaylarla İl Milli Eğitim Müdiresinin ilgisi nedir derseniz, bu anlattıklarımın tamamını bilmesine rağmen en ufak bir müdahalede bulunmaması, ayrıca kendisini ziyarete giden ve bu konuyu açan bir arkadaşımıza sürücü kurslarında mescit olamayacağını söylemiş olması, aklıma acaba bu müdire hangi çağda ve nerede yaşıyor sorusunu getirdi. Diğer yandan ilçe milli eğitim müdürü ve diğer yetkililerle ilgili de yazmam gerekenler var, ancak bana ayrılan yer bittiğinden o konulara daha sonra gireceğim. Bu olay beni ciddi anlamda rahatsız etmiştir, zira yontma taş devrinde dahi böyle saçmalık olduğunu sanmıyorum. Sizin anlayacağınız bu konu burada bitmez, henüz yeni başladığımızı herkesin bilmesinde yarar var. Kalın sağlıcakla