Türkiye'de neredeyse iyi giden bir şey kalmadı.Terör zirve yaptı, yapmaya devam ediyor. Komşu ülkelerin hemen hepsi ile kavgalıyız. Suriye ile savaşın eşiğine geldik, ABD ve AB'nin gazı ile uyguladığımız dış politika iflasın eşiğinde. Suriye'den gelen mülteciler 100 bin sınırını aştı ve aşmaya da devam ediyor.Bunların ülkemize maliyetleri artık taşınamaz hale geldi.
Enflasyon aldı başını gidiyor. İşsizlik yazın tarımsal kesimin de etkisi ile düşmüş görünürken aslında öyle olmadığı ortaya çıktı. Asgari ücretin yoksulluk sınırının 3 bin TL'yi geçtiği bir ülkede neye yarayacağı tartışılır hale geldi. Çıkan yasalar dar gelirli ve işçi yararına değil. Haklar elden birer birer gidiyor. Okullarda öğretmenler bıçaklanıyor.
Milli Eğitim 4+4+4 ile içinden çıkılmaz hale geldi. Kamu kurumlarında yolsuzluklar aldı başını gidiyor. Yargı bağımsızlığı tartışılır hale geldi. İyiye gittiği söylenen ekonomi vatandaşın ve dar gelirlinin cebine bir şey koymazken ailelerin borçları 20 yılda 36 kat artmış . En önemlisi ülkemizde her 5 kişiden 3 ü icralık.
Bunlar devam ederken Yüksek öğretim sistemimiz, üniversiteler ve sağlığımızın geldiği durumdan da söz etmeden geçmemek lazım. Üniversitelerde eğitimin kalitesi düştü. Mantar gibi açılan yeni üniversitelerde yetişmiş öğretim elemanı bulunamıyor. Sağlık artık tamamen özelleşti. Parası olmayan sağlık hizmeti alamayacak.Sosyal Güvenlik sistemi her şeye rağmen açık vermeye devam ediyor. Ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler açık kapanamıyor. Bütün bu sıkıntılar yaşanırken gelişen ,değişen , umut veren hiçbir şey kalmamış gibi ülkede.
Bayrak terörü
En kötüsü de terörün ve terör odaklarının nereden aldıkları belli olan cesaretle yaptıkları...Antalya'da dün yaşanan olay yeter artık dedirttirdi.. Düşünebiliyor musunuz.Yeni aldığınız arabanız ile geziye çıkıyorsunuz ve önünüzü kesen 15 kişilik grup tarafından, aracın 'sunroof'undaki Türk Bayrağı'nı çıkartmadığınız için dövülüyorsunuz , hastanelik oluyorsunuz.. Ve daha fazla zarar görmemeniz için evinizin önünde polis nöbet tutuyor.
PKK'lılar tanık, yakalayanlar sanık
Artık tartışmalı hale gelen ve suçluluk kavramının tartışıldığı Ergenekon Davası'nda dün ortaya çıkan gizli tanık gündeme bomba gibi düştü. Eski PKK yöneticisi Sakık'ın Ergenekon davasında gizli tanık olduğu ortaya çıktı. Ergenekon Davası dün gizli tanık şokuyla açıldı. PKK'nın eski iki numarası Şemdin Sakık'ın 'Deniz' kod adlı gizli tanık olduğunun ortaya çıkması duruşmanın gündemini değiştirdi.
Duruşmada en dikkat çeken noktalardan biri de eski PKK yöneticisi Sakık'ın tanık olarak dinlenirken sanık koltuğunda oturanlar arasında Silivri'de üç yıldır tutuklu olan İmralı'daki PKK lideri Abdullah Öcalan'ı yakalayan ve sorgulayan ekipte yer alan iki ismin bulunması. Bu isimlerden biri tutuklu Jandarma Albay Atilla Uğur, diğeri ise TSK'da çalıştığı dönemde PKK örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye"den çıkarılması ve Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinde görev alan Levent Göktaş.
Ve Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'dan bir tespit: "Bugün Silivri'de Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK terör örgütü karşı karşıya bırakılmıştır. Bugün Silivri'de Türk Ordusu'nun PKK'ya karşı yürüttüğü mücadele yargılanmaktadır"
Sözün kısası dün askerimizi şehit eden, terör estiren çocuk, bebek öldürenler tanık,onlarla mücadele eden , savaşan , canlarını feda edenler sanık..
Sahi nereye gidiyoruz?