MOLLA KASIMDAN KAYIKÇIBAŞINA MEKTUP
Hınçal Uluç Pazar günleri Abuziddin'den Tecelli'ye mektuplar adlı köşe yazılarında çok güzel konulara değindiğini görünce hoşuma gitti ve ben de ara sıra Molla Kasımdan Kayıkçıbaşına Mektuplar adı altında köşe yazmaya karar verdim. Bizim köşemizde neler yazacağız derseniz ilk köşemizde Molla Kasım Kayıkçıbaşı ile biraz nostalji yaptıktan sonra bundan sonraki hayatına yapması gerekenler konusunda nasihatleri olacak. Her ne kadar Kayıkçıbaşı nasihatten hoşlanmasa da Molla Kasım bu konuda biraz ısrarlı davranmaya kararlı gözüküyor, Efendimiz Din nasihattir buyurmakta Kayıkçıbaşının dinle imanla pek işi olmasa da yaşı gereği artık bir ayağının mezarda olduğunu düşünerek Molla Kasım nasihatlere devam edecek. Dilerseniz sözü çok uzatmadan mektubumuza geçelim.
Sevgili Kayıkçıbaşı seninle görüşmeyeli yaklaşık beş yıl oldu, eskiden biz ayrılamayız şarkısını birlikte çok söylesek de senin Vezir Hazretlerine olan aşkın ve makam mevki sevdan bizi ayırdı, bu ayrılık önceleri beni üzse de daha sonra özellikle benim için çok daha iyi bir sonuç vereceğine ve Allah'ın sevgili kulu olduğumu düşünmeme neden oldu. Diyeceksin ki neden böyle düşündün, izin ver izah edeyim biz seninle birlikte iken Vezir Hazretlerinin tüm olumsuzluklarını birlikte göğüslemek zorunda kaldığımızdan çalıştığımız kurumun Erol Taş'ı sen, sana kol kanat geren de bendim. Senin siyasi sıkıntılarını ben, benim de Vezir Hazretleri ile ilgili sıkıntılarımı sen hallediyordun, bu durum kamuoyuna Vezir Hazretlerini Melek seni ve beni ise istenmeyen adam olarak yansıtıyordu. Ben oradan ayrıldıktan sonra yükün tamamı senin sırtına bind, ben ise rahat bir nefes aldım. Medresei Yusufiyyeye birlikte girdik önce seninle beni ayırmak istediler ama sen bu oyuna alet olmamana rağmen eşinin bu konuda senin gibi düşünmediğini ben çok iyi biliyordum. Zaman, zaman sana yapılan baskılara da boyun bükmediğini bilmediğimi sanma, bu yaptıklarını her zaman takdir ettiğimi de unutma, ancak senin için aldığım baskıları da sen unutma.
Medresi Yusufiyyeden çıktıktan sonra özellikle şu şereften mahrum kabzımalın devreye girip seninle Yalova Gemisinde ailece yaptığınız görüşme sonunda eşinle birlikte seni ikna ettiğini de bilmediğimi sanma zira biz seninle Medresi Yusufiyyeden çıkınca birlikte hesap soracaklarımızı kararlaştırmış olmamıza rağmen ve bu hesap sorulacaklar içerisinde Vezir Hazretlerinin bize karşı ihanete varan tutum ve davranışları olmasına rağmen senin daha sonra dönüş yapman sadece beni değil ailemin her bir ferdini sükutu hayale uğattı. Özellikle eşini ve seni ailesinin büyükleri gibi görüp, saygıda ve sevgide en ufak bir eksiklik yapmayan oğlumun sevgi dünyasını öyle yıktınız ki çocuk aylarca kendisine gelemedi. Senin sadece eşin ve biricik kızının dışında geçindirmekle yükümlü olduğun kimse olmadığına göre senin o güne kadar ki kazanımın seni ve aileni ölüceye dek rahatlıkla geçindireceğini bilmene rağmen paraya, makama ve mevkiye tamah ederek doğruluğu, dürüstlüğü ve sana yakışan dik duruşu terk edip Vezir Hazretlerinin Kayığına binmen ve onun Kayığının küreğini çekmeye başlaman sana hiç ama hiç yakışmamıştı.Keşke o gün benim gibi onurlu bir duruş sergileyip oradan kendisini attırsaydın da şimdiki gibi birilerinin baskısı sonucu ayrılmak zorunda kalmasaydın.
Aradan geçen beş yıllık süreçte belki ekonomik kazanımların oldu, elli liraya aldığın arsayı beş daire alarak bir milyon liralık bir servet kazandın, Bay Seciyo ile birlikte Kuşçulu Köyünde dağın başından aldığının arsayı yetkilerinizi kullanarak köyün en kıymetli yerine getirdiniz, Araştırma Hastanesinin etrafında aldığınız arsaları yine yetkilerinizi kullanarak fakir fukaranın hakkını gasp ederek onların arsalarını yeşil alanlara taşımak suretiyle kendi arsalarınızı köşe parsellere taşıyıp Dünyalık çok büyük kazançlarınız oldu. Hatta daha önce günahın kadar sevmediğin ve Servis Minibüsçülerinden Samsunspor adına aldığınız paralarla ilgili sizi mahkemeye verenlerin Avukatlığını yaparak sizlere dava açtıran, sizlere o günkü para ile yüz elli milyar zimmet çıkaran insanlarla benden sonra nasıl dost olduğunuzu, o insanlara daha önce ateş püskürmenize rağmen daha sonra onlara Belediyede masa tahsis edecek kadar samimi olduğunuz, onların çoluk çocukları ile sizlerin çoluk çocuklarına kamunun her türlü imkanını sunduğunuz açıkça ortadadır. Üzülerek ifade etmek gerekirse benim tanıdığım Kayıkçıbaşı gitmiş yerine bambaşka bir Kayıkçıbaşı gelmiş veya bana daha önce rol yapıp kendisini farklı gösteren Kayıkçıbaşı gerçek kimliğini ortaya koymuş.
Peki beş yıl önce kendisine yapılan baskılar sonucu beni satan Vezir Hazretleri şimdi seni nasıl sattığını ve istifa etmen için rica ettiğini görünce acaba aklına geçmişte yaşananlar hiç gelmedi mi? Şimdi seni yazlığında koruyan o kişiler senin an be an bilgilerini dışarıya sızdırmadıklarını zannediyorsan yazıklar olsun sana. Şunu unutma ki menfaatle yanınızda olanlar daha iyi menfaati bulduklarında anında sizi satarlar,daha önceki asansörde yaşadıklarınızda bunu öğrenmediyseniz yine çok yazık.
Gelelim sana tavsiyelerime öncelikle yaşının altmışa dayandığını göz önüne alarak Üniversite yıllarından sonra terk ettiğin namazına başla, ardından şu yurt dışına gidip yediğin nanelerden sonra bel soğukluğuna kaldığın için bıraktığın oruçlarını kaza et. Ardından eşinle birlikte Hacca git ve İslam Dinimizin emirlerini harfiyyen yerine getirmeye başla. Sabahları erken saatte sahilde yürüyüşe başla batı istikametine gitme, zira orada benimle karşılaşabilirsin. Yaşar Nuri Hoca Tarikat kursaydı ona git mürit ol diyecektim ancak kurmadığından onu aratmayan Cüppeli Ahmet Hocaya git. Canın sıkıldığında eski şöförün benim şu anda şöförüm olduğundan onu ara seni alsın Ladikte yeni kuracağım Tavuk Çiftliğine getirsin seninle orada tavuklarla bol, bol sohbet ederiz, nasıl olsa sen insanlardan hoşlanmıyorsun bari Hayvanlarla hasbihaleyle. Aslında nasihatlerim çok daha fazla ancak bana ayrılan yeri biraz fazla kullandığımdan şimdilik yazıma son vermek istiyorum. Önümüzdeki günlerde Molla Kasım olarak Kayıkçıbaşına mektuplarımız devam edecek. Kalın sağlıcakla
MOLLA KASIMDAN KAYIKÇIBAŞINA MEKTUP
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.