Son bir hafta içinde işlenen cinayetlerin artık insanlıktan mı çıkılıyor düşüncesini oluşturmaya başladı beynimizde. Sorumsuzca yaşanılan hayatlarda, kendi zevki sefası sonucunda dünyaya getirdikleri masum minik canları, ya ölüme mahkûm edip bırakıyorlar ya da vicdansızca öldürüyorlar. Bu insanların sıfatı Anne! Böyle kişilere Anne kelimesi çok fazla, bir anne bunu nasıl yapabiliyor hiç aklım ermiyor.
Ve bunun tersi olaylarda peşin sıra işlendi, bir hafta içinde üç Anne evlatları tarafından acımasızca katledildi. Bu cinayetleri işleyen insanların ne eğitiminden nede eğitimsizliğinden kaynaklanıyordu. Birey olarak bir kabul ediş şekli, bile bile lades den başka bir şey değil. En son Bursa"da cinayet olayında, Şizofren bir genç Annesinin boğazını keserek öldürdü ve ablasını defalarca bıçaklayarak ağır yaraladı.
İşlenilen cinayetlerde katillerin ruh sağlığı bozuk olduğu ortaya çıkıyor. İnsanlar sevdikleri için her zaman kör olmuşlardır, sağlık tedavisi görmesi gereken bu insanları göz ardı ederken hayatlarına mal olacağını düşünmedikleri ise bir gerçek. Onca emekle büyüttüğün evladın tarafından ölüm ise en acı ölüm olmalı.
Büyük savaşların çıkmasına gerek kalmadan, insanoğlu kendi kendini yok etmeyi çok iyi beceriyor. ""neden yan baktın?"" ""neden omuz attın?"" ""neden komşunun tavuğuna kış dedin?"" nedenlerin büyük çoğunluğu saçmalıklarla dolu. Mertlik bu olmamalı. Atalarımızın kanlarıyla suladığı bu toprağı emanet ettiği bu gençlik bizim değil. Gençlerimizin idealleri vardı, anasını babasını öldürmekten başka.
Herkesin birbirini değerli ve önemli insanlar olarak gördüğü bir toplumun barış, huzur, güvenli, sevgi ve saygı ile dolacağı açık bir gerçektir.
Ölümler yaşamın bir parçası ama pisipisine ölümlerde, yüreğim su alıp batan bir gemi gibi çaresiz ve üzgün. Herkese ruh güzelliğini bozmayacak sevgi dolu yürekler diliyorum ve o sevgi bir çiçeği bile koparırken onun da bir canlı olduğunu düşündüğünde sevgiyle merhamet edip vazgeçsin.