Konumuza girmeden önce bir hususu aydınlatmak istiyorum. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, otogarın raylı sistem güzergâhına taşınacağını açıkladı. Burada mevcut otogarın özelleştirmesi ihalesinde şartnamede yeni otogar yapılamayacağı hükmü var. O satışta benim de imzam var, Yusuf Ziya Yılmaz’ın da imzası var, başka encümen üyelerinin de imzası var. Galip Öztürk orayı alırken özellikle bazı şartlar öne sürdü, Yusuf Ziya Yılmaz da kabul ettikten sora o günkü para ile adam oraya 24 milyon lira civarında bir para ödedi. Galip Öztürk benim babamın oğlu değil ama devlette devamlılık esası vardır, satış sözleşmesine aykırı işlem yapan edinim ifasına fesat suçu işlemiş olur ki hukukçu olan Halit Başkan bunu çok iyi bilir. Zannedersem Halit Başkan'a bu detayı anlatmadılar veya Galip Öztürk'ün onayını aldılar yoksa Halit Başkan böyle bir açıklama yapmazdı. Yapılması gereken öncelikle Galip Öztürk’le oturup konuşup anlaşmaktır. Adam cezaevinde olabilir ama işlerini yürüten bir sürü yetkili personeli var, onlarla konuşup önce bu sorunu çözmek lazım ardından da taşıma konusu ele alınmalı.
Gelelim asıl konu başlığımıza. AK Parti kurulduğunda her ne kadar Milli Görüş gömleğini çıkardık dese de uygulamada Milli Görüş geleneğinden gelenler her zaman ön plandaydı. Ancak gelinen noktada bu gelenekten gelenlerin tasfiye edilme noktasında sona doğru gelindiğini görmekteyiz. Bunu nereden tespit ettin derseniz; özellikle bürokraside yapılan atamalara bakıldığında ne kadar haklı olduğumu rahatlıkla görebilirsiniz. Dün gece yayınlanan Valiler Kararnamesine baktığımızda iki isim dikkatimi çekti. Birisi Çorum Valisi Dr. Zülkif Dağlı, diğeri de Amasya Valisi Yılmaz Doruk. Amasya Valisini tanımıyorum ama Amasya’daki dostlarımızın anlattığına göre çok kaliteli ve muhafazakâr yapıda birisi olduğunu, halkla bütünleşen ve milli ve manevi değerler konusunda çok hassas bir yapıda olduğunu söylediler. Aynı şekilde üç yıl şehrimizde valilik yapan Dr. Zülkif Dağlı Bey’in bir yandan OSB ve yatırımlarla ilgili yoğun çalışmalar yaparken diğer yandan 4-6 yaş grubu çocuklarımızın eğitimi ile ilgili çok büyük mücadele verdiğine, gençlerin ve çocuklarımızın vatana ve millete hizmet edecek kaliteli nesiller olarak yetişmeleri için büyük uğraşları vardı. O gittikten sonra bu konularla ilgili rutin işlerin dışında en ufak bir çalışma yapılmadığı gibi mevcut valinin de öyle bir derdi olduğunu sanmıyorum. Şayet olsaydı mutlaka haberimiz olurdu. Bırakın 4-6 yaş grubunu veya gençliği 80 milyon dolarlık yatırım yapmak isteyen Şenpiliç ile ilgilenip Kavak’ta yapmayı planladığı yatırımı Suluova’ya kaçırdı. Konuşmaya sıra gelince mangalda kül bırakmayan bazı meslektaşlarımızın sesi bile çıkmadığı gibi Vali Bey sorulan sorulara cevap verme nezaketinde dahi bulunmadı, bize de böyle vali lazım zaten.
AK Parti iktidarının sonuna doğru yaklaşırken kendi öz evlatlarını harcayıp devrin adamlarıyla iş yaptığı sürece erimesi çok daha fazla ve hızlı olacağını unutmasın. Yakından tanıdığım Yusuf Odabaş, Ulvi Saran, Zülkif Dağlı gibi Mülkiyelileri dik duruşları nedeniyle istemeyen siyasetçilere kurban veren AK Parti, yarın iktidardan düştüğünde yanında kimi bulacak çok merak ediyorum. Bu insanların vatan millet maneviyat dışında en ufak bir düşünceleri olmaz, bunların kıymetini bilmeyenler zamanla hatalarını anlarlar ama nafile. Hani derler ya ‘Devrimler kendi çocuklarını yerler.’ İşte bunun ne kadar doğru bir söz olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Bu insanlar dava adamları. Dava adamı nedir derseniz; ülkeye hizmet edecek maneviyatçı gençliği ve geleceğin teminatı olan çocuklarımızı yetiştirme derdi olan herkes dava adamıdır. Bu tür insanları siyasetten uzaklaştırıp Vezir Hazretleri gibi rotaryanların dostu olan bir adamı iş başına getirirseniz karşınıza 31 Mart’taki gibi seçim sonuçlarının geleceğini unutmayın. Bu insanların her şeye rağmen inandıkları şeylerden vaz geçmeyeceklerini de unutmayın. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.