Atalarımız ne güzel söylemiş, “Aç tavuk kendini darı ambarında sanır” bu söz nerden aklına geldi derseniz geçtiğimiz hafta türkücünün biri yaptığı konuşmada ‘‘ben kanaat önderiyim’’ deyince aklıma bu atasözü geldi. Kanaat önderi nedir, kimler kanaat önderi olabilir? Toplumun güvendiği, saygı duyduğu, her kesimin görüşlerine değer verdiği isimler kanaat önderi olabilirler. Şarkı, türkü söyleyip kendisini kanaat önderi zannedenler ne kadar gülünç duruma düştüklerini bilseler, sokakta dahi yürümezlerdi. Geçtiğimiz yıl Ankara’ya gidip TBMM’de bazı vekilleri ziyaret eden bir sivil toplum örgütü, bu türkücü arkadaşı da yanına alıp, vekillere ziyarete gittiklerinde bu arkadaş orada vekillere türkü söyleyip kendisini yerel sanatçı olarak tanıtmaya çalışınca başta ben olmak üzere pek çok insandan tepki almıştı. Zira türkünün okunacağı yer TBMM değil, sahnelerdir. Bu hareketi yapmakla kendilerini ve temsil ettikleri sivil toplum kuruluşunu küçük düşürdüklerinden kamuoyunun tepkisini almışlardı. Aynı arkadaş şimdi kendisini kanaat önderi ilan edince kendi kendime dedim ki TBMM’de vekilleri ziyaret ederken türkü söyleyip paylaşan kişilerden farklı bir şey beklenemez ama yeni bir kanaat önderimiz olduğu için de çok mutlu olduğumu söylemeden geçemeyeceğim…(!)
ÜZÜLÜYORUM AMA YAPACAK BİR ŞEY YOK
Hatırlarsanız bundan iki yıl kadar önce bazı şirketlerin iflasın eşiğinde olduklarını, bunlara mal veren kurumların dikkatli olmaları gerektiğini yazmıştım. Yazımın ardından bazı aklı evveller, bizim felaket tellallığı yaptığımızı söyleyip o şirketlerin çok sağlıklı ekonomilerinin olduğunu, hatta bir tanesinin sahibinin kendisini ziyaret ettiğini, öyle bir şeyin olmadığını, bu tür yayınlar yapanların şehre ihanet ettiklerini yazacak kadar ileriye gitmişlerdi. Tabi bu arada şirketten tam sayfa ilanları alıp paraları indiregandi yaptıklarını da belirtmekte yarar var. O gün onlara hak verenlere şimdi soruyorum. Vicdanen rahatlar mı? O şirkete mal veren yüzlerce belki de binlerce insanın alacakları ne olacak? O aldıkları ilanlar o mağdurları kurtaracak mı? Bizim ilkemiz mağdurların yanında olmaktır. Daha fazla mağdur olmaması için insanları uyarmak bizim önceliğimizdir. Bunu batan marketler zincirinden tutun da gıda sektöründen inşaat sektörüne kim sıkıntılıysa tamamını yazarak toplumu uyarmıştık.
Konkordato nedir bilir misiniz? Ekonomik olarak dönüşemeyen firmaların Mahkemeye müracaat edip borçlarını dondurup zaman kazanmak suretiyle mahkemeden aldığı zaman zarfında borçlarını ödeme taahhüdüdür. Geçmişte konkordato ilan edip kurtulan firma sayısı yüzde iki, üç civarında olmuştur, gerisinin tamamı batmıştır. Keşke bu firmalar batmasa da hem çalışanları hem de onlara mal satan insanlar mağdur olmasalar. Ben her zaman üzerine basarak söylediğim şeyi tekrar ederek bu konuyu kapatmak istiyorum. Düşmanımın dahi ekonomik sıkıntıya düşmesini istemem. Allah hiçbirimizi gördüğümüzden geri koymasın.
SAĞLIKTA SIKINTI HAD SAFHADA
AK Parti iktidarının en başarılı olduğu alanlardan birisi sağlık sektöründe yaptığı yenilikler, icraatlar ve vatandaş memnuniyeti odaklı çalışmalar olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak son iki, üç yıldan beri Sağlık Müdürlüğüne bağlı kurumlarda ciddi sıkıntılar olduğu da ortada. Hastahanelerdeki muayene kuyruklarından tutun da sistemin tıkanması sonucu hastalarına ilaç yazamayan doktorların çektikleri çilelere bir de atama ve tayinlerdeki haksızlık da eklenince ortaya çok sıkıntılı bir durum çıkmakta. Örneğin yeni mezun olan üç Diş Hekimi ilçelere değil de direk Samsun merkezde bulunan Ağız ve Diş Hastanesine veriliyor ama diğer yandan da Havza’ya görevlendirmeler yapılmak suretiyle Diş hekimi gönderiliyor. Allah aşkına bu olacak iş mi? Engiz’den merkeze bayan bir Diş Hekimini görevlendiriyorlar. Diğer taraftan da Engiz’e Samsun merkezden görevlendirmeler yapılmak suretiyle Diş Hekimi gönderilmekte. Allah aşkına bunu yapan İl Sağlık müdürü hiç üzülmez mi? Adaletin olmadığı yerde vatandaşın çektiği çilenin hesabını kim verecek? Torpilli doktorlar ilçelere gönderilmeyip merkeze çekilince merkezdeki tecrübeli doktorlar ilçelere görevlendirilmek suretiyle bu insanlara adeta zulmedilmekte. Vekillerin bir an önce bu olaya el atıp bu haksızlığı ortadan kaldırmaları gerekmekte. Diyeceksiniz ki o yeni doktorları ilçeye verdirmeyip merkeze verdirenler vekillerse ne olacak? Bunu da öğrendiğimizde gereğini yapacağımızdan kimsenin endişesi olmasın diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.