Son on yılda evveliyatında da olduğu gibi demokrasi adına çok hızlı değişiklikler oluyor, ancak her seferinde de çakılıyoruz, ben bilmem siyasilerimiz öyle diyor.
Cumhuriyetimizin 93. Yıl dönümünü kutladık, kurucu önderinin de 10 kasımda yaşamını yitirmesinin 78. Yıldönümünü saygıyla andık, padişahlıktan Cumhuriyete, tebadan vatandaşlığa,marabalıktan kadın-erkek seçme ve seçilme hakkı, mülk edinme ve eğitimde fırsat eşitliği Cumhuriyetimiz ile birlikte kurtuluş mücadelesiyle Türk milleti olarak haklarımızı kazanmış aynı zamanda anayasası yazılı olarak teminat altına alınmış bu çok açık.
Ancak ne hikmetse 93 yıl içerisinde a’dan z’ye 3-4 defa anayasa değişikliği yapılması her defasında da halka onaylatılmasına rağmen bugünlerde tekrardan anayasa değişikliği ile birlikte rejimi değiştirmek talepleriyle, milleti karşı karşıya getirmek talepleri siyasilerden gelmektedir.
Nasıl yani, bizim siyasilerimiz devletiyle,milletiyle vatanın bölünmez bütünlüğünü koruyup kollama, milletinin eğitimini ve yaşam kalitelerini artırmalarının önünde anayasal engelmi vardı da yapmak isteyip yapamadıkları neydi de tekrar sil baştan yeni bir anayasa ve rejim taleplerinde bulunuluyor.Kağıt üzerinde yazılı, ancak hayata hiç geçirilmeyen anayasaların suçlanılması bence çok garip, sizce değilmi?
Demokrasi denilince akla ilk ne gelir? Bugün ki şartlarda seçme ve seçilme hakkı, peki var mı?
Siyasilerimiz ne istiyor? Yeni anayasa ile tam ve eksiksiz demokrasi,hürriyet insan hak ve özgürlüklerinin tam ve eşit sağlanması, eğitimde ve gelir dağılımında eşitlik, bugün ki sıkıntılarımız bunlar mı?
Evet.
Bugün büyük millet meclisi 4 yasal parti ve gruplarıyla temsil ediliyor. 4’üde anayasal değişikliği talepleri ile birlikte bazılarıda rejim değişikliği isteğinde bulunuyor.
Bakalım şimdi partilerimiz içerisinde demokrasi var mı? Genelbaşkan ağırlığı ne kadar? Üyeleriyle yönetimleri arasında maddi manevi fırsat eşitliği var mı?
Yani üye birilerinin işareti ile mi hareket ediyor, özgür iradesi ile mi? Garip değil mi? Demokrasi talep edenlerin kendilerinin demokrat olmadığı gibi kendi içerisinde demokrasiyi barındıran anayasanın partilerimize dar gelmiş olması düşündürücü değil mi sizlercede?
Kısacası saygı değer dostlarım, değişmesi gerekiyorsa elbette değiştirilir. Millet ve devlet olarak en iyisine laikiz ancak gel gör ki bugün siyasilerimizce beğenilmeyen anayasanın temel maddelerinde öncelikle benimde benimsediğim eğitimde fırsat eşitliği olmasına rağmen hiçbir zaman uygulanmadığı gibi gelir dağılımda eşitliğin hayalini kurmak bile bugün yüz milyonlarca değerinde konutların peynir ekmek gibi satıldığı, ancak bir tarafta sadece günlük ihtiyaçlarını karşılama adına ömrünü tüketen insanların hiç olmadığını görmemek ve bunuda yazılı anayasaya bağlamak ne kadar adaletli sizce?
Ne demiştik? Demokrasi, cumhuriyet (halkın hürriyeti) adalet, hukuk yine söylüyorum gelir dağılımında ve eğitimde fırsat eşitliği, elkler ayrımı vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünün tek çaresi kağıt üzerinde yazılı olmaktan daha fazla düşünce, akıl ve fikir ile benimsenmedikçe hiçbir rejim ve anayasa durup dururken insanları bir yerden alıp çok daha iyi yere götürmez.
Bırakalım rejimi, sistemi,anayasayı Kuran-ı Kerim kainatın sahibi tarafından insan oğluna rehber olarak indirilmesine rağmen buyruklarının olduğu gibi ayetlerin ne anlama geldiğini, neyin istenildiğini bizden ne yapmamamız gerektiğini bilmeden, okumadan, okuduğumuzu anlamadan insan ve millet olarak bir adım ileriye gitmemiz mümkün değildir, 50 defa anayasada değiştirsen, rejimde değiştirsen anayasanın içeriğinin ne olduğunu bilmeden okuduğunu anlamadığı müddetçe toplum olarak bugün ki dünyanın gelişmiş ülke ve milletleriyle, teknolojinin icatları ile aklın ve bilimin hür olmadığı yerde hiçbir şey ifade etmez.
Nasıl yani?
Öncelikle okuyacağız, okuduğumuzu anlayacağız, anladığımızı paylaşacağız, sosyaleşeceğiz. Aklın, bilmin, hür düşünce ve iradenin örselenmediği şahsın, bireyin olduğu kadar toplumsal millet olmanın sorumluluğu ve bilincinde olmadan hiçbir şey olmaz kardeşim ancak kendi olduğumuz yerde debelenir dururuz.
Nasıl yani?
Bütün bunların olmadığı ve örselendiği toplumlarda anarşistde olur, terörde, can güvenliğinden söz etmek hiç mümkün değil bütün bunların olmadığı yerdede kimse kusura bakmasın kimsede bizi kaale almaz.
Nasıl yani? Ben böyle düşündüm, düşüncelerimi hiçbir şahsi çıkar menfaadım olmadan siz değerli okuyucularım ile paylaştım. Her zaman olduğu gibi cumhuriyetimizin değerlerinden olan hak ve söz sizindir.
Saygılar sevgiler benden en güzel yarınlar siz değerli okuyucularımızın olsun.