23 Nisan Çocuk Bayramı ama tepkiler yorumlar büyüklerden geliyor .Sosyal medyada ‘’ Eskiden şöyle derdik ,bugün 23 Nisan neşe doluyor insan, artık neşe dolmuyoruz .Bayram olduğundan haberimiz bile yok, 23 Nisan ve diğer milli bayramlarımız neşe içinde kutlanmıyor .’’
Yaşı ilerlemiş insanların Çocuk Bayramında nasıl bir neşe beklentisi olduğunu merak etmeye gerek yok. Birincisi, siz artık çocuk değilsiniz, ikincisi, eğer çocuğunuzun elinden tutup o törene katılmadıysanız ,onların mutluluğunu zaten göremezsiniz. Hatta törenlerde görev alamayan çocukların mutsuzluğunu bile göremezsiniz. Eskiye duyulan özlemin altında yatan asıl neden, siyasi düşünceden kaynaklanmaktadır . Milli bayramlara getirilen bir takım düzenlemeler özlem sorununun ana kaynağıdır olaya siyasi olarak bakmak görmek istenilenin görülmesinden ibarettir.
Canik ilçe sınırları içinde bulunan 19 Mayıs Stadyumunun olduğu bölgede Fatih İlkokulu vardı. Yağmurlu havalarda çamur olan kara lastikle ile oraya gider ,dışarıdaki çeşmelerde ayağınızda ki lastiklerinizi yıkarsanız hademeden dayak yersiniz ,çamurlu ayakkabıyla içeriye girerseniz katmerli dayak yersiniz. Eve gittiğinizde karar lastiklerim çamurlu diye dayak yedim diyemezsiniz, hata sizindir yediğiniz dayak ile aklınız başınıza gelir daha sonra o hademe ile karşılaşmamak için su birikintisinde o lastiklerinizi yıkarsınız.
Hani ‘’Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan’’ sözü var ya, biz o zaman hiç neşe dolu olamıyorduk, hatta neden ben seçildim törene diye karamsar oluyor, kimseye de derdimizi anlatamıyorduk.
İşte o unutulmaz 23 Nisan törenlerinde bir tanesi ,pantolonum ütülü, lastiklerim temiz, tipim müsait, en önemlisi saçlarım, evde koyun kırkar gibi kır kılmamış, berberde traş olmuşum. Yağmurlu bir 23 Nisan sabahı ,kara lastikleriniz, pantolonumuz, önlüğümüz, bir bileğimize taktığımız beyaz bez parçası törene giderken tertemiz . Tarlaların arasından okula gidiyoruz. Hademe şiddetine maruz kalmamak için ,okulun dışında lastiklerinizi temizledik, sıraya girdik. Yağmur altında grubun tamamlanmasını bekliyoruz. Üzerimizde herhangi bir üstlük dahi yok . Yavru kurtlar giyimleri ile okulun yüz akı,siyah önlüklü bizler mecburenin temsilcisi,inanılmaz gurur.
Gruplar tamamlandı yağmur altında yola çıktık ,istasyon bölgesine geldiğimizde o zamanki adı Atatürk İlkokulu olan okulun öğrenci grupları yürümeye başladı. Bu okulda olsaydık keşke hiç toprağa basmıyor kara lastik giymiyordular diye hayal kuruyorduk. Shell denen yerde sıra halinde bekliyoruz . Konuşmalar , askeri geçit ve okulların meydana doğru yürümeye başlaması .
Halkın önünden geçip, Cumhuriyet meydanı'ndan dönerek , okula doğru yürüyüşümüze devam ettik. Islanmış, aç, susuz okula geldik ve dağıldık. Ya, öyle bir neşe dolmuştuk ki tarifi imkansızdı bunun. Okul bitene kadar o eziyeti çektirmesinler, seçmesinler bizi diye dua ederdik. Allah'ın sevmediği kulduk sanırım, duamız da kabul olmazdı. Ya yağmurda ,ya güneş altında, neşe takviyesi alırdık , attığımız bir tur ile.
Bu yıl kızımın, görevli olmamasına karşın okulundaki törenlerine gittik .Program yapılmış, çocuklar koşturuyor, halk oyunu gösterileri, şiirler katılan cocuklarda, katılmayanlarda büyüklerin yanında etkinliği izlerken neşe içindeydiler.Hava yağışlı olsa ya program ertelenecek ya da okul içindeki konferans salonlarında İcra edilecekti.
Eskiye atif da bulunanlar sanırım bir yürüyüşten ibaret olan töreni unutulmazlar arasına almıştılar. Aslında geçmişe özlem duyanlar bunu o özlemden dolayı sosyal medyada dillendirmiyorlar. Onlar olaya tamamen siyasi yaklaştıkları için bakış açıları olumsuz yönde.