Allah insanları üç grupta yaratmıştır: 1-Mü'minler 2-Kafirler 3-Münafıklar.
Bu üç sınıftan bugün münafıklardan bahsetmek istiyorum. Eğer okumaya cesaretiniz varsa buyurun:
Münafıklar, insanların en kötüsüdür. Kafirlerden daha kötüdür. Kimdir bu münafıklar? Nasıl anlaşılır? Nasıl korunalım onlardan? Bunları elimizden geldiğince yazmaya gayret edeceğim. Bu arada değerli din alimlerimizden kendi sahalarına girdiğim için beni mazur görmelerini rica ediyorum. Ben haddimi bilirim. Ama yeri gelip de bazı konuları yazmasak bu münafıklar daha çok münafıklıklarını yapmaya çalışırlar. Meydan kendilerinin zannederler. Bilmezler ki kendilerinin bir planı varsa yaratanında mutlaka çok daha güzel bir planı vardır. Zamanı gelince bu planı herkes görecektir mutlaka.
Münafıklar nasıl anlaşılır? Münafıklar konuşursa yalan söyler, söz verir sözünde durmaz, emanete hıyanetlik eder.
Daha birçok alametleri vardır. Ama bu saydığım üç özellik çok şeyi anlatmaktadır. Münafıklarla kafirleri ayırt eden en önemli tek fark, münafıklar Müslüman mezarlığına gömülür ancak onlar Müslüman değillerdir. Kafirler münafıklardan daha merttir. Çünkü kafirler ben Müslümanım demezler. Münafıklar cehennemde kafirlerden daha elim ve azap verici yere gideceklerdir.
Oruç da tutsa, namaz da kılsa ve Müslüman olduğunu da iddia etse bile. Münafıklar namaz kılabilir, oruç tutabilir, Müslüman olduğunu iddia edebilir. Bu onların münafık olmalarını ortadan kaldırmaz. Müslümanların yukarıda sayılan münafık alametlerine düşmemeleri gerekir.
Kimde dört vasıf bulunursa halis münafık olur O dört şeyden biri kendisinde bulunan kişide ise onu terk edinceye kadar münafıklıktan bir haslet bulunur Bunlar: Kendisine bir emanet bırakıldığı zaman ihanet eder; konuştuğunda yalan konuşur, anlaştığı zaman sözünde durmayıp bozar Bir kimseyle çekiştiği zaman aşırı giderek karşısındakinden fazla kötülük yapar.
Münafıkların kendilerini ele veren alametleri vardır: Selamları lanettir, yemekleri gasp ve yağmadır, Ganimetleri hile ile kazançtır. Kibirlidirler Ne sevilirler ne de severler Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler. Münafık, gözlerine hâkim olup istediği şekilde ağlayabilir. Tabii bu ağlama karşısındakini kandırmak içindir. Bunu da çok güzel yaparlar.
Müminler, hep nazik, edepli ve düşünce ürünü olan kelimeleri sarf ederler Böylece şeytanın ondan yanlış bir mana çıkartıp muhatabın kalbine vesvese vermesine mahal bırakmazlar; şeytana arayı bozma fırsatı vermemeye çalışırlar Münafıklar, muhatabın kalbine dikkat etmezler, vurdum duymazdırlar. Hatta çoğu zaman bilinçli olarak böyle davranırlar. Müminler; yediği lokmayı titizlikle helalden seçerler.
Müminler mütevazı, alçak gönüllü, hiçbir menfaatin hesabını yapmadan sırf Allah rızası için insanları sevdiklerinden çevreleri tarafından (Münafıklar tarafından değil) sevilirler Münafıklar ise kibirli, gururlu olduğu ve hep menfaate dayalı hesaplar yaptıkları için hiç kimseyi sevmezler, sadece kendi menfaatini severler Etraflarından hep haddinden fazla saygı bekler ve hep onlardan bir şeyler kapmaya çalışırlar Saygı göstermeyi değil, saygı görmeyi, vermeyi değil, hep almayı severler Onun için de en yakın insanlar bile onları sevmezler.
Münafıklar hakkında yazacaklarıma yarın da devam etmek istiyorum.
Yüce Mevlama bizi münafık olarak yaratmadığı için ne kadar şükretsek azdır.
ŞÜKÜRLER OLSUN ONLARDAN DEĞİLİZ.