Bazen insan sadece saçmalamak ister, her şeyin mantıksal bir izahı olmasını gereksiz bulur. insan, hep gizemli bir döngünün içinde yer bulmak ister. sıradan olmak, kalabalığın arasındaki kellelerden biri olmak cezbetmez insanı. Farklı olma ihtiyacı duyar, o kalabalığa yüksek bir tepeden bakan insan olma ihtiyacı. hiç kimse bulunduğu yeri, derli toplu bir hale getirmeye çalışmaz, herkes başkasının yerini beğenir, mesela o tepedeki adam da bir süre sonra yalnızlıktan sıkılır, o utandığı kalabalığa karışmak ister içten içe. bu sefer de gurur yapar, aşağıya inmeye. Birbirimize ancak bu kadar uzak olabiliriz, birbirimizle bu kadar iç içeyken. Nüfusumuzu iki ile çarpmamız gerekir gerçek sayımızı ortaya koyabilmek için.. zira iki yüzümüzün de ayrı kimliği gerekir.
Bazen insan sadece saçmalamak ister, kimi elindeki pipoyu kırıp atar, kimi belindeki silahı gömer, kimi çıkarır kravatını.. o farklı olma ihtiyacı duyan insanlar kaybolur bu kez. Herkes birbirinin aynı olmak için yarışır. Farklı olma çabası itici gelir herkese... Dinciler zincirleme zikir, Sosyalistler habire devrim, Milliyetçiler inadına Turan.. Herkes kendi içinde bir başkasının fikrini satıyor, ama bütün fikirler sistemin gümüş tepsisinde.. Herkesin gözü fikirlerin satıldığı gümüş tepside... Ve sistem açık arttırmada satıyor tepsiyi, tepsideki fikirler, çöp sepetine...