MÜSLÜMANIN MİSAKI

Sami Kesmen

Müslümanın hayatını vahyin kuralları ve Resulün beyanları belirler. Peygamberimiz de veda haccında, "Ben size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldıkça asla sapıtmazsınız. Onlar Allah'ın kitabı Kur'an ve benim sünnetimdir" diye buyurmuştur. 
      Ahlakı da, ibadeti, muamelâtı da Allah c.c. ile olan ilişkilerin kurallarını da, hülâsa hayatın bütün genel ve ayrıntı kurallarını vahyin mesajı belirlediğinde, insan  için dünya ve ahiret huzur ve mutluluk olur. 
      Müslümanı bir çok oluksuzluktan engelleyen, bir çok kötülüğün önüne set olan ve hiçbir şeye muhtaç olmadan yaşamasını sağlayan Peygamberi bayanlar vardır. Bunlar aynı zamanda ahlakın ve edebin de kurallarını oluşturmaktadır. Ve ayrıca bu ilkeler; Müslümanın yerine getirmesi gereken, müslüman olmasından kaynaklı misakı, yani sözleşmesidir. 
     Bu misakın önemli bir şartı; yerinde, doğru ve faydalı konuşmaktır. Peygamberimiz; "Kim ki  Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa, ya hayırlı söz söylesin ya da sussun" buyurmuştur. Dile hâkim olmak, her aklına geleni söylememek, boş konuşmamak; insan ve kâmil mümin olma misakının  önemli bir unsurudur. 
      Bir başka misak, müslüman ahdi, güzel insan özelliği; her şeye el uzatmama, her işe karışmama tavrıdır. Peygamberimiz; "Kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi kişinin iyi müslüman olmasındandır" diye buyurmuştur. Boş işleri gündem dışına itmek, fuzuli konularla toplumu meşgul etmemek, olumsuzlukları kontrol altında tutmak; insanın güzelliğini yansıtır. 
      Bir başka güzel hâslet ki, bu hâslet her sıkıntının önüne geçer ve kişiyi belalardan korur. Öfkeye hâkim olmak. Öfkelenmek fıtri bir husus, öfkeye hâkim olmak iradi bir sonuçtur. Nefsi kontrol etmenin en bariz yansıması, öfkeye hâkim olmaktır. Peygamberimizden tavsiye isteyen bir adama, üç defa "Kızma" buyurmuştur. Nefsin kontrol altına alınması, er güzel insani maharet ve marifettir.
      Önemli bir başka misak, özellik ve maharet de; bir başkasını önceleyebilmek, bir başkasını sevebilmektir. Peygamberimiz; "Sizden biriniz müslüman kardeşini kendinden fazla sevmedikçe iman etmiş olamaz. Kalbin selameti ve saadeti başkalarını sevebilmektir. Bu maharet; hasetlik ve fesatlığı ortadan kaldırır. Nefsin terbiyesini tamamlatır. Kişi böylece kendi aşar, ilâhına koşar ve ulaşır.  
       Bir başkasını sevmenin davranışa dönüşmüş şekli; üzüntü ve kederin paylaşılmasıdır. Derdi ile derlenip, yardıma koşulmasıdır. Hâl hatır sorarak, ihtiyacın karşılanmasıdır. Kusurların affedilip, Allah için sevilmesidir.
       Seven insanın sevdiği insana erdemli karşılığı, onun haberi olmadan, onun için dua edip, hayır dilemesidir. Allah için birbirini severlerden olmak dileği ile duaları tekrarlamak,faziletli bir davranış, kâmil mümin olmanın da yansımasıdır. 
      Müslümanlar kendi aralarında bu insani ve islami ahidleri gerçekleştirmiş olmaları halinde, hayat güzel olacak, her şey yerini bulacaktır. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.