Mücadele mi?
Silahsız çözüm süreci denenirken muhalefet lideri, ‘’ Neden eli kanlı pkk’lı teröristlere göz yumuyor , vurmuyorsunuz’’ der, ülke ,karşısında ki muhatabından beklediği adımları atmaması ve başlangıçtan itibaren çözümsüzlük yönünde ki yaklaşımlarını şehir bazında genişletmeye çalışmaları sonucunda geldikleri nokta da, terör örgütüne karşı operasyon başlatıldığında ise aynı muhalefet lideri ‘’ Neden pkk’yı vuruyorsunuz, oy için mi?’’ sorusunu sorar.
Ülkede kangrene dönüşmeye başlayan ve uzun yıllar devam eden terör sorununu çözmek için kimse elini taşın altına koymazken, muhalif yaklaşımların yapıcılıktan çok uzak, karşı tarafa psikolojik bir destek sağladığı ülke siyasetinde söz sahibi olanlar tarafından görülemez.
Çözüm sürecine girildiğinde, ülke içerisinde bu politikaya karşı müthiş bir baskı başlamıştı . Yıllarca çözülemeyen terör meselesinin vurarak çözüleceği yönünde fikirler ağırlık kazanırken, ne acıdır ki bunu bölgeye hiç gitmemiş yada çatışma ortamını görmemiş insanlar çözüm sürecine karşıydı.
Bilinmesi gereken nokta şudur, çözümün silahlı veya silahsız bitirilebilmesi için, bölge üzerinde planları olan ülkelerin bu planları bozulmadan sağlıklı bir sonuç alınamayacaktır. Siz pkk’ adı altında ki örgütü bitirebilirsiniz belki ama, başka isimle ortaya çıkan, aynı sorunu çözmek için mücadeleye yeniden başlarsınız.
Mücadele ettiğiniz örgüt, yurt dışında olan bir örgüt değil. Kampları yurt dışında olabilir ama, en büyük şehirleriniz de ki mahallelerde aynı örgütün silahlı kanadıyla karşılaşabiliyorsunuz. Bölgeye gidildiğinde ise olayın vahameti artıyor. Halk ile teröristi ayırt edemiyorsunuz.
Teröristlerin yurt dışı kamplarından elini kolunu sallayarak geçtiği Doğu ve Güneydoğuda, sınırlarımızın içler acısı durumu çözülmeden terörle mücadeleye her zaman yenik başlarsınız. En basit örneği, sınırdan girerek birkaç gün boyunca yığınak yapıp karakollarımıza yapılan baskınlarda görmedik mi? Sarp dağların geçit vermediği bölgelerin ne fiziki engellerle, nede ateşle korunamadığını, bu nedenle tabir caizse sınırın yol geçen hanı olduğunu bilmiyor muyuz ?
Dikkatinizi çekti mi? örgütün sözde liderlerinden bir tanesi, yapılan baraj ,yol ve kalekolların barış sürecine zarar verdiği söylemleri. Hani barış yapacaksın diye bekliyorsun fakat adamlar sınır güvenliğini hiçe sayıyorlar. Oraya dokunmanın barışı bitireceğinden bahsediyorlar. Kalekollar yapılmazsa orada mevcut karakolların konumları ve durumları itibarıyla terörle mücadelede yetersiz olduğunu bildikleri için değiştirilmesini istemiyorlar ve bu düşüncede ki insanlarla sen barışı konuşuyorsun.
Ya halkın içinde olan kendi personelinin durumu, yetersiz lojmanlardan dolayı dışarıda kalmaya mecbur olan güvenlik güçleriyle nasıl bir mücadele içerisinde terörle baş edeceksin. Barış sürecinin tıkanması üzerine başladığın operasyonlarla zayiat vermenin önüne ne kadar geçe bileceksin.
Bölge halkından direk veya dolaylı destek gören bir örgütle mücadelede başarı şansın oldukça azdır. Bölgeyi görmeden konuşan insanların bu yaklaşımı yapıcılıktan çok uzak bir tavırdır. Ve bu mesele günlük siyasete alet edildiğinde, sorunun bitmemesi yönünde maalesef dolaylı destek verilmektedir örgüte.
Her olayda olduğu gibi, iç siyasette konu iktidar partisini eleştirmek, her yaptığına olumsuz bakmak , terörle mücadele konusunda karşı tarafın eline koz vermektedir. Tüm partilerin toplanıp terörle mücadele konusunda ortak bir karar almaları gerekmektedir. Meydanlarda herkes vatan için mücadele ettiğini söylerken, uygulamada bir hükumetin kurulamaması tüm söylemlerin tersini göstermektedir. Bu konuda mazeretlerin ardına saklanmak, terörle mücadeleye destek sağlamamaktadır.
Terörle mücadelenin en önemli vasıtalarından bir tanesi kararlılık ve ülkenin birliğidir. Bunu sağlayacak olanlarda ülke politikalarına yön veren insanlardır.