Son günlerde yaşanan olayları analiz edersek ,Ülkenin bozulma ,çürüme ve çözülme sürecine girdiğini söylemek mümkün.
Klasik bir deyim var : Biz böyle değildik ! Değildik ama ,o hale getirildik.
Sn.Başbakan , Doğu ve Güneydoğu illerinde ,partisinin salon toplantılarında konuşma yaparken, dışarıda taşlı /sopalı hainler ortalığı birbirine katıyor.
Elinde kitap/defter olması gereken 8/10 yaşlarındaki veletler, Devletin kolluk kuvvetlerine , komşusu polis amcalarına taş yağdırıyor...
Bu manzarayı seyrettikten sonra kendini Filistin topraklarından yaşananlarla kaç kişi kıyaslamaz
Sizce bir farkı var mı?
Hani bir dangalak var.Arada bir TV"a çıkarırlar ,Terörle mücadeleye Kürt sorunu deyip, Doğu ve Güneydoğu"da İç savaş yapıldığının bahsediyordu.Sezgisine diyecek yok.
Neye layıksanız öyle yönetilirsiniz.Altı yılda gelinen noktanın acı sonucu bu yaşananlar..Toplumsal travmanın hasarları bozulmanın dik alası.
Bir acı gerçek daha var. Bir ülkenin Başbakanı,kendi vatanında çelik yelek giyerek,bir koruma ordusu refakatinde gezmesi görülmüş şey değil..Demek Muhteremin can güvenliği tehlikede ! İnsanın ağrına gidiyor.Süleymaniye"de başına cuval geçirme hadisesinin ,ince ayarı.Bir de tersinden okursak :Senin buralarda işin yok ! diyorlar .
Tarihten bir kıssa. Kendisini ziyaret ettiğim Tekkeköy ilçesi Belediye Başkanı , Sn. Hacı Mustafa Yücel Beyefendi"den nakildir. Aynen aktarıyorum.
Devir, Abdülhamit devri. Sadrazam Talat Paşa"dır.Bir gün , Hünkar tebdili kıyafet İstanbul sokaklarında dolaşırken Paşa"yı görür ;önünde ,ardında bir manga asker... Cihan Padişahını karşısında yalnız başına gören Talat Paşa hayrettedir. Hünkarım! der,Siz , geceleyin böyle korumasız ,tek başına dolaşmaktan .Korkmuyor musunuz ? Ben , silahsız /korumasız adım bile atamıyorum . deyince , Cennetmekan tokat gibi cevabı yapıştırır suratına : Talat !..Talat ! Sen ,bu millete ne yaptın da silahların gölgesinde bir hayata mahkum oldun! der.
Kıssadan hisse !.
Acı ama gerçek !Bir savaşın ayak sesleri mi bu yaşananlar..Kargaşa deyip hafife alınamaz.
Eğer , Ülkenin Başbakan"ı bir bölgeyi kast ederek, muhalefetin oralarda siyaset yapamadığını böbürlenerek şecaat arzederken ,bölgeyi içine alan haritaları görünce ,tepki gösteremiyorsa ,bir Ülkenin Cumhurbaşkanı ziyaret ettiği fuarda bir rezaletin farkına varamıyorsa , daha kötüsüne çanak tutmaktır,diye düşünüyorum.
İktidar olmayı kelle hesabı zanneden , Türkiye siyasetinde Sivas"tan ...Gavurdağı" ndan öte geçemeyen partileri Muhatap almayan, Doğu ve Güneydoğu"da AKP ve DTP eksenine oturttuğu seçimi hayat memet meselesine döndürürse olacağı budur.Doğaldır ki Bölücüler elbette sen de yoksun! diyecektir.Buralara gelme ! diye tehditte bulunacaktır.
Ormanlarımız yakılırken , vatandaşın araçları kundaklanırken ,Devlet görevlileri ,resmi daireler taşlanırken bir Allahın kulu çıkıp Nerede bu devlet ! diye sorabiliyor mu?
Demek ki Kokuşma /Çürüme başlamış
Sıra tuza gelmiş...
Gaflete bakın! Basiretsizliği yeniden tanımlayın ,lütfen.!Sn. Başbakan ,kendi canını, malını korumak üzere eline pompalı tüfek alan bir vatandaşa bakın nasıl arka çıkıyor.
hayatına kastettiğiniz vatandaş kalkıp da eğer elinde böyle bir tedbiri,böyle bir imkanı varsa kendini savunma yoluna gidecektir !
Yani ,Koruculuk adım adım Batıya da yayılacak !Yani Orman kanunu ihdas edilecek..Türkçesi 80 öncesi ne dönülsün isteniyor . Sivas , Kahramanmaraş ,Çorum olayları hortlasın isteniyor ..
Yönetim acizliği..Otorite boşluğu
Tutarsızlığın tutarsızlığı..değil de nedir bu?
Sayın Başbakan , durduğu yeri /bulunduğu konumu düşünemiyor..Ağzından çıkan sözün nerelere gideceğini hesap etmelidir.Olaylar öyle iki aile arasındaki husumete benzetilemez.
Muhalefetin ikaz ve uyarıları aklı selimle değerlendirmelidir. Ülke yönetimi ,Belediye yönetimine benzemediğinin farkına varmalıdır..Kendisini iktidara taşıyanların gözünde öne çıkartılan özellikler , Ülke yönetiminde yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Mağduriyet...popülist söylemler , hamasi şiir okumalar ,kabadayılık gösterisi , yedi cihanı turlamalar yaşananlara çare olmuyor!
Sn .Başbakan ve çevresindekiler kendilerine dönüp bakmalı , empati yapmalılar ve şu soruyu sormalılar? Bu hale nasıl geldik?
Bu işin din ile iman ile alakası yok .Devlet adamlığı,maşeri vicdanla alakası var.Terör ve Bölücülüğün arka planındaki zihniyeti tanımalıyız.Tek dişi kalmış canavar"ın Şark meselesi sevdasının şakaya gelir bir mesele olmadığını idrak etmeliyiz..
Cehenneme giden yollar iyi niyetle döşelidir.
Toplumda bozulma ve çürüme görülüyor.Birlik dirlik çağrıları havada kalıyor.Bir dava ile ilgili adli adli tıp rapor veriyor. Rapor insanın kanını/vicdanını donduruyor. En yetkili ağız Kurumları yıpratmayalım diyebiliyor.70 lik kart zampara ,skandal raporun gölgesinde kuyruğunu apış arasına kıstırıp yargı kararını beklemek yerine tehditler savuruyor.Hepsi bir yana vergilerimizle ayakta duran bir Belediye ,bu Utanmaz adamı davet edip , genç dimağları iğfal ettirmesine ne buyrulur ? Sormaz soramaz.! Çünkü tuz kokmuş !