Mutluluk oyunu

İsa Abanoz

Kendimizi evlenince, bir bebek sahibi olunca, sonra bir tane daha olunca yaşamın daha güzel olacağına inandırmışızdır.

Sonra çocuklarımızın yeterince yetişkin olmadığını düşünerek bunalırız ve onlar büyüdüklerinde bunun da iyi olacağını düşünürüz.

Sonra büyürler ve biz yine bunalırız, çünkü onlarla didişmemiz gerekir. Şu delikanlılık çağını atlatsalar daha mutlu olacağız tabii.

Bir arabamız ya da daha iyi bir arabamız olsa, tatile çıksak, sonunda emekli olsak yaşamın daha iyi olacağını düşünürüz.

Gerçek şu ki, mutlu olmak için şu andan daha iyi bir an olamaz.

Öyle değilse, ne zaman?

Yaşamınız hep güçlüklerle dolu olacak. Olduğu kadar çok kabullenip her şeye karşın mutlu olmaya karar vermek en iyisi.

Uzun bir süre yaşam yeni başlayacak sandım. Gerçek yaşam.

Fakat yolda hep bir engel vardı; bitirilecek bir iş, aşılması gereken bir sıkıntı, tanınacak bir zaman, ödenecek bir fatura. Sonra başlayacaktı yaşam.

Sonunda anladım, bu engeller yaşamın kendisiydi.

Bu bakış açısı, benim mutluluğa bir yol olmadığını anlamama yardımcı oldu.

YOL, mutluluğun kendisi idi.

Yani, her anın tadını çıkarın.

Mutlu olmaya karar vermek için, okulun bitmesini, okula geri dönmeyi, beş kilo kaybetmeyi, beş kilo almayı, işe başlamayı, evlenmeyi, cuma gecesini, pazar sabahını, bir araba almayı, araba yenilemeyi, ev ipoteğinizin bitmesini, ilkbaharı, yazı, sonbaharı, kışı, ayın birini ya da on beşini, radyoda melodinizin çalınmasını, ölmeyi ya da yeniden doğmayı beklemeyin.

Mutluluk bir yolculuktur, bir varış noktası değil.

 

 Mutlu olmak için en iyi zaman… ŞİMDİ!

Anı yaşayın ve doya doya tadını çıkarın.

 

Şimdi, aşağıdaki soruları düşünüp cevaplamaya çalışın:
1 – Dünyadaki en zengin 5 kişinin adını söyleyin.
2 – En son seçilen 5 Dünya Güzelinin adlarını söyleyin.
3 – Nobel Ödülünü kazanan son 10 kişi kimdir?
4 – En iyi erkek oyuncu Oscar ödülünü, en son hangi 10 oyuncu aldı?

Yapamadınız mı? Zor, değil mi?

Tasalanmayın, hiç kimse bunları hatırlamıyor.

Alkışlar söner!

Ödüller tozlanır!

Kazananlar çabuk unutulur.

Şimdi de şu soruları cevaplayın:

1 – Eğitiminize katkıda bulunan 3 öğretmeninizin adını söyleyin.

2 – Gerektiğinde yanınızda olmuş 3 dostunuzun adını söyleyin.
3 – Size özel olduğunuzu hissettiren birkaç kişi düşünün.
4 – Birlikte zaman geçirmek istediğiniz 5 kişinin adını söyleyin.

Yapabildiniz mi? Daha kolay, değil mi?

Yaşamınızda anlamı olan kişiler, “en iyi” olarak dereceye girmiş, en çok parası olan, en büyük ödülleri kazananlar değil…

Sizi seven, sizi gözeten, ne olursa olsun yanınızda olanlar.

Bir an düşünün.

Yaşam çok kısa!

Ya siz, hangi listedesiniz? Bilmiyor musunuz?

Dur biraz yardım edeyim.

Sen en “ünlü” değilsin, ama bu iletiyi göndermeyi düşündüğüm birisin…

Bir süre önce, Seattle Olimpiyatlarında, zekâca veya vücutça engelli dokuz atlet, 100 metrelik bir yarışın başlama noktasında duruyorlardı.

Tabanca atıldı ve yarış başladı. Hepsi koşmuyordu, ama herkes katılmak ve kazanmak istedi. 

Üçlü gruplar şeklinde koşuyorlardı. Bir çocuk takıldı ve düştü, bir iki yuvarlandı ve ağlamaya başladı.

Diğer sekizi onun ağladığını duydu.

Yavaşlayıp arkalarına baktılar.

Durdular ve geri geldiler... Hepsi de…

Down"s Sendromu hastası bir kız, çocuğun yanına oturdu, sarıldı ve sordu: “Şimdi kendini daha iyi hissediyor musun?”
Sonra, dokuzu birlikte omuz omuza bitiş çizgisine yürüdü.

Kalabalık ayağa kalktı ve alkışladı. Alkışlar uzun süre devam etti…

Bu olaya tanık olanlar hâlâ bunu anlatıyor.

Niçin?

Çünkü yüreğimizin derinliklerinde hepimiz biliyoruz ki, yaşamda en önemli şey kendimiz için kazanmanın ötesindedir.

Yaşamdaki en önemli şey diğerlerinin kazanmalarına yardım etmektir. Bu yavaşlayıp kendi yarışımızı değiştirmek anlamına gelse bile.

Bu e-postayı göndererek belki kendi yüreğimizi de başkasının yüreğini de değiştirmeyi başarabiliriz…

Bir mum, diğerini yakmak için kullanıldığında hiç bir şey kaybetmez.”

Peki, neye karar verdin? Atacak mısın, yoksa gönderecek misin?

Güzel e-postalar almanız  dileklerimle...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.