Mimar Sinan Süleymaniye camisini bitirme çabası içindeyken bir köylü gelir,
"Usta bu minare eğri"der.
Bunun üzerine Mimar Sinan kalfaları çağırır;
"Bakın bu minare eğri imiş,bu kardeşimiz farketti, bir halat bağlayıp çekelim de düzelsin,"der.
Kalfalar şaşırır ama ustanın vardır bir bildiği deyip, halatı bağlayıp başlarlar çekmeye.
Mimar Sinan da adama arada "tamam mı?","oldu mu?"diye sorar.
Adam tamam şimdi düzeldi, sağolasın."der.
Bırakırlar halatı kalfalar,adam gittikten sonra Mimar Sinan 'ın yanına gelip sorarlar;
"Usta sen delirdin mi, minarenin eğri olduğunu dünyanın en büyük mimarı bilmez de bu sarhoş köylü mü bilir?Hadi bildi diyelim, halat bağlayıp çekmekle minare düzelir mi?"
Mimar Sinan gülmüş,"çocuklar siz bizim milleti bilmezsiniz, biz eğer bu adamı ikna etmeden başımızdan kovsaydık gider bir yerde minarenin eğri olduğunu söylerdi, bizim millet de kırk yıllık mimarına değil bu sarhoşa inanırdı, adımız eğri minareci Sinan'a çıkardı."
Öyle,bizim milletimiz pek bilgisi olmayan konularda dahi fikir beyan etmeye, kendi fikirlerinde de ısrarcı olmaya meyillidir.Eleştirmekte, yapılan emeği küçümsemekte pek bir mahirdir. Üzümü yer bağcıyı da döver.
Daha önce ki yazılarımda bu ülkede yapılmak istenen bir çok şeyin nasıl baltalandığını,destek değil köstek olunduğunu yazmıştım.
Mimar Sinan'ın durumu idare etmesi de takdire şayandır.İnsanın kendinden emin oluşu, insan idare etmede ki mahareti ancak bu kadar güzel gösterilebilir.
Bizde bir atasözü vardır "meyve veren ağaç taşlanır."O meyveyi vermek maharettir ama o taşlara karşı dimdik ayakta durmak, yine de meyveler vermeye devam etmek ağacın diğer maharetidir.
Kusur bulmak için bakan göz mutlaka kusur bulur.Çok doğru bir sözdür,"nasıl bakarsan öyle görürsün."
Gördüğümüz bir yanlışlık varsa elbette ki dile getirmeliyiz, eleştiri yapıcı olursa işe yarar.Ama bunun için de eleştiri yaptığımız konuda gerçekten bilgimiz olması gerekir.
Horoz örttüğü için güneş doğmaz, güneş doğduğu için horoz öter.O yüzden insanın sınırlarını bilmesi gerekir.Maksat gerçek bir katkı sağlamak ise eleştiri anlamlıdır.Yoksa karşısındaki insanı yormaktan, çabasına balta savurmaktan başka bir işe yaramaz.
Bazı insanların büyük çabaları vardır varoluşlarına büyük anlamlar katmak, insanlara faydalı olmak, Allah'ın bahşettiği zekayı ve yeteneği ortaya çıkartmak için.
Dünyada varoluşunun gayesinin farkında olarak, inşa etmek görevinin bilinci ile her türlü çabasını yerine getirmek için.İster maddi olsun,ister manevi.İster büyük olsun,isterse küçük bir çaba.Bazen adı anılsın, bilinsin, takdir toplasın diye, bazen de sadece insanlığa faydası olsun diye.
İlla ki insanlığa diye geniş bir dünya düşünmeyin,kendi çevresinde bir fayda sağlamak, kendi ailesi içinde güzel gayeler için çaba harcamak.Ahlaklı, imanlı,kültürüne bağlı,vatana millete hayırlı bir evlat yetiştirme gayretinde olan ebeveynin çabası da takdir edilesidir.
İdealleri olan bir öğrencinin gayreti de.
O öğrenci okulu bitirip,iş hayatına atıldığında, çalıştığı işe,kendisine,
ailesine, vatanına faydası olur,kelebek etkisi oluşturur.Çünkü her birey diğerini,her aile toplumu etkiler.
Böyle insanların çabasını takdir etmek, işlerini kolaylaştırmak, elimizden geliyorsa destek olmak da insanlık vazifesidir.
Meyve veren ağacı taşlayanlar hep olacaktır.Maalesef bazı insanlar başkalarının yaktığı ışıktan rahatsızlık duyarlar, kendi ketlerinin gölgeleri yansıyan ışıktan rahatsızlık duymalarına sebep olur.Gerçekleri ve güzellikleri görmelerini zorlaştırır.Işığı elinde tutanlar yoluna engellere rağmen devam etmelidirler.