Dün bizim gazete ve Arena manşetten verdi. Atakum'da Ak Parti ile Belediye Başkanı Metin Burma arasında yerel seçimlere 2 yıl kala başlayan savaş iyice kızıştı. Niye bu kadar erken başladı bu kavga? Sahi sizce niye başlamış olabilir?
Hatırlayın AK Parti Samsun İl Başkanı Osman Çetinkaya'nın, Samsun Milletvekili Akif Çağatay Kılıç ve 23. Dönem Milletvekili Birnur Şahinoğlu ile birlikte AK Parti Atakum İlçe Teşkilatı'nı 2011'in son günlerinde yaptığı ziyaret sırasında söylediği, "Atakum'da belediyecliğin B''si bile yok" ifadesi savaş ilanının başlangıcı oldu. İl Başkanı Çetinkaya'nın bu sözlerine CHP'li Metin Burma, "AKP İl Başkanı çok esprili birisi. Ama biz A'yı B'yi çoktan geçip, AxB'ye geldik. Atakum Türkiye'deki 957 ilçe arasında gelişmişlikte 1.ci olarak adeta bir yıldız gibi parlayıp, gelişiyor, büyüyor,modernleşiyor,güzelleşiyor." diye cevap vermişti. Ancak kavga durulmadı.
AK Parti Atakum İlçe Başkanı Hüseyin Dereli, Belediye Başkanı Metin Burma'ya, "AK Parti'yi eleştireceğine işine bak. İlçede sembol olacak bir proje ortaya koyamadın. Bizim mirasımızın üzerinde oturuyorsun" diyerek kavgaya müdahil oldu.
Son zamanlarda Sayın Çetinkaya ve bazı milletvekillerinin kendisini bu polemik ortamının içerisine çekmeye çalıştığını belirten Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, "Benim içi boş sözlerle kaybedecek zamanım yok. Ancak herhalde Sayın Çetinkaya'nın boş vakti çok ki, sürekli bana laf atıp duruyor. Benim bu tür polemiklerle uğraşmaya ne vaktim, ne de isteğim var. Belediye halkın yeridir. Sayın Başkan isterse buyursun gelsin bir gün çayımı içsin, ben O'na ne tür hizmetler yaptık, neleri yapmayı planlıyoruz, projelerimiz nelerdir? hepsini tek tek anlatırım. Yok onu da istemiyorsa beni rahat bıraksın, çalışayım. Benim kendisinden tüm beklentim budur, başka bir şey istimiyorum. Seçim zamanı geldiğinde kimin çalışıp çalışmadığının değerlendirmesini halkımız yapacaktır" diye konuştu.
2014'te yapılacak seçimlere 2 yıl var daha. Siz şimdiden düşünmeye başlayın kavganın bu kadar önce başlamasının nedenini? Hadi bakalım kolay gelsin!
ERKEN DAVRANDI
Dünkü gazetelerin hemen hepsinde var. Ben köşemi hazırladıktan sonra önüme düşen haberdi TSO'nun çat kapı haberi. Hani o, her hafta Samsun'un değişik semtlerinde evlere yapılan çat kapı ziyaretlerde, kullandıkları yerel ürünleri gösteren 25 tüketici, gösterdikleri ürünün aynısı alabilecekleri hediye kuponuyla ödüllendirilmesi haberi. Çok güzel bir uygulama dedim bunu desteklemek gerekir diye düşündüm ve bugün için yazmayı planladım. Dün gazeteleri açtım Haber Gazetesi'nden arkadaşımız Sevgili Necdet Uzun yine erken davranmış. "..kampanyası kapsamında, çat-kapı ev ziyaretleriyle yerli ürün kullanan ailelere hediye verilmesi organizasyonunu destekliyorum. Çünkü, bu işin kazanç dönüşü yine bu şehre olacak. Şehrin yatırımcısı büyüyecek, iş ve aş derdi de azalacak. Amaç da bu zaten..."diye özetin özetiyle.. Ben de hem kendisini, hem TSO'yu destekliyorum. Gerçekten iyi düşünülmüş. Geç de olsa, çok çok iyi..
ŞEFKATEVİ
Gazetelerde okumuşsunuzdur: OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Bekir Selçuk, "Ocak ayında düzenlenecek 'şefkatevi' ile banklarda, araçlarında gecelemek zorunda kalan hasta yakınlarını sıkıntıdan kurtaracağız." demiş.
Proje önceden hazırlanmış, ancak en uyun yerin temini için araştırmalar biraz uzun sürmüş. Evin yapılacağı yer kesinlik kazanmış. Hastane ana girişinin yanındaki manavın karşısında bulunan 2 katlı bina bu iş için en uygun yer olduğunu düşünülmüş. Bu konunun nihayete kavuşması yönetimi çok mutlu etmiş. Bu sebeple evin yapımına ocak ayı içinde başlanıyormuş ve gerekli yazışmalar yapılmış, ödenek sağlanmak üzereymiş. Misafirhane yaklaşık 600 bin liraya mal olacakmış. Şefkatevi erkek ve kadın olmak üzere iki kattan oluşacakmış. Bu katlarda televizyon salonu, dinlenme odaları, çamaşırhane, mutfak ve dinlenme odaları olacakmış. Yaklaşık evin kapasitesi yarısı erkek ve bayan olmak üzere 50 kişi olacakmış
SEVDİĞİN
Ey Gönlüm!
Bir sürü dostlarının yanında,
elbet ki düşmanların da olacak;
Ama imtihan ya bu,onca düşmanın varken
seni SEVDİĞİN vuracak...
(Mevlana)
KÖŞK
SAMSUN 1913
100 yıl önce çekilmiş bir Samsun evi.Şimdiki Lise caddesinde.
1974'te yıktırılmış ve yerine ARI apartmanı yapılmış. Bir zamanlar İtalyan Konsolosunun da oturduğu bir köşk. (Prof. Dr. Yücel Tanyeri'den)
FARK
Ernesto Che Guevera'nın bu sözü bana bir de şunu hatırlatıyor; "Açım çıplağım dersin, o halde sen Komünistsin"
GAZETECİLER
Fotoğrafta soldan sağa Anadolu Ajansı'ndan Ercan Dilaver, Haber'in spor servisinden Ahmet Çağdaş Çatoğlu, Haber'den Bayram Ok ve Doğan Haber Ajansı'ndan Hakan Çelikbaş bir görev sırasında kendilerini de görüntülemiş. Bu mesleğe çok emek vermiş arkadaşlarımız kolaylıklar diliyoruz. Onlar sizlere en doğru, en güzel haberleri en seri biçimde sunmak için çalışıyor. Başka bir meramları yok. Geceleri, gündüzleri yok. Sadece haber düşündükleri. Hem de en iyisinden..
BERHUDAR OL!
Arabeskin 'Orhan Baba'sı Orhan Gencebay, 2000 yılında hiçbir bilgisi yokken borsaya girmenin, servetinin yüzde 85'ine mal olduğunu söylemiş.
Sanatçı,"2000 başında bazı tasarrufları borsaya koymuştum. Hiç bilmediğim bir alandı. Bu macerada yatırımımın yüzde 85'ini kaybettim. Bizde borsa yanlış biliniyor. Gelişmiş ülkelerde ev hanımları bile yemeğini yaparken borsadaki yatırımını takip edebilecek kadar bilgili" demiş. Müzik piyasasında mevcut yasaların yeterince uygulanamadığından dert yanan Gencebay, müzik sektöründeki çöküşü ise şöyle anlatmış: "Dünyadaki 190 ülkenin telifle ilgili Türkiye'de hakları var. Türkiye'nin bu haklara ne derece riayet ettiğine bakıldığında biz maalesef en kötü yerlerdeyiz. Meslek birlikleri olarak hareket başlattık. Yasa güzel ama yeterince uygulanmıyor. Sektör çöktü. 300 milyon olması gereken CD satışı tirajı 6 milyona düştü. Alınması gereken telif 19 milyon Euro, bunun yüzde 46'sı vergiye gidiyor. Gelişmiş ülkelerde bu rakam 1.5 milyar Euro'lara varıyor. Çöküşün ilk nedeni korsan ise ikincisi de internettir."
DEMİŞ Kİ:
Bir partinin bir ilçe başkanı konuşmuş "Başkan Demirtaş'ın hala 'Belediye Hizmet Kanunu' kitapçığını okumadığını ve belediye başkanlığının asli görevlerinin neler olduğunu bilmediğini söyleyebilirim. Uyarılarımız siyasi polemik olarak algılanıyor. İlkadım halkının zarar görmemesinin peşindeyiz. Sayın başkanın bu konuda yetersizliği halk tarafından tespit edilmiştir" deyu. Başkan iz sürüyor yani. Sonunda ne olacaksa!
KERİZ!
Fransa'da üniversitede araştırmacılar farelerin acıkma düzenleriyle ilgili deney yaparlar. Bilim adamları, uzun çalışmalar sonrasında farelere acıktıklarında
burunlarıyla zile basma yeteneği kazandırırlar. Fareler de durumlarından memnun, acıktıklarında kafesin yanındaki zile burunlarıyla basıyor ve yiyecekler geliyor.
Fareler kendi aralarında bu durumu ise şöyle değerlendiriyorlar:
"-Kerizleri amma da alıştırdık ha, her zile bastığımızda peynir veriyorlar"