Sınır hattında sizce akaryakıt kaçakçılığı nasıl yapılıyor? Bölgede terörle mücadele devam ederken, kaçakçılıkla mücadeleninde aynı titizlikle devam ettiğini, bu ikisinin bir sarmal gibi birbiriyle iç içe olduğunu,bununda teröre artı getirileri olabileceğini düşünebiliyor musunuz ? Hatta terör örgütünün kaçakçıları vergilendirdiğini, bölgede onlardan istihbarat aldığını, onları kullanarak kendini kamufle ettiğini biliyormuydunuz?
2005 yılında TBMM araştırma komisyonunda hazırlanan raporda Türkiye'de bir yılda yapılan akaryakıt kaçakçılığı miktarının 4.5 milyon ton olduğunu ve bunun 100 bin tonunun üzerindeki miktarının Van-İran sınırında yapıldığının belirtildiğini biliyor muydunuz? Bölgenin çoğrafi şartları ve terörün etkin olmadığı dönemde yapılan karakollar genelde , kaçakçılıkla mücadele için köylere yakın alanlar içine kurulduklarından, güvenlik açısında bu karakolların savunmaya elverişsiz olmaları nedeniyle günümüzde hakim ve sınır bölgesine yakın alanlara yeni karakollar yapılmaktadır. Kaçakçılığın benzin ve mazot bölmünü burada anlatacağım. Sınırdan ülke içine yaklaşık 15-20 km civarında bulunan köylerin kaçakçılık konusunda daha etkin olduklarını görmekteyiz. Taşıma sistemi atlar ve katırlar üzerine kurulduğu için adı nallı boru hattı olarak anılmaktadır. Bölgede en değerli varlığın bir at olabileceğini hayal edebiliyormusunuz ? Karakollara en uzak mesafelerden sadece bir gecede yüzlerce atın bir köye girdiğini ve bir atın 2 jelikan (plastik bidon) bir bidonunsa yaklaşık 70 litre mazot aldığını düşünürseniz. Bir gecede bir köye tonlarca akaryakıtın taşındığını görebilirsiniz. Köylerde hava kararmasına yakın hazırlıklar tamamlanarak, 2400 ile 3400 rakımlı tepelerin içinden İran tarafına yolculuk başlar. Çıkışlarda atlar boş olduğundan hızlı hareket kabiliyetleri olduğu için emniyet tedbirlerine pek dikkat etmezler. Çobanlar haber kaynaklarıdır,bölgede askerin olup olmadığına dair, her ne şekilde olursa olsun, bu grupların önünde öncü dedikleri şahıslar hareket eder. Gruptan 500-600 m önde bölgeyi arayarak ana grupların rahat çıkmasını sağlarlar. Bu akşam üstü yapılan çıkışın İran tarafındaki ayağı yakınsa aynı gece geri dönmeleri grubun büyüklüğüne bağlıdır. Genelde bir sonraki gece dönüşleri vardır. Her dönüşte ise alternatif yollar mutlaka kullanılır. Gruplar hazırlandıktan sonra Türkiye'ye giriş yapmadan önce pkk lılara at başı para öderler. Sınıra yaklaştıklarında emniyetli bir yerde toplanarak atlarını dinlendirirler. Bu esnada öncüler araziyi kontrol etmeye başlar.10-15 kişilik bir atlı grup geçiş bölgelerinin temiz olup olmadığını dağılarak kontrol eder. Eğer askerle karşılaşırsalar yada emin olamazsalar o bölgeden vazgeçip ikinci alternatif yolu kontrol etmeye başlarlar. Herhangi bir yolu kontrol ettiler ve geçiş başlayacaksa, öncülerin bir bölmü bölgede kalır. Diğerleri grubun girmesine nezaret eder. İşlemi riske atmamaya çalışırlar. Büyük grupların önünden 10-20 arası attan oluşan birkaç grup oluşturup belli aralıklarla bunları öne sürerler. Öndeki küçük gruplar ilerledikçe ana gruplar sınırı geçmeye başlar. Olası bir müdehaleyle karşılaşırsalar, durumlarına göre ya geri dönerler, ya alternatif yollara bölünürler. Eğer ana grup pusuya düşürülürse meydan muharebesi başlar ki. Askerin silah kullanmayacaklarını bildikleri için atları askerlerin üzerine hızla sürerler . Müdehale edilerek dağıtılmış atları izlerseniz eğer ,dağın neresinde kalmış olursa olsunlar yönlerini hangi köyden gelmişseler oraya çevirirler. Hangi ahırdan çıkmışsa yolculuğu o ahırda son bulur. O gruptan ne kadar malzeme yakalamışsanız en ince ayrıntısına kadar mesajla bilgi verirsiniz. O sabah malzemesi yakalanan kaçakçılar yakalanan atlarının parasını devlete yatırıp (2010 yılında at başına tahmini 200 tl idi) karakola elindeki makbuz ile son model 4X4 ile gelir, durumlarının çok kötü olduğunu, kalabalık bir nüfusu geçindirdiklerini, göz yumulmasını her at tesliminde dinlersiniz. Atlarını alır ve akşam yine kaçağa giderler. O dönem tek gözü kör bir at vardı. Her baskında mutlaka yakalanır karakola gelirdi. Yakalanan mazot jandarmaya,oradan mal müdürlüğüne gider. Sonra devletin açtığı ihaleyi kazanan kişi tüm kaçak mazotu alıp benzin istasyonunda satışa sunar. İran'dan ülkeye giren tonlarca vergisiz akaryakıtın bir bölmü bu sayede vergilenmiş olur.