Dinimiz islam'da; Nikah şarttır ve birçok hikmetleri vardır.
Nikahsız evlilik veya birliktelik HARAMDIR ve aksi durum zinadır.
Nikahsız birliktelikten doğan çocuk; gayri meşru (veledi zina) sayılır ve bir çok haktan mahrum kalır (Miras gibi).
Tabii ki çocuğun hiç bir suçu yoktur, suç, anneyle babanındır.
Nikah, birbirleriyle evlenmesi meşru olan iki karşı cinsin evliliğinin; İlan edilmesi, kayıt altına alınması ve eşlerin birbirlerine mirascı olabildiklerinin, özellikle, bayanın hak ve hukukunun korunması, eşlerin birbirlerine karşı olan yükümlülüklerinin bir nevi sözleşmenin imza altına alınmasıdır.
Nikahsız bir evlilikte bunların tam olarak sağlanması mümkün değildir.
Nikah; Haram olan birlikteliği Helale çeviren, ilk insan ve ilk Peygamber Hz.Adem (a.s.)'dan son Peygamber Hz Muhammed (s.a.v.)'e kadar gelmiş bütün peygamberlere emredilen ve ümmetlerine tebliğ etmeleri emrolunan bir Emr-i İlahidir...
Aynı iki kişi bir nikahla evlenir.
Ayrı ayrı iki defa ; Resmi ve Dini diye nikah kıymak dinimizde olmayan gereksiz bir işlemdir.
Öyleyse insanlarımız neden 90 yıla yakın zamandır iki nikah kıymak zorunda kalmışlardır sorusuna cevap aramak gerekir!
Yada; Asr-ı saadette ve devamındaki 1300 yılda Müslümanlar tek nikah yaparken, ne zamandan beri resmi-dini nikah diye iki nikah yapmak zorunda kalmışlardır?
1926 yılında Medeni kanunun kabulüyle;
Nikahı; Nüfüs Müdürlükleri, Muhtarlar, Belediyeler ve yurtdışı temsilciliklerinin yapması kanuna bağlanmış ve bunların dışında yapılan nikahların resmi geçerliliği olmadığı kanunlaştırılmıştır.
Dini nikah yasaklanmamış ancak "Dini Tören" sayılmıştır ki bu durum, İslam Dini mensupları arasında günümüze kadar tartışılan ve çözüme bağlanamayan sakıncalı bir durumu ortaya çıkarmıştır.
- Resmi nikah, Dini nikah yerine geçer mi sorusuna cevap aranmıştır.
Resmi nikah; kanuni yükümlülükleri taraflara sağlamış, eşlerin haklarını kanuna bağlamış, doğacak çocukları meşru hale getirip onların da miras v.b. haklarını koruma altına almıştır.
Bu açıdan bakıldığında ikinci bir (dini nikaha) gerek yoktur diyenler olmuştur!
Ancak; Resmi nikahtaki bazı yükümlülük ve emri ilahilerin yerine getirlmediği endişesiyle, insanlarımızın bir çoğu (haklı olarak), resmi nikahtan sonra ayrıca bir de dini nikah kıydırmışlardır ki; işte "iki nikah" garabeti ortaya çıkmıştır.
Eminim ki sizler de, benim gibi bu garabeti yaşamak zorunda kalmışsınızdır...
İşte, hem bu garabeti ortadan kaldırmak hem de resmi hiç bir geçerliliği olmayan adına "dini nikah" denen realiteyi resmileştirerek tek nikaha indirmek ve hem de resmileştirmek adına; MÜFTÜLERE'de NİKAH KIYMA YETKİSİ verilmesi gündeme gelmiştir.
Bu kanun değişikliği mutlaka yapılması gereken bir zorunluluktur.
Yapanlardan, emeği geçenlere teşekkür etmek hepimizin borcudur...
Karşı çıkanların tek gerekçesi ise;
Müftüler nikah kıyarsa; "Laiklik elden gidermiş" (!)
"Laiklik bir nikahla gidecek kadar zayıf ve basitse üç talakla boşadım gitti (!).
Beyler! İşi sulandırıp istismar etmeyin!
Laiklik nikahla gitmez ama istismarla gider, birinci suçlu da laikliği istismar edenler olur.
Buna benzer her olumlu teşebbüsün önüne laikliği takoz gibi getirmek, laiklik istismarı, bilgi ve fikir eksikliğinin ifşasıdır.
Eminim ki, karşı çıkanların da çoğu bu iki nikahı yapmak zorunda kalmışlar ve neden sorusuna cevap aramışlardır.
Müftülere nikah kıyma yetkisi verilirse ayrıca dini nikah yapılacak mı diye sormanıza da gerek yoktur.
Hem “Resmi” hem de “Dini” iki nikahın geçerli, “ TEK NİKAHA” dönüşmesinin çözümü budur.
Ya da mevcut, “Resmi Nikah” kıyma yetkisi olanların; kısa bir eğitimle, dini nikahı da yapmayı öğrenmeleri ve uygulamaları en güzel çözüm olur ki, o zaman müftülerin nikah kıymasına da hiç gerek kalmaz.
Rabbim herkese inancına göre nikah yaptırabilmeyi ve ailesine, milletine hayırlı hizmetler yapacak evlatlarının olmasını nasip eylesin...Amin...