Hazreti Ali’nin savaşırken kâfiri tam öldüreceği esnada kâfirin suratına tükürmesinin ardından onu öldürmekten vaz geçmesi üzerine kâfir neden öldürmediğini sorduğunda Hazreti Ali, az önce öldürseydim Allah için öldürecektim ama sen yüzüme tükürdükten sonra öldürseydim nefsim için öldüreceğimden vaz geçtim, diyor. İşte İslam’ın emri budur. Şimdi bunu söyleyerek söze niye girdin derseniz, dikkat ederseniz bizim dışımızda bir Allah’ın kulu Cemaat yapılanması ile ilgili devletin önünü açacak ne haber yapıyor ne de köşe yazıyor. Peki, biz bu haberleri yaparken neyi ölçü alıyoruz derseniz, Allah kalplerde olanı biliyor, Cemaat’le ilgisi olmayanlarla ilgili en ufak bir haber yapmadığımız gibi tutuklananlardan tanıdıkların yakınlarına geçmiş olsun dileklerimizi de iletmekten geriye kalmıyoruz. Zira adamlık insanların düşmüş zamanlarında onlara vurmak değil, şayet onların masum oldukları yönünde veya bilmeden bazı hataları yaptıklarını düşünüyorsak, o insanlara merhametli davranıyoruz.
Ancak şu açık ve net ortada, gerçekten bu yapı devletin her tarafına öyle sirayet etmiş ki anlatamam, adamların sirayet etmedikleri en ufak bir yer kalmamış. Cumartesi gecesi saat 02’ye dek CNN’de Nurettin Veren’i izledim. Adam işin kökünden geldiği için konuştukları fevkalade doğru ve yapılması gerekenleri de çok mükemmel anlatıyor. Adam, devlet gölgeyle savaşıyor diyor, çok doğru bir tespit. Hiç ummadığın bir yerden onlar çıkıyorlar, o nedenle bu konuda özellikle basın camiasına çok büyük görev düşüyor. Devletin bilmediği konularda devlete yardımcı olmak ve delileri ile birlikte kişilerin yaptıklarını ortaya koymak en önemli görev olduğunu unutmayalım. İnanın bu konu ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için çok ama çok önemli bir konu. Pazar günü Gaziantepli bir iş adamının kızının anlattıklarını okudum, inanın ağladım. Bunlar ne adi ve şerefsiz insanlarmış, muta nikâhı kıyıp gencecik kızların geleceğini karartacak kadar alçak ve şerefsiz insanlarmışlar. Kızcağız diyor ki “Hayatımın en önemli objesini evleneceğim adama vereceğim, bekâretimi alacak kadar adi ve şerefsiz bunlar”. Sorarım size Allah aşkına bu sözleri okuyup ağlamayacak insan var mı bu ülkede. Bunlar bu kadar alçak ve şerefsiz insanlar. İşte o nedenledir ki kıymetli kardeşlerim Allah için bu yapının her yerden söküp atılması için hepimiz üzerimize düşeni yapmaz isek bizden sonraki çocuklarımıza karşı vazifelerimizi yapmamış oluruz.
Evet, 15 Temmuz darbe girişimi bu vefalı ve cesur halkın kıyamı ile alt edildi ama inanın asıl sıkıntı bundan sonra. Bunları nerede olursalar olsunlar temizlenmeleri için canla başla uğraş vermek hepimizin öncelikli görevi olmalıdır. Çok yakın akrabamız dahi olsalar bu insanları ya o cemaatten alıkoyup doğruları onlara anlatıp güzellikle onları ikna edeceğiz ya da devlete teslim edeceğiz, başka bir alternatifiniz yok. Ancak bunu yaparken yukarıda Hazreti Ali’nin yaptığı gibi yapıp nefsimizi bir kenara bırakıp kızdığımız insanlara çamur atarak değil gerçekten bu işin içerisinde olanları ortaya koyacağız. Dikkat ettiyseniz biz bu konuda manşetten verdiğimiz insanları çok zamandan beri veriyorduk, çünkü yaptıklarını çok iyi bildiğimizden geçmişte de aynı şekilde mücadelemizi yapıyorduk.
Şimdi bir iki konuda uyarılarım olacak. İlk konumuz Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği’nden alınan arkadaşımız sürekli Kamu Hastaneleri’ndeki eski görev yerine gelerek bazı evraklarda çalışmalar yaptığı yönünde bir bilgi geldi. Geçtiğimiz cuma günü saat 16’dan sonra daireye gitmiş, dün de oradaymış. Bu iddia doğru ise fevkalade yanlış bir durum, derhal müdahale edilmeli. İkinci bir konu, bazıları Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği görevine talip olan düzgünlüğünden en ufak şüphe bulunmayan doktorlara haber gönderip, ya bu göreve talip olmaktan vaz geçsin ya da onun da adını Paralelci diye verip içeriye attırırız diyecek kadar ileriye gittiklerini duydum. Şayet bu doğru ise bunu yapanlar unutmasınlar ki onların yaptıklarını belgeleri ile yayınlayacağım haberleri olsun; akıllarını başlarına alsınlar yoksa çok güvendikleri siyasetçiler de onlara fayda sağlayamaz.
Yazımıza son vermeden son bir konuya daha girmek istiyorum. Son günlerde bazı gazeteci arkadaşlara yaptıkları haberler nedeniyle saldıranlar olmuş, o saldırıyı yapanlara iki sözüm var: Bakın beyler aklınız başınıza alın bu insanların yazdıkları noktasına virgülüne kadar doğru değil mi? Doğru olduğunu bildiğiniz için onlara saldırıyorsunuz değil mi? Yoksa neden adli yargıya mütacaat edip cezalandırılmalarını istemezmiydiniz? Demek ki yazılanlar doğru ki siz adamlara saldırıp önlerini kesmek istiyorsunuz. Bu şehirde kimşn ne olduğunu herkse biliyor, hangi siyasetçinin Vezir Hazretlerinin arkasına saklanarak hem cemaate sürekli yardım yaptığını hem de malı götürdüğünü herkes çok iyi biliyor. Hangi iş adamının paralelin göbeğinde olmadına rağmen son zamanlarda onlardaki görevlerindn istifa edip onlardan değilmiş gibi gözüktüğünü b biz nefsimizş bir kenara borakarak bu gerçekleri yazmak zorundayız. Kalın sağlıcaklaterim ki bu şehşrde lardan değilmiş gibi gu toplumun bilmediğini mi zannediyorlar.
Son olarak bir şey daha söylemek isterim ki bu sevsek de sevmesek de konuşsak da konuşmasak da bu şehirde cemaate asla prim vermeyen internet sitesi Akasyam sitesi sahibi olan arkadaştır. İl Özel idaresini iç eden cemaatçi gazetecişeri de bu toplum çok iyi biliyor, biz nefsimizş bir kenara borakarak bu gerçekleri yazmak zorundayız. Kalın sağlıcakla.