Ne hale geldik

Hasan Anayol

Son günlerde yaşanan olayları  analiz edersek ,Ülkenin “bozulma ,çürüme ve çözülme” sürecine girdiğini söylemek mümkün.

Klasik bir deyim var :   Biz böyle değildik ! Değildik ama ,o hale getirildik.

Sn.Başbakan , Doğu ve Güneydoğu illerinde ,partisinin salon toplantılarında konuşma yaparken, dışarıda taşlı /sopalı hainler ortalığı birbirine katıyor.
Elinde kitap/defter olması gereken 8/10 yaşlarındaki veletler, Devletin kolluk kuvvetlerine , komşusu  polis amcalarına taş yağdırıyor...
Bu manzarayı seyrettikten sonra  kendini Filistin topraklarından yaşananlarla kaç kişi kıyaslamaz… Sizce bir farkı var mı?

Hani bir dangalak var.Arada bir TV"a çıkarırlar ,Terörle mücadeleye  “Kürt sorunu” deyip, Doğu ve Güneydoğu"da “İç savaş “yapıldığının bahsediyordu.Sezgisine diyecek yok.
“Neye layıksanız öyle yönetilirsiniz.”Altı yılda gelinen noktanın acı sonucu bu yaşananlar..Toplumsal travmanın hasarları “bozulma”nın dik alası.
Bir acı gerçek daha  var. Bir  ülkenin Başbakanı,kendi vatanında çelik yelek giyerek,bir koruma ordusu refakatinde gezmesi görülmüş şey değil..Demek Muhteremin can güvenliği tehlikede ! İnsanın ağrına gidiyor.Süleymaniye"de başına cuval geçirme hadisesinin ,ince ayarı.Bir de tersinden okursak :“Senin buralarda  işin yok ! “ diyorlar .

Tarihten  bir kıssa. Kendisini ziyaret ettiğim Tekkeköy  ilçesi Belediye Başkanı , Sn. Hacı Mustafa Yücel Beyefendi"den nakildir. Aynen aktarıyorum.
Devir, Abdülhamit devri. Sadrazam Talat Paşa"dır.Bir gün , Hünkar tebdili kıyafet İstanbul sokaklarında dolaşırken Paşa"yı görür ;önünde ,ardında bir manga asker... Cihan Padişahını karşısında yalnız başına gören Talat Paşa hayrettedir. ”Hünkarım!” der,”Siz , geceleyin böyle korumasız ,tek başına dolaşmaktan .Korkmuyor musunuz ? Ben , silahsız /korumasız adım bile  atamıyorum .“ deyince , “Cennetmekan” tokat gibi cevabı yapıştırır suratına : ”Talat !..Talat ! Sen ,bu millete ne yaptın da silahların gölgesinde bir hayata mahkum oldun! “der.
Kıssadan hisse !.
Acı ama gerçek !Bir savaşın ayak sesleri mi bu yaşananlar..Kargaşa deyip hafife alınamaz.

Eğer , Ülkenin Başbakan"ı bir bölgeyi kast ederek, muhalefetin oralarda siyaset yapamadığını böbürlenerek “şecaat arzederken”  ,bölgeyi içine alan haritaları  görünce ,tepki gösteremiyorsa ,bir Ülkenin Cumhurbaşkanı ziyaret ettiği fuarda bir  rezaletin farkına  varamıyorsa , daha kötüsüne  çanak tutmaktır,diye düşünüyorum.

İktidar olmayı kelle hesabı zanneden , Türkiye siyasetinde   “Sivas"tan ...Gavurdağı" ndan öte” geçemeyen partileri “Muhatap almayan”, Doğu ve Güneydoğu"da “AKP ve DTP ” eksenine oturttuğu seçimi hayat memet meselesine döndürürse olacağı budur.Doğaldır ki Bölücüler elbette “sen de yoksun!” diyecektir.“Buralara gelme !” diye tehditte bulunacaktır.

Ormanlarımız yakılırken  ,  vatandaşın  araçları kundaklanırken ,Devlet görevlileri ,resmi daireler taşlanırken  bir Allahın kulu çıkıp “Nerede bu devlet !” diye sorabiliyor mu?
Demek ki “Kokuşma /Çürüme başlamış…Sıra tuza gelmiş...


Gaflete bakın! Basiretsizliği yeniden tanımlayın ,lütfen.!Sn. Başbakan ,kendi canını, malını korumak üzere eline pompalı tüfek alan bir vatandaşa bakın nasıl arka çıkıyor.”…hayatına kastettiğiniz vatandaş kalkıp da eğer elinde böyle bir tedbiri,böyle bir imkanı varsa kendini savunma yoluna gidecektir !…”Yani ,”Koruculuk” adım adım Batıya da yayılacak !Yani Orman kanunu  ihdas edilecek..Türkçesi “80 öncesi “ne dönülsün isteniyor . Sivas , Kahramanmaraş ,Çorum olayları hortlasın isteniyor ..

Yönetim acizliği..Otorite boşluğu …  Tutarsızlığın tutarsızlığı..değil de nedir bu?
Sayın Başbakan , durduğu yeri /bulunduğu konumu düşünemiyor..Ağzından çıkan sözün nerelere gideceğini hesap etmelidir.Olaylar öyle iki aile arasındaki husumete benzetilemez.

Muhalefetin ikaz ve uyarıları aklı selimle değerlendirmelidir. Ülke yönetimi ,Belediye yönetimine benzemediğinin farkına varmalıdır..Kendisini iktidara taşıyanların gözünde öne çıkartılan özellikler , Ülke yönetiminde yeterli olmadığı anlaşılmıştır.

Mağduriyet...popülist söylemler , hamasi şiir okumalar ,kabadayılık gösterisi , yedi cihanı turlamalar yaşananlara çare olmuyor!

Sn .Başbakan ve çevresindekiler kendilerine dönüp bakmalı , empati yapmalılar  ve şu soruyu sormalılar? Bu hale nasıl geldik?
Bu işin din ile iman ile alakası yok .Devlet adamlığı,maşeri vicdanla alakası var.Terör ve Bölücülüğün arka planındaki zihniyeti tanımalıyız.”Tek dişi kalmış canavar"ın” Şark meselesi” sevdasının şakaya gelir bir mesele olmadığını idrak etmeliyiz..
Cehenneme giden yollar iyi niyetle  döşelidir.

Toplumda bozulma ve çürüme görülüyor.Birlik dirlik çağrıları havada kalıyor.Bir dava ile ilgili adli adli tıp rapor veriyor. Rapor insanın kanını/vicdanını donduruyor. En yetkili ağız “Kurumları yıpratmayalım” diyebiliyor.70 lik kart zampara ,”skandal rapor”un gölgesinde   kuyruğunu apış arasına kıstırıp yargı kararını beklemek yerine tehditler savuruyor.Hepsi bir yana vergilerimizle ayakta duran bir Belediye ,bu “ Utanmaz adamı “ davet edip , genç dimağları iğfal ettirmesine ne buyrulur ? Sormaz…soramaz.! Çünkü tuz kokmuş !

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.