Acaba kötüye yorulan bir rüya, uykuyu kaçıran bir kabus mu nedeni? Bir yakını kürtaj masasında filan mı kaldı? 10 yıllık bir iktidarlıkta akıllarına gelmedi de şimdi birden bire, arkalarından atlı koşturuyormuş gibi kürtaj hakkında sanki çok geç kalınan bir yere yetişmeye çalışıyormuşçasına neden bu kadar hızlı kanun hazırlama çalışmaları? Bu hız, bu acele niye? 10 yıldır olmadı da şimdi niye?
İktidar; güçlü, muktedir, istediği kanunu gerekirse bir gecede geçirebilen, gerekirse muhalefeti salona sokmadan eğitim gibi çocuklarımız için çok önemli bir meseleyi (ki benim için kürtajdan çok daha önemli!) bilim insanlarına, bu işle uğraşanlara sormadan, danışmadan fikir almadan oldu bittiye getirebilecek kadar hırslı. Hakan Fidan için bir gecede yasa değişti, bunu da yaşadık. Sağlık çalışanlarına, öğretmenlere ve hele kadınlara yönelen şiddet (ve iddia ediyorum vahşet!) olayları için parmağını oynatmayan, yasa çıkaramayan işi ağırdan alan sayın vekillerin daha cenin halindeki insanın yaşam hakkı için bu kadar çırpınmaları, masum kendini koruyamayan bebeğin yaşama özgürlüğü için yaptıkları konuşmalar gözlerimi yaşartıyor! Bu konuşmaları duyunca sanırsınız ki, Türkiye, herkesin insan hakkını tepe tepe kullandığı bir ülkedir, hiç ihlal yapılmıyor, hiç sıkıntımız yok, tek sıkıntımız kürtajdı, artan sezaryen sayımızdı, çok şükür hükümet bu konuya da el koydu, tüm sorunlarımız çözüldü!
Acaba ordunun yarısı içerde olmasına karşın yıllarca yaşadıkları bir darbe korkusu mu bu telaşın nedeni? Aman, bir an önce çıkaralım yasayı ne olur ne olmaz endişesi, paranoyası mı? Bu iktidar değil mi 2023 yılına kadar yönetimde kalmayı hedefleyen, öyleyse bu telaş neden?
Kürtaj hiçbir zaman doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmamalıdır, bu gerçeğin altını herkes çiziyor. İsteyen yaptırıyor, istemeyeni kimse zorla o masaya çıkarmıyor. İsteyen doktor yapıyor, istemeyenin eline kimse hastayı verip bebeği çıkar demiyor. Kardeşim Kadın Doğum Uzmanı ama kürtajı doğru bulmadığı için anne ve bebeğin hayati tehlikesi olmadığı durumlarda kürtaj yapmıyordu zaten. Ve zaten yasası, bir takım kuralları, şartları olan bir şekilde işliyor bu işlem, gelişi güzel değil. Aksaklık mı var, yanlış mı uygulanıyor, denetle, sen hükümetsin, yanlış yapana cezanı kes. Şartları mı değiştireceksiniz, önce ön hazırlık yap, araştır, soruştur, fikir al, kimseyi küçümsemeden (özellikle sivil kadın örgütlerini) gerekirse ulemaya sor! Ama sakin, yavaş, acele etmeden!
Sağlık Bakanı yine (maalesef!) yorum yapmış: 'Annenin başına kötü bir şey gelmişse ne olacak gibi şeyler söyleniyor. Gerekirse öyle bir bebeğe devlet bakar demiş. Bir doktor, üstelik çocuk doktoru hamilelik sürecini nasıl bu kadar küçümseyebiliyor anlayamıyorum. Başınıza kötü bir şey geldi, tecavüze uğradınız mesela, ve hamile kaldınız, o bebeği aldıramıyorsunuz, 9 ay boyunca karnınızda büyütmek zorundasınız, bir tarafta yaşadığınız büyük bir travma, bir tarafta karnınızda büyüyen, tüm fizyolojinizi ve hayatınızı alt üst eden bir bebek! Ve sizin yaşınız 12-13. (Kardeşinizi, kızınızı, yeğeninizi düşünün, bir anlığına.)Bu durumda tek sorunumuz, doğacak bebeğe kim bakacak sorusu mudur? Allah aşkına! (Ama aslında Türkiye'nin böyle bir sorunu yok, çünkü bu kızlar zaten ailelerindeki en yakın erkekler tarafından öldürülüyor ve hafifletici cezalar alıyorlar, soruyorum sayın bakanımıza , e bu öldürülen kızların karınlarındaki bebekler de ölüyor, acaba yeni bir kanun mu çıkarsanız, tecavüze uğrayan kızların bebekleri doğana kadar öldürmeyen ebeveynlere ceza yok diye!)
Anlıyorum siz manevi hayatınızdaki görüş ve inanışlarınızı kurallar silsilesi halinde topluma dayatmak istiyorsunuz. Anlıyorum siz nasıl yaşıyorsanız herkes öyle yaşasın istiyorsunuz. Anlıyorum, tüm insanların günah işlemesini engellemek, herkesin cenenete gitmesini, buna vesile olduğunuz için ayrıca sevap kazanıp, ödüllendirilmek, Allah katında kutsanmak istiyorsunuz. Ama bırakın da Allah'ın verdiği Cüz-i İrade'yi kullanma özgürlüğüne sahip olsun insanlar. İnsanların seçme özgürlüğü olsun, bırakın karnındaki bebeği kendi kanıyla beslemeye o kadın karar versin. Günahı boynuna olsun, cehennemde cayır cayır yansın, ama yeter ki seçme şansı olsun. Siz de anlayın belki de o hamileliği devam ettirmek o kadın (ya da kız) için cehennemim ta dibi, anlayın ve büyük konuşmayın. Herkesin bir kızı, olmadı kız torunu var ve bu hayatta kimin başına ne geleceği belli mi?