Birkaç kez konu hakkında yazı yazdım, olayın üzerinde durma nedenimde kızımın otistik bir çocuk olmasından kaynaklıdır. Nedensiz olarak bir gün dahi çocuğun eğitim almasını engellemenin suç olduğunu söyleyenlerin, ikinci dönemin ortasında okulla tanışan çocuğun gecikmesinde ki suçun kime ait olduğunu da umarım biliyordurlar.
Konu hakkında devletin çıkardığı kanun ve yönetmelikler bellidir. Bunun takibi ve devamını sağlamakta ilgili kurumlara aittir. Samsun’da özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde kaç öğrenci var, bunlara açılacak destek sınıflarının sayısı veya ihtiyacı ile görevlendirilecek öğretmenlerinde takibi yine bu kurumlara aittir.
Bu konuda ki mücadelem bir çocuğun topluma kazandırılması için bir baba olarak üzerime düşen görevi yapmaktı, bunun için mücadele ettim ve sonuç aldım. Devletin bu konuda ki kanun ve yönetmelikleri benim için ışık oldu.
5378 sayılı Özürlüler Kanunu'nun 15. Maddesinde “Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkanı sağlanır.”
‘’Özür türü ve derecesine göre, özürlü çocuklar genel eğitim sisteminde normal sınıflarda veya özrün türü ve düzeyine göre ayrılmış olan özel eğitim sınıflarında eğitim alabilmektedirler. Bununla birlikte özürlü çocukların, normal eğitim sınıflarında normal gelişim gösteren akranlarıyla, sosyal ve eğitimsel açıdan birlikteliklerinin sağlanabilmesi için eğitim politika ve uygulamalarında temel yaklaşım kaynaştırma eğitimi ile sağlanmaktadır.’’
‘’Özel eğitim hizmetleri 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 31.05.2006 tarih ve 26184 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren “Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği” n de belirtilen esaslar doğrultusunda yürütülür.’’
Engelli çocuklar için sınıf açılması ve o sınıfa bir öğretmen verilmesi konusunda daha önce yazılar yazdığımı belirttim. O sınıf açıldı,İl Milli Eğitim müdürlüğü, Canik ilçe Milli Eğitim Müdürlüğünden katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra Canik İnönü İlköğretim okulunun Müdürü Mustafa Gram ve Müdür yardımcısı Veysel Kırman öğretmenime desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Ayrıca senenin ortasında açılan sınıf için görevlendirilen Hülya Bartın öğretmene bir paragraf açmak istiyorum. İlk görüştüğümüzde branşının sınıf öğretmenliği olduğunu anlatmıştı, karşılaşacağı öğrenciyi ve rahatsızlığını tam öğrenebilmek için bir mücadeleye başladı. Bunun için çocuğun özel eğitim aldığı okula gitti, öğretmenleri ile görüştü, onunla derse girdi. Böylesi bir yaklaşımı beklemiyorduk. Pazartesi ilk ders için gittiğimizde karşılaştığımız sınıf olarak gösterilen yerde ki durumun olumsuzluğundan dolayı üzüntü yaşadı. O hem bir öğretmen,hem de bir anneydi, kendini bizim yerimize koymuş ve çocuğa faydalı olmak için mücadele ediyordu. İlk gün yaşanan olumsuzluktan dolayı bizim üzülmememiz için çare bulmak için koşturmaya başlamıştı. Sonuçta bir sınıf oluşturuldu . Öğretmenimize bu içtenliği ve görev anlayışından dolayı teşekkür ediyorum.