Bugün bir önceki yazımızda değerlendirmeye başladığımız Vekillerimizle ilgili yazıya kaldığımız yerden devam edecektik, ancak yeni atanan İl Milli Eğitim Müdürü'nün ilk olarak Vezir Hazretlerini ziyaret ettiğini basından okuyunca, yazımızı Milli Eğitim Müdürü'ne ayırmak zorunda kaldık. Nasıl olsa Vekillerle ilgili yazacak çok zamanımız olacak, yeri geldikçe onları gündemimizden hiç düşürmeyeceğiz ama yeni atanan Milli Eğitim Müdürü şehrin ihtiyaçlarını, Milli Eğitimin sıkıntılarını henüz bilmediğinden bu konuyu ele almamız gerektiğini düşündük.
Öncelikli olarak görevden alınan Milli Eğitim Müdürü'nün eksiklerini konuşmak lazım ki aynı hatalara düşülmesin. Biz giden Müdürle ilgili sürekli köşe yazıları ve haberler yapmaktaydık, nedeni de yaptığı hatalardı. Yoksa Aytekin Bey'le bizim şahsi hiç bir sorunumuz olmamıştır, olamaz da. Şimdi şehrimize gelse onu misafir etme konusunda da üzerimize düşen bir şey olursa yaparız. Ancak görev yaptığı iki yıllık süreçte çok ciddi hatalar yaptı. Nedir bu hataları derseniz saymakla bitmez. Ancak bazılarını buradan yazmakta yarar var. Son on yıldır ilimize gelen Milli Eğitim Müdürleri içerisinde anlaşamadığım tek Müdür Aytekin Bey olduğunu da belirtmekte yarar var.
Aytekin Bey'in en önemli hatalarından birisi, göreve başladığı ilk dönemde Hükümete yakın sendikanın kontrolüne girip, diğer sendikalara mesafeli duruşu olmuştur. Ardından İdareci atamalarında yine Hükümete yakın sendikanın istekleri doğrultusunda yaptığı bir çok hatalı atamanın mahkeme duvarına çarpması sonucunda ciddi bir itibar kaybetmişti.
Mahkemeyi kazanıp geriye dönenlerle ilgili sendikanın tavrı, göreve başlatılmamaları veya başlatıp tekrar alınmaları yönündeydi ama Aytekin Bey tekrar aynı prestij kaybını yaşamamak için bu arkadaşları tekrar görevlerinden almayınca bu kez sendika ile arası açıldı. Ardından şehirdeki marjinal gruplarla sürekli birlikte olması da bir hayli tepki çekmişti. Radikal İslamcılar olarak adlandırdığımız Namazsız, Niyazsız, zamparalığın serbest (pardon Muta Nikahı ile caiz) olduğuna inanan kişilerle sürekli birlikte olması da onu ciddi anlamda sıkıntıya sokmuştu. Biz bu satırlardan kendisini bir kaç kez uyarmakla kalmayıp hem haber gönderdik hem de yakın arkadaşlarına durumu anlattık ama anlamak istemedi.
Bürokrat bir makamda fazla kalmak için şehirdeki dengeleri gözetebilir buna bir yere kadar saygı duyarım, ancak Hükümetin Siyasi politikalarını mota mot yerelde uygulamaya kalkıp bağlı bulunduğu Bakanlığın yakın durduğu Cemaatlerin kontrolüne girmesi fevkalade yanlıştır. İnsanın bir hayat felsefesi olmalı, bir duruşu olmalı, ilkeleri olmalı, Rüzgarın estiği yöne göre yön değiştiren insanlar, ya rüzgarsız zamanlarda serseri mayın gibi orttada kalırlar, ya da sert rüzgarlarda heba olup giderler. Örneğin ben dün, Cemaatin en güçlü olduğu dönemde onları rahatlıkla eleştirebildiysem bugün de onlara yapılan bir yanlış varsa onu eleştirmem gerektiğine inanıyorum. Gerek insanlığım, gerekse kişiliğim bunu emrediyor. Dün onların güçlü oldukları dönemde onlardan gözüküp, şimdi karşılarında olmak benim felsefeme ters gelir. Keşke yanlış işler yapmasalardı da bugün sonuna kadar yanlarında olabilseydim ama ne mümkün! Adamların PKK'lılarla beraber hareket edecek kadar gözleri dönmüş.
Bu kadar izahattan sonra gelelim yeni Müdür'den beklentilerimize. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Müdür Bey ilk önce Büyükşehir Belediye Başkanı'nı ziyaret edip Vali Bey'i ziyaret etmemiş ise, bu çok ciddi bir hatadır. Basına düşen şekliyle Müdür Bey ilk önce Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etmiş izlenimi edindim. Şayet bu yanlış ise lütfen düzeltsinler! Yok doğru ise bu fevkalade yanlış bir şey. İl Milli Eğitim Müdürü direk Vali'ye hatta Milli Eğitim Müdürlüğü'nden sorumlu Vali Yardımcısına bağlıdır. Ziyarete buradan başlamak zorundadır, şayet bu yapılmış ve basına servis edilmemiş ise, bu da Vali Bey'in eksiğidir. Zaten sürekli bu tür eksikleri yaptığı için eleştirmiyormuyum. Bu detaylar ince ayrıntı gözükebilir ama unutmayalım ki hayatın gerçekleri küçük nüanslarda saklıdır. Şehre atanan bir bürokrat önce şehrin en üst düzey görevlisi olan Vali Bey'i ziyaret etmek zorundadır. Ardından kime isterse gidebilir, gerek bürokrasinin , gerek protokolün, gerekse etiğin gereği budur.
Gelelim beklentilerimize; yukarıda da belirttiğim gibi eski Müdürün düştüğü hatalara yeni Müdürün düşmemesi gerektiğini düşünmekteyim, ayrıca sendikalara olan yakınlık hangi şartlarda olursa olsun eşit mesafede olmalı. Yönetici atamalarında siyasi görüş değil, liyakat esas alınmalı, marjinal grupların değil herkesin adamı olunmalı, kimseyle kavgalı değil ama mesafeli kalmak şartıyla herkesle barışık olmalı.
Bir ikinci konu; Milli Eğitim Camiası arasındaki küskünlükler mutlaka ortadan kaldırılmalı, ildeki personelin kendi aralarındaki huzursuzluktan tutun da ilçelerdeki huzursuzlukların tamamını sevgi ve kardeşliğe dayalı bir ortama çevirmek için elinden geleni yapmalı. Son olarak da Özel Eğitim Kurumlarının sorunlarına eğilmeli gerek MTSK'ların gerek Özel Öğrenci Yurtlarının gerekse Özel Okulların sorunlarına Müfettişlerin katı gözlükleriyle değil, serbest piyasa şartlarında bu kurumların çektikleri sıkıntıları çok iyi analiz edip onlara yardımcı olacak çalışmalar yapılmalı. Yeni Milli Eğitim Müdürü, bu saydıklarımı yapmak istediğinde her zaman yanında olacağımızı bilmesini isteyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.