CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tüzük Kurultayı'nda beklenen konuşmasını yaptı.İsa Gök'ün 'Yeter sayısı yok' itirazları eşliğinde konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, önce salonda yaşanan gerginliği sonlandırmak zorunda kaldı.Kılıçdaroğlu kürsü önünde alınan güvenlik önlemleri üzerine "Arkadaşlar lütfen çekilin. Beni CHP'lilerden korumak gibi bir göreviniz olmamalı" diyerek güvenlik güçlerini uyardı.Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının büyük bir bölümünü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'ye yönelik eleştirilerine ayıran Kılıçdaroğlu, parti içinde yaşanan 'muhalif' harekete ise değinmedi.İşte Kılıçdaroğlu'nun merakla beklenen konuşmasından öne çıkan satır başları...
UÇAK FABRİKASI KURDUK, DENİZALTI YAPTIK
Geçmişte söylerler, birileri de söyler. 'CHP'nin dikili ağacı yoktur' diye. Herkes duysun, bilsin. Mısır'daki sağır sultan da duysun. Daha Cumhuriyet'in üzerinden 2 yıl geçmiş, Kayseri'de ilk uçak fabrikasını kurduk. Osmanlı'nın parasını yabancılar basardı. Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk kez kendi paramızı kurmak, basmak için Merkez Bankası'nı 1930'da kurduk. 9 yıl sonra 3 Mayıs 1934 kendi yaptığımız uçak, Kayseri'den kalktı, Ankara'ya indi.
YÜCE DİVAN HATIRLATMASI
Siyaset halk için mücadele etmek demektir, halkın çıkarları için mücadele etmek demektir. Yolsuzluklara bulaşmadılar, ama yolsuzlukları yapanları Yüce Divan'a göndermekten çekinmediler. Çünkü onlar halkın beş kuruşuna bile saygı duyarlardır.
ERDOĞAN BUNLARI BİLMEZ
Recep Tayyip Erdoğan'ın benim bu anlattıklarımın hiçbirisini bildiğine inanmıyorum. Çünkü tarihini bilmiyor o. Siyaset 'bana ne verecek, toplum bana ne verecek, siyasette nasıl zenginleşeceğim' demek değildir. Siyaset, 'ben topluma nasıl hizmet edeceğim, nasıl yaşamımı adayacağım demektir.'
YARGI KİMİN EMRİNDE?
Yargı ayrı duruyor bir yerde. Kimin emrinde? Siyasi otoritenin emrinde. Tüzükte CHP'nin parlamentoda konuşmaması için TBMM'de sınırlama getiriyorlar. İtiraz ediyoruz, saldırıyorlar. Bir arkadaşımızın parmağı kırıldı. İstediğiniz kadar saldırın. CHP hep önünüzde duracak.
BU NASIL ÖZGÜRLÜK
Diyelim ki bir yargıç karar verdi, vicdanının sesini dinledi. AKP'nin hoşuna gitmedi. Ne oluyor o yargıç? Beş dakika sonra görevden alınıyor, savcı açığa alınıyor. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Sözde memlekette düşünme özgürlüğü var. Bu nasıl bir özgürlüktür ki insanlarımız düşünmekten korkuyor. Saç kestirmek, şemsiye taşımak, yumurta taşımak, konser bileti satmak, üniversite yönetimini eleştirmek, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne katılmak, Deniz Gezmiş'i anmak, YÖK'ü protesto etmek, kitap okumak.
"YÖK'Ü TUZLA BUZ YAPACAĞIZ"
Marmara Üniversitesi öğrencisi, ekşi sözlük'te yazdığı yazıdan dolayı bir ay okuldan uzaklaştırıldı. İstanbul Üniversitesi öğrencisi, çantasında yumurta bulunduğu için, yumurta başına 44 ay hapisle yargılanıyor. Pamukkale Üniversitesi öğrencisi YÖK'ü protesto ettiği için bir ay uzaklaştırma aldı. CHP iktidarında o YÖK'ü tuzla buz yapacağız. İstanbul Üniversitesi öğrencisi, Deniz Gezmiş'i andığı için okuldan uzaklaştırıldı. Onlar yaşamlarını halka adadılar. CHP'li olmak yaşamını halka adamak demektir.
BU AYIBI NASIL TEMİZLEYECEKSİN?
Senin iktidarında basılmamış kitap yasaklandı bu ayıbı nasıl temizleyeceksin?Bir hapisteki gazeteciler, iki hapse girecek gazeteciler, üç işine son verilecek gazeteciler, dört cesur yazı yazarsa işten atılacak gazeteciler. Medyanın durumu bu.Buradan söz veriyorum halkın iktidarında, tüm medya çalışanlarının hepsini sendikalı, örgütlü yapacağız. Onlar halkın sesi olacaklar.
"HOCALI'YI UNUTMADIK"
27 yıl önce sayısı bilinmeyen yüzlerce Azeri kardeşlerimiz katledildi. Yüreğimiz Azerbeycan ile beraberdir. Dünyanın her yerinde ne zaman bir zalimlik olursa CHP olarak biz onların karşısında olacağız. Hocalı Katliamı'nı unutmadık, unutmayacağız.