Mini Etek Davası!...


Birkaç gündür haberleri izledikten sonra aklımda fikrimde hep, Konya   Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Orhan Çeker'in, açıklamalarının ardından mutlaka bir şeyler karalamam gerekliydi. Bence bu vatandaş(!) bunca zaman kendini boşuna heba edip okumuş(!) yazmış. Bence bu adama ders veren öğretmenleri bile lanet okurlar şimdi. Açıklamaya bakın durup dururken ülkenin gündemine bomba gibi düşüyor. Prof.Dr. Orhan Çeker sarf ettiği sözler şöyle: "Sorunun odağında kadın var. Sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmaz. Tahrikten sonra şikayet etmen makul değil. Elbette işlenen suç son derece iğrençtir. Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyen kadının da etkisi küçümsenemez” buhaber ülke gündemini eylemler yapılacak kadar meşgul etti. Bana sorarsanız bu haber ülkemiz gündemini bilinçli olarak meşgul etti yada ettirildi.  Bu haberden sonra ülkemizde ki kadınların tepkileri çok yüksek oldu.    Her gün değişik illerde eylemlilikler konuldu ve Çeker, protesto edildi. Ancak Ortak Yaşam Portalında Yüksel Taylan imzası ile  yayınlanan  bir yazı vardı ki o yazıda ki tepki  bence daha da mükemmeldi.
lemmeyazıda aşağıda siz okurlarımla  paylaşacağım.
Önce bir kere daha Prof.Dr. Orhan Çeker'in açıklamasını okuyalım ve daha sonrada Ortak Yaşam Portalında makaleler yazan Yüksel Taylan'ın makalesini okuyalım. Bilindiği üzere Çeker'in, akıl sır ermeyecek açıklaması şöyle:
''Sorunun odağında kadın var. Sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmaz. Tahrikten sonra şikayet etmen makul değil. Elbette işlenen suç son derece iğrençtir. Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyen kadının da etkisi küçümsenemez'' ben kara cahil birisi olarak bu belden aşağıya düşünceye söyleyecek bir söz bulamıyorum. Bir öğretim görevlisinin Hadım yasası çıkarılmasına ilişkin yaptığı açıklama bu kadar seviyesiz bu kadar düşüncesiz olur. Yazımızın başlığını Ortak Yaşam Portalında yazı yazan Yüksel  Taylan'ın yazısından aldım. Yüksel Taylan yazısında bakın neler anlatıyor.
Şimdi de Yüksel Taylan'ın makalesini okuyalım:
"KADINLARI ÇÜKEBİLİR, DÖVEBİLİR, YOK EDEBİLİRSİNİZ" SİDİĞİNİN YARIŞÇILARI
“Adının önünde Profesör yazan arkadaş tuttu kadınları tecavüze uğradıkları için suçlu ilan etmeye vardırdı işi. Yine de şükretmek lazım, “tecavüze” uğradığı için kırbaçlanması ya da taşlanması gerektiğini söylemedi. Buraya şu notu düşmek istiyorum; söylediyse ve ben okumadıysam af ola.
Merak ettiğim bağıntı şu; aynı arkadaş, çok parası olduğu için “gasp” edilen birine, “çok paran var, haliyle olmayanları tahrik ediyorsun, normaldir” der mi?
Yoksa “adaletten” dem vuran dini, çok parası olan “erkeklerle” tecavüze uğrayan kadınları farklı kefelere mi koyuyor?
Kadınlar “tahrik” ettiği için uğradıkları tecavüze ortak oluyorlarsa, yani Çeker beyzadenin mantık açısıyla parası olan birini “gasp” edebilirsiniz demektir. Çünkü elindeki parayla o da “tahrik” ediyordur parası olmayan birini.
Yani diyorum ki; ha popoya bakıp tahrik olmuşsunuz, ha paraya…
Yeter ki maksat “tahrik” olmak olsun. Ancak “cezalar” farklılaşıyor. Yani “kadınlar” sıralamada “çok paralıdan” sonra geliyor. İnanmayan gidip baksın. Kadına tecavüz, kadının “istemediği” ilişkiye denir. Zorla olur yani. “gasp” gibi. Ancak derine inildiğinde farklı sonuçlara ve sosyolojik gelişime rastlarsınız. Çeker beyzadenin bahsettiği gibi giyinmeyle falan ilgisi yoktur. Eğer olsaydı kadınların “kapalı” olduğu ülkelerde bu suça rastlanmazdı. Cebinde para olmayanların gaspa uğrama “riski” olmazdı.
Yani “Suç ve Ceza'yı” kavrayamadıkları ortada…
Eskiden fahişelere tecavüz edenlere ceza indirimi uygulanırdı. Öyle bir kısır kafalılıkta vardı Türkiye'de. Bildiğim kadarıyla Suudi Arabistan'da da “namuslu kadın” ya da “namussuz kadın” olarak farklılaşıyor davalar.
Bir de hala süren “tecavüze uğrarken” bakire olmak ya da olmamak durumu var. Bir şekilde durumu “ölçmeye” çalışıyorlar yani… İlginç bir barometreleri var itiraf etmeliyim. Baş Filozof Sanatçı başı Kanun başı Karmaşık İnsan Sultan Erdoğan'ın heykele bakıp “fikrimi belirtiyorum, ucubeye benziyor” dediği ülkede, Profesörün “duruma göre kadınlara saldırabilirsiniz” demesi normaldir. İmam olan bir arkadaş “kadın çalışırsa eşini aldatır” dememiş miydi? Bu yaptıklarına “sidik yarışı” derler…
Hangimiz kadını daha çok aşağılayacağız, yerlere vuracağız maksadıyla yaptıkları bir sidik yarışı. Bu yaşıma geldim, sonuç olarak buna kanaat getirdim. Başka bir amacı olamaz bu “komik ötesi” davranışların. Son olarak La Vey'in yazdığı Şeytani İncil'deki bir maddeyi hatırlatmak istiyorum; karakteri zayıf ya da aciz kişilere acımayın, canınızı sıkıyorlarsa onları ortadan kaldırın. Acaba Profesör Çeker ve sidik yarışı korosu “Şeytani İncil” hakkında ne düşünüyor. Vahşice yazılmış olduğunu mu? Şeytani İncil “Satanizm” inancının en geçerli kitaplarından biridir. Çok benzedi de “dekolteli olan mıncıklanır” mantığı “zayıf ve aciz olan yok edilir” mantığına. Onun için hatırlatmak istedim.  Öylesine yazdım yani yukarıdakileri… Ortak Yaşam Portalında ki yazar Yüksel Taylan'ın, yazısını okuduğumda ben bu yazıyı okuyucularımızla paylaşamam gerek diye düşündüm. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Orhan Çeker, bundan böyle karşı cinslerinden birisini , kampus içinde yada sokakta mini etekli gördüğünde ne düşünecek çok merak ediyorum. Sadece bir yorum sanıyorum susacak yada içinden ben sizin eteğiniz de, pantolonunuza da diyerek sitemde bulunacaktır. Yada tam tersi hay dilimi eşek arısı soksaydı da ülke gündemini böyle meşgul etmeseydim derdi. Ama böyle düşüneceğine ben inanmıyorum. Ülke gündemini bana göre çokta bilinçli olarak değiştirecek ifadelerdi. Nasılsa üniversitelerin yerleşkelerinde kız öğrenciler türbanlarıyla dolaşmaya başladılar ya artık biz bundan böyle yavaş yavaş  önce mini eteklilerden başlayalım ilerleyen zamanlarda pantolon giyenleri derken herkesi türban ve kara çarşafa sokarız düşünceleri acaba var mı? Yok mu? Özgürlükler bu kadarla mı sınırlı acaba bizim ülkemizde. Herkes türbanlarıyla üniversitelerde ders görürlerken sokakta bayanlar mini etekleriyle gezdiklerinde tecavüze davetiye çıkarıyorlar.  Ben böyle düşünen insanlara ancak örümcek beyinliler diyorum ve demeye de devam edeceğim. Siz böyle düşünenler öncelikle beyninizdeki mini  düşüncelerinizi adamlaştırın. O zaman kimsenin giydiği mini eteği görmezsiniz bile. Saygılarımla